Önceki ümmetlerde şehitlik mertebesi var mıydı?
- Şahadet sadece Muhammed (sav) ümmetine tahsis edilmiş üstün bir mertebe midir?
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
- Bazı kaynakların, yalnız bu ümmetin şehitlerinden bahsettiğini, bundan da şehitliğin bu ümmete mahsus olduğunu söylemek mümkündür. Ancak, bütün araştırmalarımıza rağmen, bu konu hakkında açık bir ifadeye rastlayamadık. Kur’an ve sahih hadislerde de bunun açıklamasını göremedik.
- Biz şuna kesin inanıyoruz ki -şayet bilinen şehitlik hükmü ve kavramı yalnız bu ümmete mahsus olduğunu gösteren deliller bulunsa bile- eski ümmetler de Allah yolunda yaptıkları cihatta ölürken, aynı şehitlik sevabını kazanmışlardır. Yalnız, bazısına Allah’ın daha fazla lütufta bulunmasına da kimsenin itiraz hakkı da haddi de olmaz.
Bunu belirtikten sonra konuya ışık tutacak iki örneği şöyledir:
a. İbnu’t-Tîn, cihad yaparken ölenin dışında kalan ve hadislerde şehit olarak bildirilen insanlardan söz ederken, şu değerlendirmede bulunmuştur:
“Kişiyi şehitlik mertebesine ulaştıracağı bildirilen bütün ölüm çeşitlerinde şiddetli bir sıkıntı, bir zorluk vardır. Allah, bunu Hz. Muhammed (a.s.m)’in ümmetinin günahlarına kefaret, mükâfatlarını katlamaya vesile kılmak ve onları şehitler mertebesine kavuşturmak için bir vesile yapmıştır.”
Bunu kaydeden İbn Hacer, “bütün bu şehitlerin aynı seviyede olmadıklarına” işaret etmiştir.(bk. İbn Hacer, 6/42).
Bu zatın değerlendirmesi, genel olarak şehitlik payesinin bu ümmete mahsus olduğu şeklindedir. Tabii ki bu kitap-sünnet veya hiç olmazsa icma deliline ihtiyaç duymaktadır.
b. Taberanî’nin rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz (a.s.m) -bir münasebetle- şöyle buyurmuştur:
“Eğer şehitlik yalnız Allah yolunda öldürülenlere mahsus olsa, o takdirde ümmetimin şehitleri çok az olur. Gerçek şu ki, darbeden ölen şehittir, taundan ölen şehittir, karın / iç organlar hastalığından ölen şehittir, loğusalıktan ölen şehittir, yanarak ölen şehittir, suda boğularak ölen şehittir, yıkım altında kalarak ölen şehittir, zatu’l-cenb hastalığından ölen şehittir.” (Taberanî, el-Mucemu’l-kebir, 4/ 459-460-şamile).
Hafız el-Heysemî, hadisin sahih olduğunu söylemiştir (bk. Mecmau’z-Zevaid, 5/544).
Bu hadiste yer alan “ümmetimin şehitleri” tabirinden, başka ümmetlerin de şehitlerinin var olduğunu göstermektedir.
Cevap 2:
Eğer şehitlik sadece bu ümmete özel bir ikram ise, bunun bazı hikmetleri vardır. Ayrıca başkalarına bir haksızlık da yapılmış olmuyor. Çünkü kimsenin bir hakkı zayi olmuş değildir. Nitekim seksen küsur yıllık bir ibadet sevabını kazandıran Kadir Gecesi de bu ümmete tahsis edilmiştir. Bunun birkaç hikmetini kısaca şöyle açıklayabiliriz:
a. Eski ümmetlerin ömürlerinin uzun olmasına karşılık, bu ümmetin ömrü gayet kısadır. Bu kısa ömürlü ümmetin sevaplarının bazı vesilelerle arttırılması, Allah’ın hem adaletini hem de sonsuz merhametini göstermektedir.
b. Kadir Gecesi'nin bu ümmete tahsis edilmesinin bir hikmeti, onların uzun olan hayatlarında yaptıkları güzel amellerine bir karşılık / bir dengeleme olduğu -hadislerde- ifade edilmiştir.
c. Hz. Muhammed (a.s.m)’ın hatırı Allah katında bütün peygamberlerin hatırından daha fazladır. Kur’an’ın açık ifadesiyle bu ümmet de bütün ümmetlerin en hayırlısıdır. En üstün bir peygamberin en hayırlı ümmetine böyle fazladan ikramda bulunmak, bu “üstünlük ve hayırlı olma” değerleriyle çok güzel örtüşmektedir.
d. “Az amelle çok sevap kazanma” hususu, bu ümmet için âdeta bir kaziye-i muhkeme hükmüne geçmiştir. Beş vakit namazın elli vakit olarak değerlendirilmesi, bir iyiliğe asgarî olarak on sevap verilmesi, Aşura, Arafe günleri gibi bir günlük orucun çok günahlara kefaret olması, kandiller, cumalar, üç aylar gibi değişik zaman dilimlerinde sevapların bire bin katlanması gibi özel ikramlar, bu gerçeğin birer örneğidir.
e. “De ki: Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah’ın lütfu boldur, her şeyi hakkıyla bilir.” (Al-i İmran, 3/73) mealindeki ayette, bu konunun çözülmesine yönelik önemli ipuçları vardır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Göçük altında kalanlar, boğulanlar, ishalden ölenler şehit midir?
- Korona virüs gibi salgın hastalıktan vefat eden sağlıkçılar şehit midir?
- Kabir azabının ya da nimetlerinin sebepleri nelerdir? Kabir azabı çekmeyecek olanlar kimlerdir?
- Deniz tutması sebebiyle kusan kimseye şehit sevabı verileceği doğru mudur?
- Şehitler kabir azabı çeker mi, kul hakları affedilir mi, cesedlerinin çürümediği doğru mu?
- Kendi hatası yüzünden hastalanan veya ona bakan sevap kazanır mı?
- Manevi şehitlikte, hastalık mı yoksa şikâyeti mi?
- İnsan ne uğrunda canını riske atabilir ya da kesin ölüme gidebilir?
- Dağda, operasyonlarda öldürülen askerlerimiz şehit midir?
- Şehide verilecek beş özellikle ilgili hadis var mı?