Zanna dayalı hadis inkarının hükmü nedir?
- Bir kimsenin zanna ve bilgisizliğe dayalı olarak bir hadisin Peygamberimize (sav.) ait olmadığını iddia etmesinin hükmü nedir?
- Bu olay hadis inkârına girer mi?
Değerli kardeşimiz,
“Bir kimsenin zanna ve bilgisizliğe dayalı olarak bir hadisin peygamberimize (asm.) ait olmadığını iddia etmesinin hükmü nedir? Bu hadis inkarına girer m?” sorusunun ilkeler bazındaki açıklaması şöyle olabilir:
a) İlmi kurallara bağlı kalmak şartıyla gördüğü bir hadisin “hadis ilmi ve hadis usulü kriterlerine göre” kesin bir kaynak olmadığına samimi olarak inanan kimsenin oradaki bilgileri inkâr etmesinde bir sakınca yoktur.
Mezhep imamlarının ve müçtehit olan alimlerin yüzlerce farklı görüşleri bunun göstergesidir.
b) Aşağıdaki bediane tespitlerden de sorunuzun cevabını alabilirsiniz.
“Sual: Alem-i İslam’daki ihtilafı tadil edecek çare nedir?
Cevap: Evvela; müttefekun aleyh olan makasıd-ı aliyeye nazar etmektir. Çünkü Allah'ımız bir, Peygamber'imiz bir, Kuran'ımız bir, zaruriyat-ı diniyede umumumuz müttefik, zaruriyat-ı diniyeden başka olan teferruat veya tarz-ı telakki veya tarîk-i tefehhümdeki tefavüt bu ittihad u vahdeti sarsamaz, racih de gelemez. اَلْحُبُّ فِى اللّٰهِ düstur tutulsa, aşk-ı hakikat harekatımızda hakim olsa -ki, zaman dahi pek çok yardım ediyor- o ihtilafat sahih bir mecraya sevk edilebilir." (bk. Sünuhat-Tuluat-İşarat, s. 92)
c) “Bir bahçede çürük bir elma bulunmakla bahçeye zarar vermez. Bir hazinede silik para bulunmakla, hazineyi kıymetten düşürtmez." (Barla Lahikası, s. 137-138)
Birbirine en yakın görünen Hanefi ve Şafii mezheplerinde bile farklı birçok feri hükümlerin bulunduğu bilinmektedir. Özellikle başka mezheplerde bulunmayan yalnız Hanefi mezhebinde bulunan “vacip / vücup” kavramının varlığı bile garazsız, samimi bir zannın mahsulüdür.
Fitre, Vitir namazı, Bayram namazları, hac, zekat ve namazın sözlü ve eylemli hareketlerindeki vacipler buna açık birer misaldir.
d) Şu hadis-i şerifte insanların samimiyet ve niyetleri teste tâbi tutulmuştur.
“Kadılar / yargıçlar / müftüler / hakemler, üç gruptur. Bunlardan ikisi cehenneme biri cennete gider.
Bilgisi, yetkisi olduğu hâlde dünyevi menfaati için ahiretini feda eden yargıç / hakem cehennemdedir.
Bilgisi, yetkisi olmadığı halde haksız hüküm veren hakem cehennemdedir.
Her yönüyle donanımlı olmakla beraber, Allah’ın rızasını esas alan ve adaletten ayrılmadan hüküm veren kimse ise cennete gider.” (Timizi, h.no: 1322)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İmam Maturîdî, taşa tokat atma hadisini inkar mı ediyor?
- Namazda okunan besmele ile ilgili hadislerde çelişki mi var?
- Zaruri şeyleri bilmeden Müslüman olmak geçerli mi?
- Manevi şehitlikte, hastalık mı yoksa şikâyeti mi?
- Hz. Ali, ahirete inanmayan birine, "Eğer yoksa benim kaybedecek bir şeyim olmaz. Ya varsa sen ne yapacaksın?'' demiş midir?
- İcma, neden hükümlerin kaynağı sayılıyor?
- İslam, sadece içki ve namaz gibi konularda mı ortak görüşe sahip?
- Taberi, kıyas ictihad gibi zanni delilleri kabul etmiyor mu?
- "Hayır niyetiyle söz ulaştıran veya hayır kastıyla yalan söyleyen yalancı değildir.” hadisine göre, yeri geldiğinde yalan söylemek haram olur mu?
- Eski Ehl-i Sünnet alimleri günümüz alimlerinden daha mı çok bilgiliydi?