Charlie L'Hebdo, Fransız gazetesinde olanlara karşı tepkimiz nasıl olmalı?

Tarih: 11.01.2015 - 10:49 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Geberen (öldü demiyorum Türkçe bozukluğumdan değil) karikatüristler Efendimiz sallallahu aleyhi veselleme ağır hakaretvari karikatürler yaptılar, bunların şeriata göre katledilmeleri vacip miydi?
- Başka ülkede olduklarından şeriatın hükmünün dışında kalmaktaydılar ve de dokunulmazlıkları mı olmuş olmaktaydı?
- Yaşananlardan en çok zararı yine Müslümanlar yaşadı, buna göre Müslümanlar olayı nasıl yorumlamalı?
- Dini değerlere hakaret eden kişinin katli vacip midir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

 “Onlara/o münafıklara (niçin alay ettiklerini) soracak olursan elbette; 'Biz sadece lafa dalmış, şakalaşıyorduk!' derler. De ki: Allah ve ayetleri ve O’nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz? (Boşuna) özür dilemeye kalkmayın. Siz, iman ettikten sonra, kâfir oldunuz. Sizden bir grubu (tövbe ettiği için) bağışlasak bile, bir gruba da suçlu olmaları sebebiyle azap edeceğiz.” (Tevbe, 9/65-66)

mealindeki ayetin geniş muhtevası, sözlü, yazılı, görsel her türlü alaycı tavırları içine almaktadır. Buna göre, Hz. Peygamberi (asm) kötü karikatürize etmek de bu ayetin tehdidi altındadır.

- Bilebildiğimiz kadarıyla bu karikatürcüler, aslında ateisttir, hiçbir dine inanmıyorlar. Bunlar Ehl-i kitap'tan da değildir. Bu gibi habis herifler, inkârcılığın verdiği cüretle ahlak ve edep dışı davranışlarda sınır tanımazlar. Tabii ki, “Su testisi suyolunda kırılır.” diye güzel söz vardır. Bu gerçeğin bir yüzü.

- Gerçeğin diğer bir yüzü de var:

Bu herifler İslam ülkesinde bulunan mürted kimseler değildir ki, irtidad hükmüne tabi olsunlar. Bunlar asli kâfirdirler...

- İslam hukukunda, suçların cezasını fertler değil, devlet verir. Mahkeme sonucu suçları tespit edilir ve hakettikleri cezaya çarpılırlar. Aksi takdirde toplum düzeni bozulur, şahsi garazlar etkinlik kazanır, anarşi olur.

Suçluların cezasının fertlere bırakılmaması kuralı da “sedd-i zerayi” (yanlışların önüne geçmek için fitne-fesat pencerelerinin en ufak deliklerinin bile kapatılması) kaidesiyle örtüşmektedir.

- Bu sebeple, karikatür yapanların insanlık kimliğinden mahrum habis kimseler olduğunda şüphe yoktur. Fakat, burada önemli olan, dünya kamuoyunu Müslümanların lehine sevk etmek yerine, o ateist kâfirleri cehenneme yollama yolunu tercih etmek hatalı olmuştur. Meşhur bir vecize var: “Her söylediğin doğru olmalı, fakat her doğruyu söylemek doğru değildir.” diye. Bunun gibi denilebilir ki: “Her yaptığın iş doğru olmalı, fakat her doğru işi yapmak doğru değildir.”

- İslam’da güzel prensipler var. İmam Gazali de bunları anlatır:

“Eğer bir münkeri/kötülüğü defetmek başka münkerleri/kötülükleri doğuruyorsa, bu münkeri defetmeye çalışmak doğru olmaz.”(???)

- İslam’ın imajının zedelenmemesi, birkaç kafiri öldürmekten çok daha önemlidir, Allah’ın rızasına daha uygundur.

- Özet olarak, her konuda olduğu gibi, bu konuda da “üzümü yemeyi bağcıyı dövmeye tercih etmek” en isabetli yoldur. Bütün maksadımız, İslam’ın güzelliğini göstermek, olumlu bir neticeye götürmeyecek olan davranışlardan kaçınmak, Allah’ı, Resulünü, dini ve Müslümanları birlikte yücelten davranışlara imza atmanın zamanıdır. Yeniden Asr-ı saadetin mesut hayatına kavuşmanın formülü budur.

Bize göre bu formül, Kur’an’ın bir manevi mucizesi ve hakiki tefsiri ve bu asrın idrakına hitap eden rehberi ve hastalıklarının hakiki reçetesi olan Risale-i Nur’da vardır. Bu eserlerdeki İslamî prensipleri hayatımıza tatbik edersek, bağcıyı dövmeden “hakikat üzümünü” yiyebiliriz.

İlave bilgi için tıklayınız:

Peygamberimize hakaret içeren çizimler yapan karikatürcülere ve yönetmenlere tavrımız ne olmalı?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun