Manevi şehitlikte, hastalık mı yoksa şikâyeti mi?

Tarih: 18.02.2023 - 20:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Uhrevi şehadette hastalık mı yoksa hastalığın getirdiği şikâyet mi dikkate alınır?
- Malumdur ki bundan yıllar önce bazı hastalıklar bu kadar kesin bilinmiyordu. Bu durumda karın ağrısı ile ölen kimsenin şehit olduğunu biliyoruz. Ancak bağırsak kanseri olan birisi, kalp krizi geçiren birisi ve karın bölgesinde iç kanama geçiren birisi karın ağrısı çekebilir.
- Bu durumda hastalığı mı dikkate alınır şikâyeti mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili hadislerden biri şöyledir:

من قتل في سبيل الله فهو شهيد، ومن مات في سبيل الله فهو شهيد، ومن مات في الطاعون فهو شهيد، ومن مات في البطن فهو شهيد، والغريق شهيد

Allah yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; iç hastalıklardan ölen şehittir; boğularak ölen şehittir.” (Müslim, İmâre 165; bk, İbni Mâce, Cihâd 17.)

Soruda geçen konu hadiste batın yani iç hastalıklar olarak ifade edilmiştir.

Buna göre ister hastalık ister acı ve şikâyet olsun, bütün iş hastalıkların manevi şehitliğe vesile olduğu söylenebilir.

Şehitler dünya ve ahiret hükümleri bakımından hakiki şehit, sadece savaş meydanında veya zulmedilerek öldürülen mümin kimseler dünya ve ahiret şehidi olarak tanımlanır. Ahirette çok büyük bir sevaba kavuşacak olan bu tür şehitler yıkanmaz, kefenlenmez ve cenaze namazları kılınmaz.

Bunun dışındaki diğer şehitlere, hükmi şehit, ahiret şehidi veya manevi şehit denir. Bunlardan bazıları şunlardır:

Allah yolunda iken,
Veba hastalığından,
İç hastalıklardan,
Boğularak,
Yanarak,
Güneş çarpmasından,
Bina ve duvar altında kalarak,
Akciğer hastalığından,
Veremden,
Cüzzamdan,
Akrep sokmasından,
Uçurumdan düşerek,
Sınırları, canını, malını, ailesini korurken,
Zulme karşı çıkarken,
Doğururken,
Delirerek,
Yırtıcı hayvanların parçalamasıyla,
Bineğinden düşerek,
İffetli olduğu hâlde gizli aşktan,
Emin bir âlim olarak,
Düşman ülkesinde ya da gurbette garip olarak,
Savaş yerinden ayrıldıktan sonra yeme, içme ve tedavisi yapılacak kadar yaşadıktan sonra ölen mümin kimseler.

Bu grup şehitler diğer Müslüman ölüler gibi, yıkanıp kefenlenir, cenaze namazı kılınarak defnedilir.(İbn Âbidîn, Reddü’l-Muhtâr, 2/252; Abdülganî, Lübâb, 1/134; Vehbe Zuhayli, elFıkhü'l-İslâmî, 2/560-561; Muhyî Hilâl, eş-Şehîd fi’l-fıkhı’l-İslâmî, s. 19-21.)

İsyan etme ya da günah işleme şehit olmaya engel görülmemiştir.

Zira itaatler sadece küçük günahlardaki kötülüğü iptal ettiği için şehit olarak ölen kişi asilik yapmış olsa da şehit sayılır.

İsyanın günahı kendine mahsus olmakla birlikte isyan adına ölen kişi ise şehit olamaz. Mesela, zina sebebiyle hamile kalan bir kadın bu çocuğu doğururken ölürse şehit olabilir. Ancak aynı kadın bu çocuğu düşürmeye çalışırken ölürse isyanı sebebiyle öldüğü için şehit olmaz.(Vehbe Zuhayli, el-Fıkhü'l-İslâmî, 2/561-562.)

Özetle, karın ağrısı, iş hastalıkları gibi nedenlerden vefat edenler de manevi şehit olduğu gibi, savaş dışında ölümcül hastalıklar, tabi afetler, kadınlara ait bazı durumlar, zaruriyat-ı diniye denilen temel hakları koruma, ilim ve helal kazanç sebebiyle Cuma günü ve gurbette garip bir şekilde ölen mümin kimselere ahiret şehidi denilmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun