el-Bûnî’nin Şemsü’l-Maârif isimli havas kitabı hakkında bilgi verir misiniz?

el-Bûnî’nin Şemsü’l-Maârif isimli havas kitabı hakkında bilgi verir misiniz?
Tarih: 14.06.2017 - 00:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Şemsü'l-Maarif isimli eser hakkında bilgi verebilir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Şemsü’l-Maârif, Ahmed b. Ali el-Bûnî’ye (ö. 622/1225) nisbet edilen havas ilimlerine dair bir eserdir. Tam adı "Şemsü’l-maârif ve leŧâifü’l-avârif"tir.

Öncelikle çok önemli bir konuyu hatırlatmamız ve bu tür eserleri merak edenleri uyarmamız gerekir:

Havas ilimleri, sadece yazılı metinden okumakla değil silsileye tâbi bir manevî üstadın verdiği nefes ve talimatla öğrenilir ve uygulanır.

Şemsü’l-Maârif’in müellifi Ahmed b. Ali el-Bûnî’nin de dediği gibi, bu kitaptan ancak;

- Maddî ve manevî temizlenmeyi gerçekleştiren, Allah’ı zikreden, seyrü sülûk yapan kimselerin faydalanabileceğini,
- İçerdiği bilgilerin sadece belli bir riyazet ve halvetle tatbik edilebileceğini,
- Bu sebeple tasavvufî bir mahiyet arz ettiğini belirtelim.

Yoksa mayınlı bir tarla gibi olur, hem kendisi zarar görür hem de başkasına zarar verir.

Nasıl ki maddi hastalıkların tedavisi için uzman olmak gerektiği açıktır. Uzman olmayanların hastalık tedavisi yapması caiz olmaz ve tıp kitaplarına bakarak asla reçete yazamaz. Yoksa hem maddi hem de manevi olarak hem dünyada hem de ahirette sorumlu olur.

Bunun gibi manevi hastalıkların tedavisi için de bir reçete yazmak gerekirse veya bir uygulama yapılacaksa uzman olmak gerekir. Bu nedenle havas ilimleri adıyla yazılan eserlerden herkes istifade edemez ve bunları uygulayamaz.

Diğer taraftan, bu tür eserlerdeki bazı bilgilerin kaynağının, geniş ölçüde Süryânî tesirleriyle ortaya çıkan an‘anevî telakkiler, sözlü rivayetler ve daha önce bu konuya dair yazılan çeşitli eserler olduğunu da hatırlatalım.

Bu uyarımızı dikkate alarak Şemsü’l-Maârif gibi havas ilminden bahseden eserler hakkında bilgi verdiğimiz asla unutulmalıdır.

Taşköprizâde, havas ilimlerinin öncelikle Kur’an sûrelerinin başında yer alan hurûf-ı mukattaayı, ilâhî kelâmı oluşturan bütün harfleri, bu harflerden meydana gelen besmeleyi, Allah’ın isimlerini ve ayetlerin bazı gizli özelliklerini (havas) sayılarla ve diğer varlık türleriyle irtibat halinde keşfetme, bu keşfin sonunda harfler, isimler ve dualarla tasarrufta bulunma, ayrıca maddî ve manevî ihtiyaçları temin etme gayesiyle ortaya çıktığını, bu sebeple havas ilimlerinin temelde tefsir ilminin alt kolları sayıldığını ve şer‘î ilimlerden kabul edilebileceğini, bu ilimlere dair en meşhur eserin Bûnî’nin Şemsü’l-Maârif’i olduğunu söyler. (Mevzûâtü’l-ulûm, II, 233)

Kırk bölümden oluşan eser, İslâm dünyasında bâtınî ilimlere dair yazılmış ansiklopedik mahiyette en hacimli kitaplardan biri olup, yedi ilmin konularını içerir:

Harfler ilmi; sayılar ilmi; cefr ve vefkler ilmi, zâyirçe ilmi, anâsır-ı erbaa ilmi, yıldızlar, felekler, burçlar ve menziller ilmi; isimler, rukyeler, tılsımât ve dualar ilmi; simya ilmi.

Müellif eserin girişinde maksadının, esmâ-i hüsnânın yüceliğini belirtmek, harflerin sayılarla muvafakatinden (vefk) ortaya çıkan ilâhî hikmetleri açıklamak, dua, ilâhî isimler ve onlara tâbi olan sûre ve ayetlerdeki harflerle tasarruf ve teshîrde bulunmanın keyfiyetini bildirmek, olduğunu söyler.

Bu kitaptan ancak maddî ve manevî temizlenmeyi gerçekleştiren, Allah’ı zikreden, seyrü sülûk yapan kimselerin faydalanabileceğini, içerdiği bilgilerin sadece belli bir riyazet ve halvetle tatbik edilebileceğini, bu sebeple tasavvufî bir mahiyet arz ettiğini belirtir.

Yirmi sekiz harf ile sayılardan, harflerle kozmik varlıklar arasındaki münasebetlerden, felek ve burçların havassından, ayrıca bazı geometrik ve girift şekillerden ruhanî etkilerin meydana gelebileceği düşüncesinde olan Bûnî, eserini başta esmâ-i hüsnâ, besmele, Fâtiha, Âyetü’l-Kürsî olmak üzere bazı dua, ayet ve surelerin mânevî tesirlerine dayanarak, maddî âlemde birtakım tasarruflarda bulunmanın mümkün olduğu görüşünden hareketle telif etmiştir.

Eser Kur'anî unsurlara dayandığından bir tür işârî tefsir; ilâhî isimleri açıklamayı amaçladığından tasavvufî mahiyette bir esmâ-i hüsnâ şerhi; harfler, isimler, ayetler, dualar, tılsımlar ve vefklerle âlemde tasarrufta bulunmak için bazı riyâzet ve halvet uygulamalarını içerdiğinden tasavvufî âdâb kitabı olarak görülebilir.

Harflerin sırları, harflerle kozmik menziller arasındaki ilişkiler, gün ve saatlerin insanlar üzerindeki etkisi; yirmi sekiz ay menzilinin keyfiyeti, harflerle ilişkisi ve kozmostaki hükümleri; on iki burcun içerdiği gizli işaretler; besmeledeki sırlar, besmeleyle yapılan muska (rukye) ve tılsım türleri; Hz. Îsâ’nın ölüleri diriltmek için kullandığı ilâhî isimler ve bu isimlerle yapılan vefkler; hurûf-ı mukattaa ve âyetlerin havassı; Fâtiha’nın sırları, duaları ve havassı, Fâtiha ile yapılan rukyeler ve riyâzetler; Allah ismiyle yapılan gizli tasarruflar, hastalıklara ve musibetlere karşı okunacak dualar, çeşitli ihtiyaçların giderilmesi, rızık temini için dualar, bu dualarla beklenen tesir ve bereketin gerçekleşmesi için yapılacak riyâzetler; esmâ-i hüsnâ ve vefkleri, Hz. Süleyman’ın mührü; Âyetü’l-Kürsî ve gizli bereketleri; Yâsîn sûresi ve duaları, haftanın günlerine ait dualar; on grup esmâ-i hüsnânın havassı, duaları, Allah’ın doksan dokuz isminin dışındaki bazı ilâhî isimler, bu isimlere hizmet eden melekler; varlık dairesinin sırlarının şerhi, cefr ilmi, zâyirçe ilmi; cefr kaidelerinde bulunan gizli harfler, bitkilerin havassı; simya ilmi; harflerle tasarrufta bulunmak için gereken halvet ve riyâzetler; Bûnî’nin tecrübe ettiği ilâhî isimlerle çeşitli vakitlerde yapılacak dualar eserin başlıca bölümlerini oluşturur.

Kitapta en geniş yer esmâ-i hüsnâ ile tasarrufta bulunmanın birbirinden farklı metotlarına ayrılmıştır.

Bûnî’ye göre harfler, sayılar, kozmolojik mertebeler ve varlıklar (hizmet melekleri), canlı cansız varlıklardaki unsurlar birbiriyle münasebet içinde varlık şifresini çözmektedir. Şemsü’l-Maârif’te yer alan 400 civarında şekil (diyagram) bu şifrelerin geometrik ifadeleridir. Bu şifrelere ulaşmak ve onlarla tasarrufta bulunmak için sülûk, riyâzet, halvet ve helâl lokma zorunludur; aksi takdirde kötü sonuçlara yol açabilir. Müellif bunların bizzat kendisi tarafından tecrübe edildiğini belirtir.

Ahmed el-Bûnî, Şemsü’l-Maârif’te zikrettiği bilgilerin asıl kaynağının Hz. Âdem’e kadar uzanan peygamberler olduğunu söyler. Hz. Dâvûd, Süleyman, Dânyâl, Zülkarneyn, Hz. Muhammed (asm) gibi peygamberler bu bilgileri açıklamış, bazı peygamberler ise saklamıştır. Hz. Muhammed (asm) havas bilgilerini cemetmiş ve Hz. Ali’ye öğretmiştir. Evliya bu tür bilgileri Hz. Ali yoluyla almıştır. Bu intikalde Ca‘fer es-Sâdık önemli halkalardan biridir. (Şemsü’l-Maârif, III, 358)

İbn Haldûn, bu bilgilerin kitapta vurgulandığı üzere, mantıkî akıl yürütmelerle değil ilâhî ilham ve hikmetle elde edilebileceğini söyler.

Havas ilimleri sadece yazılı metinden okumakla değil, silsileye tâbi bir mânevî üstadın verdiği nefes ve tâlimatla öğrenilir ve uygulanır.

Şemsü’l-Maârif’in sonundaki silsilelere göre Bûnî, kelime-i şehâdet sırrını Ebû Abdullah Muhammed b. Mahmûd b. Ya‘kūb et-Tûnisî’den; huruf ve vefk ilmini şeyhleri Ebû Abdullah Şemseddin el-İsfahânî, Sirâceddin el-Hanefî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ali, Ebü’l-Hasan el-Harrânî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ahmed el-Kureşî’den ve Kudüs’te görüştüğü abdallardan almıştır. Ona göre şeyhi Kureşî bu ilimleri 600’den fazla Mağribli ve Mısırlı şeyhten öğrenmiştir.

Bunun yanı sıra kitapta anlattığı havas bilgilerini elde etmek için Kudüs, Dımaşk, Halep ve Hermetik birikimin yaygın olduğu Mısır’daki İhmîm şehrine seyahatte bulunmuş; Nuh tufanından önce Yunanlılar tarafından saklanan İhmîm piramitlerindeki hazinelerde bulduğu simya kitaplarıyla Devsem İbn Sâse, Pisagor, Eflâtun, Menelaus, Câbir b. Hayyân, Ebû Bekir er-Râzî, Âres, Hipokrat, Hermes, Câlînûs, Arsûs, Rolika, Luka, Miskin, İbnü’l-Muhtâr, Maria, Hâlid b. Yezîd gibi müelliflerin kadîm okkült ilimlere dair kitaplarından faydalanmıştır. (Şemsü’l-Maârif, III, 373)

Julius Ruska, Şemsü’l-Maârif’teki kimya ilmine dair bilgilerin büyük çoğunluğunun Ebû Bekir er-Râzî’nin Kitâbü’l-Esrâr’ından nakledildiğini söyler. (Isl., XXII [1934], s. 307-310)

Bazı modern kaynaklarda Bûnî’nin Cezayirli olmasından hareketle İspanya yahudilerinin “kabala” denilen mistik rakamsal sistemlerinden, muskacılık konusunda Keldânî kültüründen, “il” ekli hizmet melekleri, cin ve ifrit isimleri zikretmesiyle İbrânî ve Süryânî kültürlerinden etkilendiği; İsmâilîler vasıtasıyla Kuzey Afrika’da yayılan Ca‘fer es-Sâdık kaynaklı cefr ilminin Ebû Mesleme Muhammed b. İbrâhim Ebü’l-Kāsım el-Mecrîtî’den sonra onun tarafından devam ettirildiği ileri sürülmüştür.

Bununla birlikte Şemsü’l-Maârif’in Hermetik literatür içerisinde değerlendirilmesi, kadîm okkültist geleneğin İslâmî dönemde de devam ettiğini gösteren bir kitap olarak görülmesi daha doğrudur. Şemsü’l-Maârif sihir, büyü, tılsım gibi konularda pratik metotlar içermesi bakımından İslâm dünyasında yaygın biçimde kullanılmış ve yine bu sebeple bazı İslâm ülkelerinde yasaklanmıştır. (bk. TDV İslam Ansiklopedisi Şemsü’l-Maârif md.)

İlave bilgi için tıklayınız:

Vefk nedir? Dinimizce vefk, tılsım yapmak ve yaptırmak caiz midir?

Havas ve tılsım kitaplarında olanları yapmak günah mı?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun