Çok karamsarlık içerisinde olan birisine ne tavsiye edersiniz?
- Örneğin bir olgu ve olayda her zaman olumsuzu görüp strese girenlere ne tavsiye edersiniz?
Değerli kardeşimiz,
İnsan ahsen-i takvimde, yani en güzel şekilde yaratılarak dünyaya gönderilir. Ancak, karakter ve mizacı, genetik olarak anne-babasından getirdiklerinin yanında anne karnından başlayarak, ergenlik dönemine kadar çevresinde yaşananlardan etkilenerek oluşur.
Bu süreçte, kişi kendisi ve dünya hakkında şemalar geliştirir. Başta anne-babası olmak üzere yakın çevresinin, arkadaşa ve öğretmenlerinin kendisi ile ilgili tutum ve davranışlarından yola çıkarak bazen bizzat şahsı ile ilgili olumsuz kendilik imajı oluşturur.
Kişinin mizacını da etkileyen bu durum, büyük çoğunlukla kendisi ile ilgili yetersizlik, eksiklik, değersizlik, güvensizlik, suçluluk, sevilmeme gibi olumsuz algılardan oluşur.
Aslında gerçekte olmayan, sadece çocukluk döneminin sınırlı algılama ve yorumlama becerisinin neden olduğu bu olumsuz algılar, ileride kişinin hayatı, olayları ve kişileri değerlendirmesinde etkili olurlar.
Örneğin kişi yetersizlik şeması geliştirmişse, daha sınava girmeden başaramayacağını, asla yeterli olmayacağını düşünür. Bekar birisi ise, kendisini seven birisi ile evlenemeyeceğini, kimsenin onu beğenmeyeceğini, mutlu olmayacağınız düşünür. İşe atılacaksa, daha başlamadan asla başaramayacağına inanır.
Böyle inandığı ve kafasında sürekli olumsuz durumu, başarısızlığı, sevgisizliği vb. kurguladığı için zamanla beyini de öyle çalışmaya başlar, tutum ve davranışları da öyle olur ve bu durum bir kısır döngüye dönüşür: Olumsuzluklara inandığı için, başarısız olur, başarısız olunca da kendisi ile ilgili olumsuz algıları daha çok pekişir. Böyle devam ederse, bu durum ileride inanç haline gelir ve artık kişinin bundan kurtulması çok zorlaşır.
Hikayenizi, yaş ve cinsiyetinizi bilmemekle beraber çok büyük bir ihtimalle sizde de durumun yukarıda anlatılan şekilde olduğunu düşünüyoruz. Yani çocuklukta geliştirdiğiniz olumsuz kendilik algınızın sizi hala yönetmeye devam ettiğini zannediyoruz.
Bu çerçevede sıkıntıları olan sizin gibi dostlarımıza şunları tavsiye ederiz:
- Öncelikle karamsarlık, yetersizlik, şüphecilik, özgüven eksiliği gibi olumsuz algılarınızla ilgili yukarıda anlattıklarımızı iyice kavramanızı tavsiye ederiz. Çünkü kendinizle ilgili olumsuz algılarınızın çok büyük oranda gerçek olmadığını, sadece bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde geliştirdiğiniz hatalı bir algılar-şemalar olduğuna inanmanız değişimizin en önemli adımı olacaktır.
- Hayatınızda güzel giden şeyleri, özellikle öncesinde karamsar olmanıza rağmen, aksine olumlu gerçekleşen, başarılı geçen olayları, ilişkileri, yaşantıları vb. düşünün ve bir yere yazın. Hayatınızla ilgili olumlu şeyler bulmaya çalıştığınızda göreceksiniz ki, o kadar da karamsar olmaya gerek yok. Ayrıca bu durum, sizin özgüveninizin güçlenmesine ve cesaretlenmenize neden olacaktır.
- Yattık balık yan gider, mantığı ile hiçbir konuda önceden karamsarlığa kapılıp pes etmemeye çalışın. Çünkü kendileri ile ilgili olumsuz algıları olan bazı kişiler, hiç çaba sarf etmeden bu algılarına teslim olurlar. Böyle bir düşünce öncelikle dini inancımıza aykırıdır. “Kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine” inanan ve “kaderin gayrete aşık” olduğunu da bilen bir mümin olarak, kişiye düşen şeyin, elinden geldiğini yaptıktan sonra, sonuç için kadere teslim olmaktır. Unutmayın her şey Yüce Allah’ın takdiri iledir. O, isterse ve hikmeti de iktiza ederse her şey “kün” (ol) emrine bakar.
- Olay ve olgularda olumsuzluklara odaklanan kişiler, ikili ilişkilerinde sürekli artan bir seçicilikle hep kusur ve hata görürüler. Bu düşünce biçimi, zamanla onlar için otomatik olarak gerçekleşen bilişsel bir süreç haline gelir. Bu otomatikleşen düşünce biçimini değiştirmek, ancak yerine yenisini koymakla mümkündür. Yani başta ikili ilişkiler olmak üzere olay ve olgularda bilinçli, hatta zorlamayla iyi olanı seçmeye çalışmaktır. Bunu size verilmiş bir ödev gibi görün ve sadece iyi ve güzel olanları bulup bir tarafa yazın. Örneğin evli iseniz birkaç ay boyunca sadece eşinizin olumlu özelliklerini yazın. İmanlı bir mümin olmasından namaz kılmasına, size selam vermesinden tebessüm etmesine, hal ve hatır sormasından birlikte yemek yemenize kadar. Evet, bunlar aslında bir lütuf değil, ama bir eşin pozitif yönleridir. Eğer öğrenci iseniz, okuduğunuz bölümle ilgili olumlu yönleri yazın.
Böylece, zorlamayla da olsa beyninizi olumlu düşünmeye alıştırmış olacaksınız. Bu kolay olmayacak ama zamanla inşallah olacaktır. Bu durum, yeni bir yol varken patikadan, dağdan bayırdan gidip gele gele yeni bir otoban yol yapmaya benzer. Çünkü beyninizde iletişimi sağlayan nöronlar alıştıkları yollarla çalışmak için sizi zorlayacaklardır, ama siz yeni nöronlarla yeni yollar ve bağlantılar yapacaksınız.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Çok kararsızım ve hep pişmanlık yaşıyorum, nasıl rahatlarım?
- Sürekli kararsızlık yaşayan biri bunu nasıl giderebilir?
- İnsanların yanında neden rahat değilim?
- Sinir ve öz güvensizlik var, ne yapayım?
- Ben aşırı asosyal ve utangaç biriyim, bunu nasıl çözebilirim?
- Ölüm düşüncesi kalbimi sıkıyor, nasıl kurtulurum?
- Hep başıma zarar gelecek korkusunu nasıl yenerim?
- Kınanma ya da ters tepkiyle karşılaşma korkusunu nasıl yenerim?
- Hayırsız, ahlakı zayıf bir eşle devam etmeli miyim?
- İyi düşünmekten korkuyorum?