Allah'ım, beni yoksul olarak yaşat yoksul olarak öldür anlamında bir hadis var mı?

Tarih: 23.09.2019 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu hadis nasıl açıklanabilir ve böyle bir hadis var mı?
"Allah'ım, beni yoksul olarak yaşat, yoksul olarak öldür, yoksul zümresinde haşret."

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. Enes‟in naklettiğine göre, Rasûlullah (asm), “Allah‟ım, beni miskin olarak yaşat, miskin olarak öldür ve kıyamet günü miskinler zümresiyle birlikte haşret.” diye dua edince, Hz. Aişe bunun sebebini sormuş, O da “Onlar cennete, zenginlerden kırk bahar önce gireceklerdir. Ey Aişe! Yarım hurma dahi olsa miskini geri çevirme, onları sev ve onları kendine yaklaştır, ta ki kıyamet günü Allah da sana yaklaşsın.” buyurmuştur. (İbn Mace, Zühd 6; Tirmizî, Zühd 37)

"Miskin" kelimesi fakir ve yoksul manasına geldiği gibi, mütevazi ve alçak gönüllü manasına da gelir.

Peygamber Efendimiz (asm)'in bu hadisinde geçen miskin kelimesinden hangi manaları kastettiği konusunda farklı yorumlar yapılmıştır. Örneğin Beyhaki şöyle der:

"Resul-i Ekrem Efendimiz (asm)'in vefat ettiği zamandaki maddi durumu, O'nun miskin kelimesi ile fakirlik ve geçim sıkıntısı anlamını kastetmediğine delalet eder. Çünkü O, vefat ettiği dönemde Allah'ın verdiği yeterli rızık ile geçiniyordu. Bu itibarla miskin kelimesi ile kastettiği mana tevazu ve alçak gönüllülüktür. Bana öyle geliyor ki ResüIullah (asm) kibirli kimselerden olmaması ve varlıklarıyla gururlanan zenginler içinde haşrolunmaması için dua etmiş. Allah'a yalvarmıştır."

el-Kaysi de miskin ve meskenet, sükun kökünden alınmadır. Sükun ise huşu ve tevazu, yani Allah korkusu ve alçak gönüllülük, demektir.

Taceddin Sübki ise Tevşîh'te: Ben alim ve imam olan babamdan şunu işittim demiştir:

Resülullah aleyhissalatü vesselam mal bakımından yoksul değildi ve hali de bir yoksul hali değildi. O, Allah'ın yardımı ile gönül zengini olduğu gibi kendisinin ve çoluk çocuğunun nafakasını da Allah ihsan ediyordu. O'nun "Allah'ım beni miskin olarak yaşat." duası ile maksadı kalbin sükunete kavuşması idi, yoksulluğun bir çeşidi olan miskinlik değildi.

İbn Mace'deki hadisleri şerh eden Sindi, soruda geçen hadisle ilgili bu ve benzeri açıklamaları aktardıktan sonra, ben de derim ki diyerek şu açıklamayı yapar:

Resül-i Ekrem aleyhissalatü vesseselamın yaşantısına dair Buhari, Tirmizi ve müellifimiz İbn Mace tarafından rivayet edilen hadisler, bu hadisin zahiri manasına yorumlanmasının uzak bir ihtimal olmadığına delalet eder. (bk. Sindi, Şerhu İbn Mace, ilgili hadisin şerhi)

Demek ki, bu hadiste geçen miskin kelimesi -ister zahir manasıyla isterse mecazi anlamıyla ele alınsın- mütevazi, alçak gönüllü, kanaatkar, bir çok şeye sahip olmasına rağmen gurura kapılmayan, hiçbir şeyi olmasa dahi Allaha şükür eden, az da olsa çok da olsa halinden razı olan, varını doğru yerde harcayan, dünyayı kalbine ve gönlüne koymayan, dünya dolusu malı olsa da onu Allah'tan gafil bırakmayan ve Allah'ın yolundan alıkoymayan, hiç bir şeye sahip olmasa dahi Allah'ın yolundan ayrılmayan.. gibi manalara geldiği söylenebilir.

Burada şöyle bir soru akla gelebilir:

Peygamber Efendimiz (asm)'in fakirlikten Allah’a sığındığını bildiren sahih hadisler var. Eğer soruda geçen hadisteki miskin kelimesi zahir manasıyla yoksul şeklinde kabul edilirse, o zaman bu iki hadis arasında görülen çelişki nasıl bertaraf edilir?

Bu soruya şöyle cevap verilmiştir:

- Hz. Peygamber (asm)'in hoşlanmadığı ve ondan Allah'a sığındığı fakirlik, gönül fakirliğidir. Arzuladığı ve dilediği fakirlik ise dünyalığı gönlünden atmaktır, kalbine koymamaktır.

- Hz. Peygamber (asm)’in hoşlanmadığı ve Allah'a sığındığı fakirlik, geçim sıkıntısına neden olacak ve yetecek kadar nafaka bulamamaya yol açacak ve gönül zenginliğini gölgeleyicek fakirliktir. Çünkü O'nun katında gerçek zenginlik gönül zenginliğidir. Allah Teala O'na hitaben "Ve seni yoksul iken zengin etmedi mi?" (Duha, 93/8) buyurmuştur. O'nun zenginliği kendisinin ve aile fertlerinin bir yıllık nafakasından fazla değildi. Asıl zenginliği de Rabbine güvenerek beslediği gönül zenginliği idi.

Demek ki, Peygamber Efendimiz (asm), Allah'tan gafil olmaya sebep olacak fakirlikten ve azdıracak zenginlikten hoşlanmayarak Allah'a sığınmıştır.

Bundan çıkan sonuç şudur ki, gerek zenginliğin ve gerekse fakirliğin yerilen birer tarafı vardır. Bu itibarla hadisler ancak bu şekil yorum yapmakla bütünleşmiş olur ve aralarında bir çelişkinin olmadığı anlaşılmış olur. (Mübarekfürî, Tuhfetü`l-Ahvezî, ilgili hadisin şerhi)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun