Cihadı emreden ayetleri nasıl anlamalıyız?

Tarih: 14.04.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Cihad ile savaş aynı şeyler midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Müminlerin bütün faaliyetlerinin Allah rızasını kazanmaya yönelik olması gerektiğini ifade eden Kur’an,

“De ki: şübhesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm hepsi Alemlerin Rabbı Allah içindir.” (En’am, 6/162)

cümleleriyle ve

“ Allah uğrunda -Allah'ın rızasına ulaşmak uğrunda- hakkıyla cihat edin.” (Hac, 22/78)

emri ile cihadı da Allah rızasına ulaşmaya bir vesile kılmıştır. Cihad bu yönüyle diğer savaşlardan farklılık gösterir.

Cihad, bedeni ve mali bir ibadettir; Müslümanlara saldırıda bulunan kafirlere karşı yapılır. İslamiyet dâhilde (yurt içinde) mücadeleyi yasaklamıştır. Dahildeki cihad silah ile olmaz, tebliğ ile, ikna ile, irşad ile olur. Dahilde hiçbir şekilde Müslüman Müslümana kılıç çekemez. Müslümanın Müslümana silah çekmesi en büyük günahlardandır. Dahildeki kavganın, savaşın adı cihad değil “fitne”dir. Fitne ise, adam öldürmekten daha korkunçtur. (bk. Bakara, 2/217 ).

İslamın ilk intişar dönemleri incelendiğinde, Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber (asm)'e ve sahabelerine reva gördükleri eza ve cefa tüyler ürperticidir. Bu cefalarla müminlerin hicrete mecbur edilmeleri, Mekke’de kalan mal ve mülklerine el konulması ve onların topyekün imha edilmeleri kastıyla 500-600 kilometrelik yolu kat’ edilerek Medine’ye kadar gelinmesi, müşriklere karşı koymayı artık zorunlu olarak mecbur kılmıştı. Nitekim Kur’an'ın ilk nazil olan ayetlerde savaşın meşru sayılmasının sebepleri kafirlerin saldırı ve zülmü olduğu açıkça belirtilmiştir. (bk. Hac, 22/39-40; Bakara, 2/190; Nisa, 4/75; Tevbe, 9/13).

Kur'an'a göre; akdi bozmak, siyasette iki yüzlülük yaparak hıyanet ederek arkadan vurmak fiilen savaş teşebbüsü ve saldırı ve el altından düşmanlarla anlaşmak gibi eylemler savaş yapmanın sebeplerinden sayılmıştır.

Bununla birlikte, İslam’ı tebliğ için de savaşlar yapılmıştır. Bu savaşlarda temel espiri, insanları zorla İslam’a sokmak amacıyla değil, ferdi planda tebliğ imkanının bulunmadığı bu ülkelerde Hak dine ulaşma imkanları ellerinden alınan insanları hürriyetlerine kavuşturmak ve herkesin dilediği inancı serbestçe seçebileceği bir ortam hazırlamaktır. Bu hareketleri “istila” ve “sömürü” savaşlarından ayırmak için de özelikle “fetih” (açmak) tabiri kullanılmıştır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun