​Avama haram olan şey, havasa helal olur mu?

Tarih: 19.04.2017 - 00:08 | Güncelleme:

Soru Detayı

- ​Dinde ruhbanlık olmadığı halde Abdülkadir Geylani 25 sene çöllerde uzlet yaptı. Çalgı aletleri için alimlerin çoğu haram demesine ve "İhtilaf durumunda cumhura uyun" hadisine rağmen Mevlana bunları çaldı ya da çaldırıp dinledi. Adam öldürmek haram olduğu halde Hızır bir çocuğu öldürdü. Tüm bu kişiler evliya idi ve hiçbirine günah yakıştıramayız.
- Acaba şeriatın havasa bakan kısmına hakim olunca (Hızır örneği gibi) zahiren günah işlerken hakikatte sevap işlememiz mümkün mü?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Abdulkadir Geylani hazretlerinin 25 yıl çöllerde uzlet etmesi -şayet bu menkıbe sahih ise- bir günah değildir. Çünkü, “Dinde Ruhbanlık” olmaması, genel bir kuraldır ve onun haram olduğunu göstermez. Ayet ve hadislerde onlarca emir ve nehiy var ki, alimler onları mendup / müstehap olarak yorumlamıştır.

- Ruhbanlıktan maksat, yardımlaşma, evlenme, cihat etme gibi sosyal hayatın aktivitelerinden uzak durmaktır. Onun için hadiste , İslam dininin, ictimai bir din olduğu, devletlerle kaim olacağı, evlenmekle çoğalacağı gibi toplumsal hayatın dinamiklerini ihtiva eden bir din olduğuna işaret edilmiştir.

Hz Peygamber Efendimiz (asm)'in, adamın birine “Cihada değil, git anne-babana hizmet et!” (Buharî, Edeb, 9) şeklindeki emri de gösteriyor ki, şartlara göre insanlar farklı pozisyon alabilirler.

Nitekim, Hz. Yahya, Hz. İsa da evlenmemişlerdir. Onun için zaman içinde “dinini korumak, manen tekâmül etmek” adına yapılan yüzlerce ruhbanlık örnekleri vardır. Bunlara elbette haram denilmez.

Hatta denilebilir ki, savaştan kaçmak haram olduğu halde, yeniden savaş saflarında daha güçlü bir şekilde yer almak için geriye çekilenlerin bu durumu değil haram, belki büyük bir sevaba medar olduğu gibi, meşru bir gaye uğrunda bir süreliğine uzlete çekilenlerin durumu da öyledir.

Daha önce -ilimle, eğitimle, öğretimle meşgul olup- yıllarca manevi cihat yapan Geylani Hazretleri ve benzerleri de yeniden daha güçlü bir konumda manevi cihad etmek için bir süre ruhbanlığı tercih etmiş ve sonra geri dönerek bir nevi “ferru kerr – çekilip yeniden saldırma” taktiğini uygulamışlardır.

Nitekim, Gavs-ı Azam tekrar sosyal hayata dönmüş ve evlenmiştir. Zahir ve batın ilmiyle yaklaşık yarım asır daha manevi cihad yapmıştır.

Bununla beraber, Ashab-ı Kehf ve Hristiyanların ruhbanlığından bahseden ayetleri yorumlarken İslam alimleri, konuyla ilgili bilgiler vermiş ve -bazı hadisleri delil getirerek- yerine göre ruhbanlığın mendup olduğunu belirtmişlerdir. (Misal, bk. Kurtubi, Kehf,18/10; Hadid, 57/27)

- Bu konuyu biraz uzatmamızın sebebi şudur:  

Zaruret halleri dışında, hiçbir velinin, bir havassın İslam dininin emir ve yasaklarını çiğneme ayrıcalığı yoktur. Eğer Ruhbanlık / uzlet haram olsaydı, elbette Geylani Hazretleri bunu yapmazdı.

- Çalgı konusunda çok farklı görüşler vardır. Üstelik, çalgılar arasında da ayrıca farklılık gözetilmiştir. Konuyla ilgili hadislerin sıhhati de tartışılmıştır. Yani “cumhurun görüşü”nü gösteren büyük çoğunluğun bir tek görüş üzerinde birleştiğini söylemek zordur. (Geniş bilgi için bk. Gazali, İhya, Kitabu âdabi’s-Sema, 2/268…)

- Hz. Hızır’ın görünürde çirkin işler yapmasının hakikati, hikmeti ve gerekçeleri bizzat ilgili ayetlerde beyan edilmiştir ve Allah’ın emriyle ve izniyle gerçekleşmiştir. Bu konuda bizim Siteye de bakılabilir. Bu kitabi ve gaybi mesele başkası için bir “makisun aleyh - kıyas” olamaz.

Özetlersek, onlarca ayet ve sahih hadislerde ifade edildiği üzere, Kitap ve Sünnete aykırı bir ölçü yoktur. Hadiste ifade edildiği gibi, bu iki kaynağa sarılanlar dalalete düşmekten kurtulurlar.

Sorunun asıl cevabını, bizzat Abdulkadir Geylani Hazretleri veriyor; kısaca:

“Bir defasında büyük bir nur gördüm, bir ses: 'Ben senin Rabbinim; senin için haramları helal kıldım.' diyordu. Ben 'Çekil ey lanetli…!” dedim. Onun şeytan olduğunu nereden bildin, diyenlere şunu söylemiştir: 'Çünkü: Hz. Peygambere bile haramlar helal kılınmazken nasıl benim için olabilir.' diye düşündüğüm için bunun şeytan olduğunu anladım.” (bk. Niyazi Beki, Abdulkadir Geylani ve el-Esmaü’l-Hüsna kasidesi, s.18-19)

Demek ki  -haramı hela kılan- zaruretler dışında “zahiren günah işlerken hakikatte sevap işlememiz mümkün değildir.” Böyle bir düşünce Batınilik düşüncesidir ki, Ehl-i sünnet alimlerinin ittifakıyla caiz değildir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Müzik ve çalgı aletleri (bağlama çalmak) hakkında dinimizin ...
Dinimizin müzik dinleme konusundaki ölçüsü nedir?
İmam Gazali'nin hiç bir çalgıya izin vermediği doğru mudur? Musiki ...
Hızır (as) kıssasında bir çocuğu öldürdüğünü okuyoruz. Musa (as)'a ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun