Allah'ın bizi topraktan yaratmasının bir hikmeti var mıdır?

Tarih: 29.04.2012 - 06:54 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah dileseydi insanı başka bir maddeden de yaratabilirdi, toprak olmasının özelliği nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İnsanın yaratılış madeni topraktır. Bu durum,

“Allah Âdem’i topraktan yarattı.”(Âl-i İmran, 3/59)

“Biz sizi topraktan yarattık.”(Hac, 22/5)

 “Allah sizi topraktan yarattı.”(Fatır, 35/11)

gibi ayetlerde açıkça ifade edilmiştir.

Buna göre, hammaddemiz topraktır, tabir yerindeyse hepimiz "toprağın çocuklarıyız."

Ancak, insanın topraktan yaratılması, onun bir toprak parçası olması anlamına gelmez. Allah, o toprağı süzmüş, ona ruh üfleyerek hayat vermiş, hislerle süslemiştir.

İnsanın topraktan yaratılmasının birçok hikmeti olduğu gibi, alınacak ders ve ibretleri de vardır. Bunlardan bazılarına işaret etmeye çalışalım:

- Toprak; su, hava ve ışığa göre daha koyu, kesif ve yoğun olmasına rağmen her açıdan diğer unsurlardan daha ileridir. Topraktan yaratılan insanın da tüm yaratılmışlar üzerinde bir makama sahip olması buna işaret eder.

"Kulun Rabbine en yakın olduğu an, onun secde halidir." (Münavî, Feyzü'l-Kadîr, 2/68)

Hadîs-i Şerifi, bu sırra işaret eder. İnsana, hakiki insan olmanın yolunu gösterir..

- Toprak ayaklar altında gibi görünse de hayatımızın ve varlığımızın kaynağıdır. Yetiştirdikleri gönüllerde ve el üstündedir; Toprak hep alçakgönüllüdür. Bu yönüyle insana alçakgönüllü, tevazu sahibi ve iyiliksever olmayı öğütler...

- Toprak, Allah’ın cemal, rahmet, hayat, renk ve süslerine mazhar olmaktadır. Toprak Allah’ın hadsiz rahmetinin bir perdesi olduğu gibi, içine giren hiçbir şey başıboş kalmıyor. Bu açıdan vefat ederek toprağa girecek olan insana şöyle bir müjde verdiği söylenebilir:

Elbette bütün bu görünen maddi ziynetlerin, süslerin ve güzelliklerin; hüsün, cemal, rahmet ve hayatın dokuma tezgahlarının bir çeşidi de toprak perdesinin altında ve arkasındadır.

Bu himayetli annemiz olan toprak altına girmek, kucağına sığınmak; o hakikî, daimî ve mânevî çiçekleri seyretmek, daha çok sevilir ve şevkle beklenir. Çünkü ölüm yokluk değildir. Daha güzel bir alemin kapısıdır. Nasıl ki, toprak altına giren bir çekirdek, görünüşte ölür, çürür ve yok olur. Fakat gerçekte toprak üstünde daha güzel bir hayata geçiş yapar. Çekirdek hayatından ağaçlık hayatına geçer.

Aynen bunun gibi, ölen bir insan da görünüşte toprağa girer, çürür. Geçekte ise berzah ve kabir aleminde daha mükemmel bir hayata kavuşur.

-  Yeryüzü kainatın kalbi olduğu gibi, toprak unsuru da yeryüzünün kalbidir. Çünkü kâinatta Allah’ın rububiyetinin, terbiye ve idare ediciliğinin yansımasına; Allah’ın güç ve iktidarıyla işlemesine ve  faaliyetine; hilâfet merkezine; her an diri olan ve her şeyi ayakta tutup varlığını devam ettiren Allah’ın isimlerinin cilvelerine en uygun yer topraktır. Örneğin hava aynasında, yalnız güneşin zayıf bir ziyası görünür. Su aynasında güneş ziyasıyla görünürse de renkleriyle görünmüyor. Fakat toprak aynası, çiçeklerinin renkleriyle, güneşin ışığındaki bütün renkleri de gösterir.

Öyleyse, topraktan ve toprağa inkılâp etmekten, kabirden ve kabre girip yatmaktan korkmamak gerekir... (bk. Nursi, Mesnevi, Şule)

- İnsan topraktan yaratıldığı için toprağın özelliklerini taşır. Toprak, zaman zaman kurur, sıcaktan kavrulur, suya hasret çeker. Bir mevsim kışın cefâsına katlanır. Bereketli bahar yağmurları ile yeniden dirilir. Bin bir güzellik, renk, koku ve âhengi ile ilâhî kudret nakışlarını sergiler.

İnsanın da toprağa benzer ortak bir kaderi vardır. Dünyevî ihtirasların girdabında çöllerdeki kum fırtınaları gibi çalkalanır durur. Nefsin sultasında kendisini perişân eder. Ancak nefs engelini aşması neticesinde kâmilleşir. Toprağın bahar yağmurlarıyla hayat bulması gibi feyz ve rahmet tecellîlerine nâil olarak diğergâmlaşır. Böylece kendisine gelen nîmetleri, bir bahar bereketinin güzellik ve bolluğu içerisinde Allâh rızâsı için bereketli topraklar gibi etrafına iyilikler, hayırla ve bereketler saçar.

- İnsanın fânî vücûdu, topraktan yaratıldığı için toprakla gıdâlanır ve neticede toprakta yok olur. Yâni aslına döner. Topraktaki bütün elementler, insan vücûdunda -az veya çok- mevcuttur. İnsan vücûdu, aynı zamanda toprağın ayrı bir görünüşüdür. Nitekim bir rivâyete göre Hz. Âdem (as), topraktan yaratıldığı için “Âdem” diye isimlendirilmiştir. (bk. İbn-i Sa’d, Tabakât, I, 26)

- Toprak, kırmızı, siyah, beyaz ve benzeri muhtelif renklere sâhip olduğu gibi, ondan yaratılan insanlar da muhtelif renkler taşımaktadır. Aynı şekilde toprağın katı ve yumuşak tarafları olduğu gibi insanlar da kâbiliyetler bakımından farklı farklıdır.

Özetle,

“Sizi o (toprak)tan yarattık, yine oraya döndüreceğiz ve sizi (mahşerde) bir kez daha ondan çıkaracağız!” (Tâhâ, 20/55)

ayetine hep kula vermek ve ona göre bir hayat sürmeye çalışmak ne güzeldir.

Rabbimiz, temiz ve temizleyici olan topraktan yarattığı saflıkta ve temizlikte tekrar kendisine dönebilen kullarından eylesin...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun