Eşime şaka veya espri yapabilir miyim?
- Eşime bazen espri veya şaka yaptığımda; "Her şakanın altında bir gerçek yatar." diyor.
- Mesela eşime onunla ilgili espri yaptığımda, hemen öyle söylüyor ve kırılıyor bana.
Değerli kardeşimiz,
Evlilik hayatının bir amacı da karı-kocanın birbiriyle “sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele” etmeleri, “lezaizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavin ve yardımcı” olmalarıdır.
Meşru daire içinde kalmak şartıyla, bu amaca hizmet edecek her söz ve davranış çiftin aralarındaki sevgi bağlarını pekiştirecek, yakınlığı artıracaktır. Şaka ve espri yapmak da buna dâhildir. Hatta evlilik hayatında zaman zaman yaşanan monotonluğu aşmak için de güzel bir vesiledir.
Bundandır ki, Peygamber Efendimiz (asm) evlilere şöyle tavsiyede bulunur:
“Allah, erkeğin eşi ile şakalaşmasından hoşlanır ve bundan dolayı ikisine de sevap yazar. Ve rızıklarını da helalinden bereketlendirir." (Kenzü'l-Ummal, h no: 44404)
Ancak şaka ve espri hassas bir konudur, çok dikkatli seçilmezse tamiri imkansız olaylara neden olabilir. Çünkü şakada, niyet ile yapılan davranış ve söylenen söz arasında büyük bir uçurum var. Örneğin karanlıkta bir arkadaşını korkutmak suretiyle şaka yapmak ve birlikte eğlenmek isteyen kişi, bazen arkadaşının travma geçirmesine, hatta korkup bayılmasına neden olabilir. Veya olayın şaka olduğunu kavrayamayan arkadaşını, şiddet davranışı ile karşılık vermeye itebilir.
Bu çerçevede, şakanın yanlış anlaşılmalara, kırılmalara, küskünlüklere, -Allah korusun-, ölümle sonuçlanan olaylara da neden olduğu bilinmektedir. Bunun için, sıkıntı doğuracak espri ve şakalardan kaçınmak gerekir. Peygamber Efendimiz (asm) bu çerçevede şaka veya epri niyetiyle bir müminin başka bir mümini korkutmasının helal olmadığını ifade buyurur:
İbnu Ebi Leyla (ra) anlatıyor: Rasulullah (asm) ile ashabı bir sefer yürüyüşünde idiler. Konaklama sırasında içlerinden biri uyurken, arkadaşı gidip onun ipini aldı. Uyanınca ipini bulamayan sahabi "kaybettim" diye korktu. Durumdan haberdar edilen Rasulullah (asm): “Bir Müslümana bir başka Müslümanı korkutmak helal olmaz!” buyurdu. (Ebu Davud, Edeb, 93)
Bunun yerine kim olursa olsun, olumsuz sonuç doğurma ihtimali olmayacak şaka ve esprileriler seçilmelidir. Buna Peygamber Efendimiz (asm)'in yaşlı bir hanıma yaptığı şaka güzel bir örnektir:
Yanına gelen yaşlı bir kadına, Peygamber Efendimiz (asm), “Yaşlılar cennete gitmezler.” diyerek latife yapmış, bundan rahatsız olanlara da “O söylediklerim doğrudur. Çünkü Allah kadınları cennete koyduğu zaman onları (yaşlı olarak değil) genç kızlar haline çevirir.” diye açıklama yaparak, bu latifeden bir gerçeği kastettiğini beyan etmiştir. (bk. Taberanî, Evsat, 5/357)
Şaka ve espri kültürel bir olgudur, ancak aynı kültür çevresinden gelenler için bir anlam ifade eder.
Her milletin, toplumun, cemaatin, bölgenin ve ailenin kendisine uygun espri ve şakaları vardır. Bu şakalar ve espriler, o grup içinde anlamlıdır, güldürür, neşelendirir. Grup dışından kişiler için hiçbir anlam ifade etmez, hatta anlamsız ve saçma gelebilir. Çünkü şaka ve esprilerin belki de yüzyılları içine alan kültürel bir arka planı, hikâyesi var.
Aynı kültür coğrafyasında yetişenler, bu arka planı bildikleri için şaka ve espride geçen sözleri ve davranışları o doğrultuda anlar ve tebessüm ederler.
Örneğin Nasrettin Hoca’nın fıkra ve esprileri bizim için birer ders niteliğinde olması ve yerine göre güldürmesine rağmen, yabancıları etkilemez. Orta Anadolu’da makul kabul edilen bir şaka, Batı Anadolu’da yanlış anlaşılmalara sebep olabilir veya tam tersi de olabilir.
Bundan dolayı farklı kültürel çevrelerden gelen eşler, birbirinin şakasını anlamayabilir. Hatta çok ters anlamlar da yükleyebilir.
Ayrıca her yaş grubunun da kendisine özgü espri ve şaka anlayışları vardır ki, akran olmayanlara saçma ve rahatsız edici gelir. Genç birisinin arkadaşına yaptığı ve onu tebessüm ettiren bir şakayı, yaşça kendisinden daha büyük birisi tarafından pekâlâ anlamsız ve hatta aşağılayıcı bir davranış olarak algılar.
Karı-koca arasında yaş farkı varsa, buna da dikkat etmekte fayda var.
Bazı evlilik sorununun altında, erkeğin veya kadının evliliğin ilk yıllarında birbirlerine espri ve şaka niyetiyle söyledikleri sözler ve gösterdiği davranışlar yatar.
Tüm bunların yanında kadın ve erkeğin de kendi cinslerine uygun espri ve şaka anlayışları var. Özellikle yeni evli bir erkeğin şaka anlayışı, kocasına bağlanma evresinde hassasiyetleri ve tereddütleri olan genç bir hanımla örtüşmeyebilir.
Burada da yine aynı şekilde erkeğin hoşuna giden şakalar kadınları rahatsız edebilir veya tam tersi. Genç evlilerin öncelikle bu noktaya azami dikkat göstermeleri gerekir. Çünkü birçok evlilik sorununun altında erkeğin veya kadının evliliğin ilk yıllarında birbirlerine espri ve şaka niyetiyle söyledikleri sözler ve gösterdiği davranışlar yatar.
Özellikle erkekler, yeni evlenmenin verdiği mutluluk içinde hanımlarına, şaka yollu ikinci evlilikten söz eder veya İslamiyet’in birden fazla evliliğe izin verdiğini söylerler. Bazen de karşı tarafı kıskandırıp kendisine olan sevgisini ikrar ettirmek için, başka hanımların güzelliğinden söz ederler. Veya bazen “hanımlarının ölümünden hemen sonra tekrar evleneceklerini” söyleyip şaka yaparlar. Veya bu çerçevede söz ve davranışta bulunurlar.
Burada erkeğin amacı, bazen evliliğin ne kadar iyi olduğuna vurgu yapmak, bazen cinsel gücünün yeterli ve iyi olduğunu ima etmek, bazen de hanımını kıskandırıp ona olan ilgisini artırmak içindir. Veya sadece onu neşelendirmek için de olabilir.
Bazen hanımlar da kocalarını kıskandırmak için, şaka yollu, kendilerini ne doktorların, ne mühendislerin istediğinden söz eder, yine aynı düşüncelerle bazı erkek oyuncu veya şarkıcıları beğendiklerinden söz ederler.
Burada amaç, yine erkeğin kendilerine olan bağlılığını artırmak ve daha fazla sahiplenmelerini sağlamaktır.
Neden ne olursa olsun, bu ve benzeri şaka yollu yapılmış davranış ve sözler evlilikteki huzuru sarsacak derecede tehlikelidir. Çünkü Allah, karı-kocanın birbirine sahip çıkması ve sadık kalmaları için içlerine bir kıskançlık duygusu koymuştur. Onun için karı-kocanın birbirini bir miktar kıskanması esastır, istenilen bir durumdur, hatta olmazsa olmaz bir duygudur.
Ancak yanlış mesajlar ve davranışlarla bir şüphe uyandırıp uç noktalarda yaşanması da aile huzursuzluğuna, hatta felaketlere, namus cinayetlerine neden olmaktadır. Çünkü şüphe ve kıskançlık mikrobu bir kez hassas ruhlu birisinin kalbine yerleşirse, şeytanın vesvesesiyle kalıcı bir mikroba dönüşür.
Şüphelenen kişi, eşini sürekli takip eder, güvenini kaybeder, sorgular ve onu bunaltır.
Bundan dolayıdır ki, karı-koca birbirlerinin sevgi, ilgi, yakınlık, duygusal paylaşım, beğenme, takdir etme ve cinsellik ihtiyaçlarını karşı tarafın ihtiyaçları doğrultusunda gidermelidirler. Giderilmediği takdirde de bunu imalarla, şakalarla değil de karşı tarafı rencide etmeden, eleştirmeden, açık açık dile getirmelidirler.
Ayrıca karı-koca arasında güven, samimiyet ve yakınlaşma isteniyorsa, bunu imalı sözlerle ve eşini kıskandıracak hareketlerle değil de daha çok sevgi, daha çok anlayış ve birbirini ebedi hayat arkadaşı görerek daha çok sahiplenme ile olur.
Yanlış anlaşılma olmuşsa da kişi ısrarla bunu, “şaka yaptım, espri yaptım, şakadan da anılmıyorsun” şeklinde savunmak yerine, özür dileyerek gerçek duygularını ve beklentilerini dile getirmekle telafi etmelidir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- ŞAKA
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kocam anlayışsız ve kaba, ne yapmalıyım?
- Eşimin ailesi dinden uzak, ne yapmalıyım?
- MEZHEPLERİ FARKLI EŞLER
- Benim meşru isteklerim mi önemli yoksa eşimin nafile ibadetleri mi?
- Eşimle tartışırken hatalarımı göremiyorum, tavsiyeniz nedir?
- Karı-koca arası anlaşmazlıkta, hakem yabancı olabilir mi?
- Ev işlerine yardım etmek için, erkek kendini zorlamalı mı?
- Hayatımızı yaşayalım deyip çocuk sahibi olmayı ertelemek doğru mudur?
- Erkek kadına hizmet etmez mi?
- Kişi eşiyle sadece zevk için birlikte olabilir mi?