Allah neden İkinci Dünya Savaşı’ndaki katliamlar için hiçbir şey yapmamış?

Tarih: 26.07.2016 - 00:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah(cc) İsrailoğullarını sırf Mısırlıların işkencesi altında olduğu için kurtarmış ve diğer milletlerden üstün kılmış diye biliyoruz.
- Peki 1000 kişilik bir milleti kölelikten dolayı kurtaran Allah, neden II. Dünya Savaşında 6 Milyon Yahudi toplama kamplarında katledilirken hiçbir şey yapmamış?
- Adaletsizlik değil midir bu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Sitemizde defalarca ifade ettik, bir daha tekrar edelim ki; bu dünya hayatının bir imtihan dünyası olduğunu -Allah’ın bildirmesiyle- çok iyi biliyoruz.

Bir imtihanın en önemli adalet kriteri, herkese fırsat eşitliği tanımaktır.

Buna göre, din imtihanında, imtihanı kazanacak olan iyi insanlara da kazanamayacak kötü insanlara da akıl, fikir ve özgür bir iradeyi vermek gerekir.

Bu özgür iradenin özgürce hareket edebilmesi ise, dışarıdan engelleyici bir müdahalenin olmamasına bağlıdır. Yani, insanın iradesi bakımından, namaz kılan, hacca gidene de özgürlük; içki içen hırsızlık yapana da özgürlük şarttır.

Eğer Allah, namaz kılana mani olursa veya hırsızlık edeni engellerse bu âdil bir imtihan olmaz.

- Ancak, Allah’ın sonsuz şefkat ve merhameti bazen adaletin üstüne çıkar. İmtihanı kazanmaları için bazılarına müdahale eder. Bu adaletsizlik değildir. Çünkü burada kimsenin hak-hukuku zayi olmamaktadır. Zira bu imtihanın neticesi olan cennet, herkese yetecek kadar geniştir.

Şu noktaya dikkat edelim ki; eğer Allah, imtihandaki kullarından bazılarına imtihanı kazanmamaları için müdahale ederse, örneğin namaz kılmak isteyene bir şekilde mani olursa, bu büyük bir zulüm olur ve Allah bundan sonsuz derece münezzehtir.

Buna mukabil, eğer Allah bazı kullarının imtihanı kazanmaları için müdahale ederse, örneğin adam öldürmek isteyen birine mani olursa, bu herhangi bir kimseye karşı bir haksızlık değil, büyük bir lütuf olur.

Şüphesiz bunlar istisnai durumlardır; genel prensip herkesin kendi yaptığının karşılığını görmesi için özgür iradesiyle işler yapmasına fırsat vermektir.

- Bu genel çerçeveden sonra şunu diyebiliriz ki, Firavun’un zulmüne karşı Allah’ın Yahudileri himaye etmesi, Hz. Musa’ya bir ihsan ve onlara bir lütuf idi. II. Dünya Savaşı sırasındaki durum ise, İslamiyet'ten haberi olmayan masum Yahudilerin cennete girmelerine büyük bir vesile olduğu gibi, o günkü Hitler gibi zalimler için de bir adalettir ve “Zalimler için yaşasın cehennem.” şeklindeki Bediâne düsturun bir tezahürüdür.

- Bununla beraber, insan olarak biz Allah’ın sonsuz hikmetini her yerde göremeyebiliriz. Bizim bilmememiz bir hikmetin olmadığını göstermez.

- Bu açıklamalardan sonra soruda yer alan “Adaletsizlik değil midir bu?” sorusuna, “Kesinlikle değildir.” diye cevap vereceğiz. Çünkü, adaletsizlik demek, birilerinin hakkını zayi etmek manasına gelir. Yoksa birilerine iyilik yapmak, herkese iyilik yapmayı zorunlu kılmaz. Örneğin, muhtaç olan on kişiden yalnız bir kısmına sadaka, zekat vermek, yardımda bulunmak adaletsizlik olmaz; çünkü onların bir hakkı zayi olmuyor ki!..  

Keza, savaşta veya trafik kazasında yaralanmış insanlardan yalnız bir kısmını hastaneye götürmek önemli bir iyiliktir. Başkalarına yapılmayan bu iyilik, yapılan iyilik değerini ortadan kaldırmaz.

Allah, II. Dünya Savaşı'nda Yahudilerin öldürülmesine izin verdiği gibi, I. Dünya Savaşı'nda, Çanakkale’de yüz binlerce Müslümanın öldürülmesine de izin vermiştir. Çünkü dünya sadece mazlumlar için değil, zalimler için de bir imtihan yeridir.

Zalimlerin -özgür iradeleriyle- imtihanı kaybetmelerine sebep olanlar arasında, insanları katletmek de vardır... 

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun