Hayatımızı yaşayalım deyip çocuk sahibi olmayı ertelemek doğru mudur?

Hayatımızı yaşayalım deyip çocuk sahibi olmayı ertelemek doğru mudur?
Tarih: 06.07.2020 - 14:13 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Özellikle yeni evlilerin biraz hayatımızı yaşayalım deyip çocuk sahibi olmayı ertelemeleri doğru mudur?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evliliğin temel hikmetlerinden birisi de hayırlı evlatlar dünyaya getirmek ve onları Allah’ın emrettiği tarzda yetiştirmektir. Bundan kaçınılması, yaratılış gayesine uygun olmadığı gibi, fıtrata da uygun değildir. Çünkü ailenin özellikle kadının hem beden ve ruh sağlığı hem de huzurlu, mutlu bir evlilik hayatı için çocuk temel bir ihtiyaçtır. Bunların yanında Yüce Yaratıcının kadın ve erkeğin kalbine yerleştirdiği evlat muhabbetinden dolayı, insanlar da severek evlat sahibi olmak isterler.

Tıbbi açıdan bir sıkıntı olmayacaksa, bu arzunun hayırlı bir niyetle, kısa bir süre ertelenmesinde bir mahsur yoktur, hatta evlilik terapistleri böyle bir ertelemeyi tavsiye bile etmektedirler.

Ancak; bu kararı vermeden önce bir kadın-doğum uzmanı ile görüşmekte fayda vardır. Çünkü evliliğin ilk yıllarında bilinçsizce yapılan doğum kontrolleri ileride çocuk sahibi olunması üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyor. Mesela, hamileliği engelleyen bazı önlemler, anne adayında çeşitli iltihaplanmalara neden olurken, doğum kontrol hapları da hormonal dengeyi etkileyebiliyor.  

Ayrıca bu erteleme; sadece dünya hayatının zevkleri ve lezzetleri ile vakit geçirmek, çocuğu bunlara engel görmek gibi bir düşünce ile de olmamalıdır. Unutmayalım ki, niyet bir ruh, bir iksir gibi yapacağınız şeylerin mahiyetini değiştirir. Sadece “hayatını yaşamak” için çocuk sahibi olmayı reddetmek veya uzun zaman ertelemek, o hayatın yaşanmasını da zorlaştırabilir.

Bundan dolayı eğer bir erteleme olacaksa bu, daha huzurlu bir evlilik hayatı ve daha sağlam karakterli çocuklar yetiştirmek için bir değerlendirme süreci şeklinde düşünülmelidir. Özellikle bazı yeni evlenen çiftlerin, çocuk sahibi olmadan önce böyle bir zamana ihtiyaçları olabilir.

Evlilikte eğer çiftler, birbirlerini çok iyi tanımıyorlarsa veya çok farklı karakter, mizaç ve kültürel ortamdan geliyorlar ise, ilk yıllarda uyum sorunları yaşayabiliyorlar. Aslında bu durum gayet normaldir. Bu süreçte önemli olan, çiftlerin güzel bir niyetle önce kendilerini, sonra da eşlerini tanımaya çalışmaları; neyi, niçin yaptıklarını veya neyi, niçin söylediklerini / düşündüklerini anlamaya çalışmalarıdır.

Bu anlama sürecinde zaman zaman çatışmalar, tartışmalar, kırılma ve gücenmeler yaşanabilir. İnsan, böylece hem kendini geliştirir hem fedakârlığı, uzlaşmayı, sabretmeyi, affetmeyi öğrenir ve insan-ı kamil olma yolunda önemli bir adım atar.

Ancak bu süreç kadın ve erkeğin, koca ve karı olmasına ve olgunlaşmasına katkı sunarken, anne karnındaki çocuğun ruhi gelişimini olumsuz etkiler. Çünkü çocuk terbiyesi ve mizacının bir bölümü anne karnında başladığı için, annenin hamilelik süresince çok iyi bir ruh haline sahip olması gerekir. Bunun için de çiftlerin iyi geçinmesi, tartışma yaşamaması, huzurlu ve sakin bir zaman geçirmeleri önemlidir. Dolayısıyla anne ve baba adayları, ancak bir iki yıl gibi bir süreçte uyum sürecini tamamladıktan sonra Allah’tan hayırlı bir evlat istemeleri daha uygun olabilir.

Ayrıca, çiftlerin hayatında önemli dönüm noktaları vardır: Nişanlılık, evlilik, çocuk sahibi olma, iş hayatına başlama, çocuğun okula başlaması, evlenmesi, evden ayrılması gibi. Her dönemin de kendisine özgü birtakım sancıları ve gerilimleri olabilir.

Kişilerin evlilik hayatına başlamaları nasıl yeni bir dönemin başlangıcı olup bazı hassas durumları beraberinde getiriyor ise, çocuk sahibi olma da tüm güzellikleri yanında öyle yeni bir hassas dönemdir. Bu dönemde annenin ilgisi, kocadan çekilip çocuğa yönelir, artık annenin odak noktası çocuğudur. Bu da eş ilişkilerinde bazı sıkıntılar doğurabiliyor. Veya çocuk bakımının getirdiği bazı sıkıntılar eşleri, özellikle anneyi streste sokup kendisini çaresiz hissetmesine neden olabiliyor ya da sabah işe gidecek olan baba uykusuz kaldığı için streslenebiliyor. Tüm bunlar da karı-koca ilişkilerine yansıyor.

İşte bu durumlara hazırlıklı olmak; zamanında gerekli önlemleri almak, karı-koca arasında işbirliğini ve ikili ilişkileri yürütecek olgunluğa erişebilmek, köken ailelerle sınır sorununu çözüp daha dengeli bir ilişki geliştirmek için kısa bir süre Allah’tan çocuk istenmeyebilir.

Burada önemli olan karı-kocanın birlikte karar vermesi ve ortak dua etmesidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun