İmam Maturîdî, taşa tokat atma hadisini inkar mı ediyor?

Tarih: 18.03.2023 - 08:58 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İmam Maturidi tefsirinde Ahzap suresi’nin 69. ayetinde, Buhari’de geçen sahih bir hadisi (Musa aleyhisselamın taşı tokatlama hadisini) red mi ediyor?
- Çünkü eğer sahih bir hadisi red ediyorsa bunun “biz Kuran’cıyız” deyip akıllarına yatmayan hadisleri inkar edenlerden ne farkı kaldı?
- Yoksa ben mi yanlış anlıyorum?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Mezhep imamları ve müçtehitleri arasında bazı konularda farklı içtihatların söz konusu olduğu bilinmektedir. Gerek itikadi gerek ameli mezhepler arasındaki önemli farkların bulunması, bu farklı bakış açısından kaynaklanmaktadır.

Örneğin, bir hadisin zayıf olup olmadığı konusunda farklı kriterler vardır. Buhari ve Müslim’in şartları ayrıdır, diğer hadis âlimlerinin aradığı şartlar ayrıdır. İlgili hadisleri görüp görmemek gibi hususlar da bu farklı içtihatlara sebep olabilir. Tirmizi’ye göre, “mâmulün bih”  (kendisiyle amel edilen) olan bir hadisle amel etmek daha önceliklidir. İmam Buhari ile İmam Azam’ın görünürde farklı yaklaşımlarının sebebi de budur. Bu konuları fıkıh ve hadis usulü kaynaklarında görmek mümkündür.

- İmam Maturidi, hadisin inkârına yol açan bir düşünceyi değil, Hz. Musa’nın İsrailoğulları tarafından eza-cefa gördüğünü ifade eden ayetin sebeb-i nüzulü olup olmadığıyla ilgili bir fikir beyan etmektedir. Nitekim kendisi bu konuda âlimler tarafından zikredilen üç hususa işaret etmektedir: 

Birincisi: Hz. Musa’nın elbisesini kaçıran taşla ilgili olay.

İkincisi: Hz. Musa’nın kardeşi Hz. Harun’un bir yolculuk esnasında ölmesi ve kendisinin yalnız İsrailoğullarına dönmesinden ötürü, onun kardeşini öldürdüğüne dair ithamda bulundukları olay.

Üçüncüsü: İsrailoğullarının Hz. Musa’yı deli, yalancı, sihirbaz gibi iftiralarla damgalamaları olayı.

İmam Maturidi’ye göre ilgili ayetin nüzul sebebi, bu sonuncusu en makul ve uygun olarak görülmektedir. (bk. Maturidi, ilgili ayetin tefsiri)

- Burada hadisi inkâr etmek diye bir şey göremiyoruz. Bilakis hadisteki olayın sebeb-i nüzul olarak gösterilmesinin pek münasip olmadığı manası söz konusudur.

- Bu açıklamaların bir özeti mahiyetinde olan Bediüzzaman Hazretlerinin, İslam âlemindeki ihtilafı kaldıracak bir reçete olarak gördüğü şu ifadeleri dikkate değer:

“Evvela; müttefekun aleyh olan makasıd-ı âliyeye nazar etmektir. Çünkü Allah'ımız bir, Peygamber'imiz bir, Kuran'ımız bir, zaruriyat-ı diniyede umumumuz müttefik, zaruriyat-ı diniyeden başka olan teferruat veya tarz-ı telakki veya tarîk-i tefehhümdeki (farklı bakış açısı, farklı anlayışlardaki) tefavüt, bu ittihad u vahdeti sarsamaz, racih de gelemez.” (Sünuhat, s. 92)

Demek ki, hadisleri değişik keyfiyetleriyle farklı anlamak, farklı telakki etmek ayrıdır, hadisleri inkâr etmek ayrıdır.

İlave bilgi için tıklayınız:

İsrailoğullarının Hz. Musa'ya avret yeri olmadığı için, eziyet ettikleri rivayet ediliyor, doğru mudur?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun