Dinlerin (özellikle İslam’ın) dünyaya indiriliş hikayesi güvenilir değil?
Bir ateistin iddiası:
- Tanrı’nın milyonlarca insan içinden rastgele birini seçerek, tüm insanlığın kaderini, seçilen bu kişinin ikna yeteneğine bağlama senaryosunu inandırıcı bulmuyorum. Peygamber ve (gerçek olduğunu iddia ettiği) tanrısı arasındaki bu ittifaka, başka hiç bir üçüncü şahısın şahit olmaması, inandırıcılık dozajını daha da düşürüyor.
- İnananlar bu noktada peygamberlerin gösterdiği mucizelerden bahsedecekler. Eğer bir kaynak olarak alacaklarsa, Kuran’da hiç mucize gönderilmediği de açıkça yazıyor. (Bknz: İsra 59)
- Anlaşılan o ki, Muhammed bir mucize sergileyememiş ve tanrının bu duruma dair bir açıklama sunduğunu iddia etmiş.
Değerli kardeşimiz,
- Allah bir imtihan açmıştır. Bu imtihanı açarken elbette ateistlerle istişare etmemiştir.
Sonsuz ilim, hikmet, rahmet ve adaletinin tezahür etmesi için açtığı bu imtihanda, elbette her zamanda bir peygamber göndermiş ve diğerlerinin buna inanıp inanmamasını test etmeyi hedeflemiştir.
İslam’ın bildirdiğine göre, insanlık tarihi boyunca 124 bin peygamber gönderilmiştir. Her peygamber de peygamberlik nişanesi olarak bazı mucizelerle donatılmıştır.
Hz. Muhammed (asm)’in en büyük mucizesi ise Kur’an’dır. Sahih hadislerden gelen bilgiye göre Hz. Muhammed (asm)’in Kur’an dışında da binden fazla mucize gösterdiği siyer, tarih, hadis ve tefsir kaynaklarında mevcuttur. Ancak kıyamete kadar daimi canlı bir mucize Kur’an’dır.
Bu konuda Peygamberimiz şöyle buyurdu:
“Her peygambere insanların onun bir benzeriyle imana gedikleri bir mucize verilmiştir. Bana verilen (en büyük mucize) ise, Allah’ın bana vahiy ettiği bir vahiydir/Kur’andır. Bu sebeple kıyamet günü, diğer peygamberlere karşı, tabileri/ümmeti en çok olan peygamberin ben olacağımı ümit ediyorum." (Buharî, Fezâilu'l-Kur'ân 1, Î'tisâm 1; Müslim, İman 239)
Bugünkü ateistler gibi, eski müşrikler de Allah tarafından peygamber olarak tayin edilen elçilere tabi olmayı nefislerine yediremiyorlar. Her biri birer peygamber olmak istiyor. “Bu beyler, bu öğütle/Kur’an’la yetinmeyip üstelik her biri kendisine mahsus özel kitap, özel ferman isterler!” (Müddesir, 74/52) mealindeki ayette bu kendini bilmez adamların şımarık tavırlarına işaret edilmiştir.
Halbuki, bir padişah, bir devlet başkanı, bir başbakan, bir vali, bir müdür binlerce milyonlarca insanı yönetiyor ve -her zaman yanlış yapma ihtimalleri olduğu halde- bu ateistler itaatte kusur etmezler. Oysa, Allah’ın elçisinin hata etme ihtimali yoktur.
- Kur’an’da Kamer suresinde Hz. Peygamber (asm) tarafından AY’ın iki bölündüğü açıkça ifade edilmiş ve alimlerin büyük çoğunluğu bunu böyle anlaşmıştır.
Ayın ikiye bölünmesi mucizesi, hem sahih hadislerde, hem tarih kaynaklarında geçmektedir. el-Kettani, Ay’ın yarılması mucizesini mütevatir hadislerle ilgili yazdığı eserine almıştır. (bk. Nazmu’l-Mütenasir mine’l-hadisi’mütevatir, 1/211)
“Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı. Kâfirler bir mucize görünce yüz çevirirler ve: ‘Bu devam ede gelen bir büyüdür.’ derler.”(Kamer, 54/1-2)
mealindeki ayetlerde Ayın yarıldığı ve kâfirlerin bunu inkâr edemedikleri, yalnız bunun bir büyü olarak değerlendirdiklerine açıkça vurgu yapılmaktadır.
- Soruda geçen ayetin meali şöyledir:
“Kâfirlerin keyfî olarak istedikleri mucizeleri göndermeyişimizin tek sebebi, daha önceki kâfirlerin bu gibi mucizeleri yalanlamış olmalarıdır. Nitekim Semud halkına açık bir mucize olarak o dişi deveyi verdik de onu öldürdüler ve bu yüzden kendilerine zulmettiler. Biz o ayetleri sadece korkutmak için göndeririz.” (İsra, 17/59)
Görebildiğimiz bütün kaynaklarda, bu ayetin nüzul sebebi, müşriklerin Hz. Peygamber (asm)'den daha önceki peygamberlerin gösterdiği türden bir mucize olarak, örneğin Safa tepesinin altından bir külçeye çevirmesini, dağları giderip yerine ziraat ekmeye uygun verimli tarlalara döndürmesini istemişlerdir.
Ancak, iman etmemeleri durumunda bunların da daha önceki ümmetler gibi helak edileceğini öğrenen Hz. Peygamber (asm), bunu istememiştir. Çünkü o, müşriklerin bir kısmının mümin olacaklarını ve onların nesillerinden iman edecek olanların geleceğini -Allah’ın izniyle- düşünmüş ve onların hatırı için bunların helak olmalarını istememiştir.
Bundan daha önemlisi, Allah bu müşriklerin bir kısmının imana geleceklerini ve o müşriklerin soyundan gelen birçok insanın mümin olacağını bildiği için, onları toptan yok edecek bir sünnetullaha maruz kalmalarına fırsat vermemiştir. (bk. Taberi, Razî, Beydavî, Nesefî, Kurtubî, İbn Kesir, Şevkânî, el-Merağî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)
- Demek ki bu ayette Hz. Muhammed (asm)’e mucize verilmediği/verilmeyeceği değil, önerdikleri tarzda bir mucizenin verilmeyeceği bildirilmiştir. Bunun hikmetini de az önce açıkladık.
Yoksa, Kur’an’da birçok mucize açıkça ifade edilmiştir. Örneğin;
- Kur’an’da “Birkaç yıl içinde Rumlar İranlılarla savaşacak ve onları yenecekler.” (Rum, 30/1-4) diye ifade edilmiş ve bu haber aynen vuku bulmuştur.
- Keza, iki sene önce Mekke’nin kesin olarak fethedileceği bildirilmiş (Fetih, 48/27) ve aynı tarihte fetih tahakkuk etmiştir.
Böyle gelecekten haber veren bir kitabın göz önündeki bu mucizeleri görüldükten sonra, akıl gözüyle bu kitabın Allah’ın sözü olduğuna kesin olarak iman etmek akl-ı selimin gereğidir.
- Kur’an’ın açık ifadesiyle; ayı iki parçaya bölen (Kamer, 54/1-3), Bedir savaşında düşmana attığı bir avuç toprağın/çakıl taşının, bütün düşmanların gözüne girip onları hezimete uğratması (Enfal, 8/17) gibi mucizelerle insanüstü olayları gerçekleştiren Hz. Muhammed (asm)’in hak peygamber olduğunda tereddüt edilebilir mi?
- Kesin bilgi edinme yollarından biri sağlam haber denilen “haber-i sadık”tır.
Hz. Peygamber (asm) gibi; "Muhammedü’l-Emin" unvanıyla meşhur olmuş, okuma yazması olmadığı halde, Kur’an gibi ilim ve mucizeler dolu bir kitabı elinde tutmuş, yüzlerce mucizeler göstermek suretiyle hak peygamber olduğunu ispat etmiş bir zatın söylediklerinin doğruluğunda tereddüt etmenin akılla izahı mümkün değildir.
Her şeyden önce Kur’an-ı Kerim, birçok yönden mucize olduğunu ispat etmiştir. Onun insan sözü olamayacağına milyonlarca ilim adamı sahasında uzman olanlar şahitlik etmiştir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kur'an-ı Kerim'in yazılması, toplanması ve kitap haline getirilmesi ...
- Peygamberimiz'in Kuran-ı Kerimde Bahsedilen Mucizeleri...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Peygamberimizin (asm) Kuran-ı Kerim'de Bahsedilen Mucizeleri
- Peygamberimizin bin mucizesi olmasına rağmen neden diğer peygamberlerin mucizeleri gibi Kuran'da bir iki tane hariç sarih geçmiyor?
- Mucize Haktır- 10. Bölüm: Efendimize (asm) ait Kur’an’da zikredilen mucizeler 7. Ayet-i Kerime
- Peygamberimiz'in Kuran-ı Kerimde Bahsedilen Mucizeleri
- "Kâfirlerin keyfî olarak istedikleri mûcizeleri göndermeyişimiz..." (İsra, 17/59) ayeti, Hz. Muhammed’e mucize verilmediği anlamına mı gelir? Her peygambere mucize verilmesi gerekmez miydi?
- Bazı batıl din sahiplerinin mucize göstermesi nasıl açıklanabilir?
- Peygamber Efendimizin Kuran'da anlatılan mucizeleri var mıdır?
- Mucize Haktır- 6. Bölüm: Efendimize (asm) ait Kur’an’da zikredilen mucizeler 3. Ayet-i Kerime
- Allah, Ayın bölünmesi mucizesinde neden inanmayan müşrikleri yok etmedi?
- Mucize Haktır- 3. Bölüm: Mucize vermek hususunda Allah-u Teâlâ’nın âdeti ve diğer peygamberlere olan muamelesi