Başın sağ olsun demek uygun mu?

Tarih: 10.12.2022 - 14:46 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Yakını vefat eden kişiye genellikle başın sağ olsun şeklinde taziyede bulunuruz. Ancak bu ifadenin doğru olmadığını duydum.
- Doğrusu nedir, ayetlerde Peygamber Efendimizin hadislerinde taziye örnekleri var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Başın sağ olsun" Demek Uygun Değildir.

Bazı deyimler zamanla orijinal halini ve anlamını kaybederek, farklı manaya gelecek şekilde kullanılabilmektedir. Örneğin "Haydan gelir, huya gider.", deyimi zaman zaman boştan gelir boşa gider gibi bir anlamda kullananlar olmaktadır. Halbuki burada geçen Hay ve Hu ile kastedilen Allah’tır. Bu nedenle haydan gelir huya gider, sözünün anlamı, "Her şey Hay olan Allah’tan gelir ve yine ona gider." demektir.

"Başın sağ olsun.", deyiminde geçen baş kelimesi de ne yazık ki asıl anlamından çıkarılıp başka bir manaya gelecek şekilde anlaşılabilmektedir. Bu ifade ile sanki, “Ölen öldü, sizler sağ olun." gibi bir anlam zannedilebilir. Oysa deyimin aslı “Başınız sağalsın.” şeklindedir. Baş kelimesi eski Türkçede yara anlamına gelir ve bu söz ile “Yaran iyileşsin, sıkıntın ve üzüntün gitsin.” anlamına gelmektedir.

Şu halde günümüzdeki anlamıyla "Başın sağ olsun." ifadesini, maddi musibet ve belalarda söylemek uygun ise de vefat durumunda söylemek uygun olmaz.

Taziye Ne Demektir?

Yakını vefat eden kişiye sabır ve metanet dileme, tesellide bulunma, üzüntüsünü paylaşma, her şeyin Allah’a ait olduğunu söylemeye taziye denir.(1)

Ayetlerde Taziye

Taziye kelimesi Kuran-ı Kerîm’de geçmemekle birlikte, her canlı için ölümün kaçınılmaz olduğunu ve sonunda herkesin Allah’ın huzuruna varacağını bildiren ayetler(2) insanların ölüm gerçeği karşısında düzgün bir hayat yaşamalarının, ayrıca ölümü normal karşılamanın gerekliliğine işaret etmektedir.

Bakara suresinin 154-156. ayetlerinde Allah’ın insanları çeşitli sıkıntı ve kayıplarla imtihan ettiği, ölümün de bunlardan biri olduğu belirtildikten sonra, bunları sabır ve metanetle karşılayanlar Allah’ın rahmet ve hidayetiyle müjdelenmekte; bu ayetler, ölümle ilgileri dolayısıyla taziye sırasında okunmaktadır.

Dünyadaki bütün varlıkların fâni ve yalnız Allah’ın baki olduğunu bildiren ayetler de(3) kapsamlı bir taziye örneği olup, klişeleşmiş taziye cümlelerine ilham kaynağı teşkil etmiştir.

Hadislerde Taziye

Taziye kavramı bazı hadislerde geçmektedir. Abdullah b. Mesud’un rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (asm), “Başına bir musibet gelene taziye ziyaretinde bulunan kimseye musibete uğrayanın sevabı kadar sevap verilir.” buyurmuştur.(4)

Kaynaklarda bu hadisin bilhassa cenazeyle ilgili olarak ele alınması, hadisteki musibet kelimesinden ölümün anlaşıldığını göstermektedir. Diğer bir hadiste, yaşadığı bir ölüm acısından dolayı mümin kardeşine taziyede bulunan kimseyi, Allah’ın kıyamet gününde herkesin gıpta edeceği güzellikte bir elbiseyle donatacağı bildirilir.(5)

Taziye Örnekleri

Bazı hadislerde Hz. Peygamber (asm) Efendimizden taziye örnekleri yer almaktadır. Mesela oğlu vefat etmek üzere olduğu için büyük acı çeken kızı Zeyneb’i, “Veren de alan da Allah’tır; onun katında her şeyin belli bir vakti vardır.” şeklinde teselli etmiştir.(6)

Bu ifadelerin, sonraki dönemlerde Müslümanlar arasında yaygınlaşan taziye sözlerine örnek teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Çocuğu ölen Muaz b. Cebel’e Resul-i Ekrem’in (asm) yazdırdığı rivayet edilen bir mektuptaki ifadeler de Kalkaşendî’ye göre en anlamlı taziye örneğidir.(7)

Mektupta canlarımız, mallarımız ve aile fertlerimizin Allah tarafından bize bağışlanmış tatlı hediyeler, geçici bir süre için yanımıza bıraktığı emanetler olduğu belirtilir ve Allah’ın evlat vererek kulunu sevindirmesi gibi onu geri alması halinde kulunu mükâfatlandıracağı, böyle durumlarda Allah’ın rahmetine, mağfiret ve hidayetine erişmek için sabretmek gerektiği, ağlayıp sızlamanın gideni geri getirmeyeceği ifade edilir.(8)

Taziye Sünnettir

İslam âlimleri, bu tür rivayetlere dayanarak taziyenin hem erkekler hem kadınlar için sünnet veya müstehap olduğunu kaydetmiştir.

Taziye Kaç Gündür?

Kadının, kocası dışındaki bir yakınının ölümü halinde üç günden fazla yas tutmasının caiz görülmediğini ifade eden hadisi delil gösterip(9) taziye süresinin üç gün olduğu söylenmişse de bazı âlimler taziyeyi bir süreyle sınırlamayı isabetsiz bulmuşlardır.

Taziye Ne Zaman ve Nerede Yapılır?

Ağırlıklı görüşe göre taziyenin definden sonra ve cenaze yakınlarının evinde yapılması münasiptir, nitekim uygulama da bu yönde gelişmiştir. Caminin içinde taziyede bulunulması mekruh sayılmıştır.

Taziye için birçok kişinin gelebileceği dikkate alınarak taziye yerinde fazla kalınmaması tavsiye edilir. Cafer b. Ebu Talib şehid olduğunda Resulullah etrafındakilere Cafer’in ailesinin üzüntüleri sebebiyle yemek hazırlayacak durumda bulunmadığını söylemiş ve onlara yemek yapmalarını öğütlemiştir.(10)

İslâm âlimleri bu rivayetten hareketle cenaze evine yemek götürmenin sünnet olduğunu belirtmiştir. Uygulamada da ölü evinde taziye süresince yemek pişirilmez; cenaze yakınlarına ve taziye için gelenlere ikram edilmek üzere komşular cenaze evine yemek getirir.

Müslümanlar akraba, komşu ve tanıdıklarından birinin yakını vefat ettiğinde, cenaze namazına katılmayı hem dinî hem insanî bir görev bilir. Defin işleminin ardından genellikle cenaze evine veya taziye için belirlenmiş başka bir yere gidilerek ölenin yakınlarına taziyede bulunulur.

Bazı yörelerde definden sonra cenaze yakınları, mezarlığın uygun bir yerinde ya da cenaze evinin önünde bir araya gelip cenaze törenine katılanların taziyesini kabul ederler.

Ölü evi ziyaretçilere yetmediği takdirde komşulardan biri evini taziye için açar. Taziyeye gelenler bazen yanlarına bir okuyucu alarak ölünün ruhu için Kuran’dan birkaç ayet (çoğunlukla Bakara suresinin 153-157. ayetleri) okuturlar.

Bazı yerlerde mahallenin imamı birkaç gün süreyle cenaze evine gelir ve Kuran okuma görevini ifa eder. Kuran okunduktan sonra “el-hükmü lillâh, innâ lillâh” gibi ifadelerle Allah’tan gelene razı olmak gerektiği belirtilir.

Ölen hakkında, “Allah rahmet eylesin; mekânı cennet olsun; Allah gittiği yerde utandırmasın; Allah taksiratını affetsin,..” gibi sözlerle dua edilir. “Allah sabırlar versin; merhumun geride kalanlarına Allah hayırlı uzun ömürler versin; Allah başka acı göstermesin; ölenle ölünmez, er geç hepimiz öleceğiz, Allah iman nasip etsin.” gibi cümlelerle ölenin yakınları teselli edilir.

Yaşlı ve hatırlı kişiler, kendilerini kontrol edemeyecek derecede ağlayıp dövünen cenaze yakınlarını ölümden kurtuluş olmadığı, isyan etmemek gerektiği vb. sözlerle yatıştırmaya çalışır.

Hz. Peygamber Efendimizin (asm) ölenler hakkında çirkin sözler söylemeyi yasaklayan, ölüleri iyilikle anmayı emreden hadislerine göre(11) taziye için gelenler ölünün iyi taraflarından bahseder, güzel hatıraları yadeder.

Dipnotlar:

1) Lisânü’l-ʿArab, “ʿazy” md.; Kāmus Tercümesi, IV, 1074; Ahmed b. Muhammed el-Feyyûmî, s. 155.
2) Âl-i İmrân 3/185; Enbiyâ 21/35; Ankebût 29/57.
3) Rahmân 55/26-27.
4) İbn Mâce, “Cenâʾiz”, 56; Tirmizî, “Cenâʾiz”, 71.
5) Hatib, Târîḫu Baġdâd, VII, 397.
6) Buhârî, “Cenâʾiz”, 33; Müslim, “Cenâʾiz”, 11.
7) Subhu’l-aʿşâ, IX, 82-83.
8) Hakim, Müstedrek, III, 273.
9) Müsned, VI, 37, 249, 286; Buhârî, “Cenâʾiz”, 31; Ebû Dâvûd, “Ṭalâḳ”, 43.
10) Tirmizî, “Cenâʾiz”, 21; İbn Mâce, “Cenâʾiz”, 59.
11) Ebû Dâvûd, “Edeb”, 42; Tirmizî, “Cenâʾiz”, 34; Nesâî, “Ḳasâme”, 22.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun