Yetimlerin mallarını teslim ederken şahit bulundurmakla ilgili Nisa Suresi'nin 6. ayetini açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz,
"Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri deneyin; eğer onlarda akılca bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin, büyüyecekler de mallarını alacaklar diye o malları israf ile ve tez elden yiyip tüketmeyin. Zengin olan (veli) yetim malına tenezzül etmesin, yoksul olan da kararınca yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun; hesap sorucu olarak da Allah yeter." (Nisa, 4/6)
Ayetin Açıklaması
Yetimleri de deneyiniz, tecrübe ile tâlim ve terbiye ediniz, güzel idare etmeye alıştırınız nihâyet evlenme çağına geldikleri, yani baliğ oldukları vakit kendilerinden rüşd hisseder, akıllarının ve dini terbiyelerinin tamam olduğunu ve kendilerini güzel şekilde idare edebileceklerini yakından anlarsanız, derhal mallarını kendilerine teslim ediniz. Şu halde erginlik zamanında rüşdünü ortaya koymazsa biraz beklenecek demek olur. Fakat bu durum devam ederse ne olacak?
Bunda âlimler ihtilaf etmişlerdir. İmam-ı Âzam, yirmi beş yaşına kadar beklenir. O zaman mutlaka malı teslim edilir. Çünkü yirmi beş yaşı bir insanın dede olması mümkün olan bir yaştır demiş ve ondan sonra tasarruftan alıkoymayı kabul etmemiştir. Ve bu malları büyüyecekler de elimizden alacaklar diye bol bol harcayıp israf ederek yemeyiniz. Zengin olan veli veya vasi tamamen sakınsın, kendi malıyla kanaat etsin. Fakir olan veli veya vasi de meşru şekilde çalışma ve hizmetinin ücreti ve zorunlu ihtiyacı kadar yesin. Bu meşru miktar;
"Birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin" (Bakara, 2/188),
"Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler..." (Nisâ, 4/10),
"... ve yetimlere adaletli davranmanız..." (Nisâ, 4/127) âyetleri ile belli olur.
O yetimlerin mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman da onlara karşı şahid tutunuz, şahid huzurunda veriniz. Allah da bütün hesaplarınızı görmeye yeter. Onun emirlerine, yasaklarına dikkat ederseniz başka muhasibin (hesap görücünün) sorumluluğundan korkmaya gerek kalmaz.
Fakat Allah'ın emirlerine aykırı hareket ederseniz, başka hiçbir muhasip de sizi kurtaramaz. Rifâa vefat etmiş ve oğlu Sabit'i küçük olarak geride bırakmıştı. Velisi, "Gözetimim altında yeğenim (kardeşimin oğlu) var. Bunun malından bana ne kadar helal olur ve malını ne zaman teslim edeyim?" diye Resulullah'a (s.a.v.) sormuştu. Bu âyet de bunun üzerine inmiştir. (bk. Elmalılı Tefsiri)
Evet, onları imtihan edip de rüşte ulaştıklarını anladığınız takdirde hemen onların mallarını kendilerine verin. Ve mallarını kendilerine verirken de:
Onlara karşı şahitler tutun, şahitler bulundurun. Mallarını kendilerine teslim ederken teslim ettiğinize dair şahitler bulundurun diyor Rabbimiz.
Sakın ha bu benim yeğenimdir, bu benim kardeşimin çocuğudur, bu benim amcamın oğludur, dayımın çocuğudur. Onun bendeki mallarını kendisine teslim ederken şahide ne gerek var? Birbirimize güvenimiz yok mu? diyerek gevşek iş yapmaya kalkışmayın. Sonunda her türlü dedikodulara, fitnelere fırsat vermeyin buyuruyor Rabbimiz. Çünkü siz ne kadar da samimi olursanız olun, ne kadar da yaptığınız iş konusunda kendinize güvenirseniz güvenin insanlar sizin yaptıklarınızı yanlış anlayabilirler.
Onlara mallarını teslim ederken şahit tuttuğunuz zaman hem o şahitler, hem diğer insanlar hem de o yetimler bilirler ki babalarından kendilerine intikal eden malları gerçekten emniyet altındaymış, koruma altındaymış, kendilerine hiçbir adâletsizlik yapılmamış, hiçbir haksızlığa uğratılmamışlar. Malları çarçur edilip kendileri fakir bir duruma düşürülmemişlerdir.
Unutmayın ki hesap görücünüz Allah’tır. Hesap görücü olarak Allah yeter. Kendi kendinize bir düzen dolap içine girerek yaptığınız haksızlıklar konusunda kılıflar hazırlayarak tüm çevreyi atlatmayı becermiş olsanız da unutmayın ki Allah sizi görmektedir. Allah tüm yaptıklarınıza şahittir ve hesap görücü olarak yetmektedir. İşte tüm hayatımızda, tüm yapıp ettiklerimizde Allah bu hesap görücülüğü ile toplumu murakabesi altına alıyor. Gerek evlilik konusunda, gerek mal mülk konusunda, gerek mehir konusunda, gerek yetimler konusunda her konuda kendisinin gözetimi ve kontrolü altında bir hayat yaşadığımızı unutmamamızı, bunu çok iyi anlamamızı, yaptıklarımızın tümünü kendisine lâyık bir şekilde muhsinler olarak yapmamızı istiyor Rabbimiz. (bk. Besâiru'l-Kur'an)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Yetimin malından annesi yiyebilir mi?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Müdayene ayetindeki, "borçları yazın" emri, bağlayıcı mıdır?
- Yetimin malından annesi yiyebilir mi?
- "Ezmezsen ezilirsin. Her zaman ezen ol, yoksa ezilirsin." gibi bir düşünce cazi mi, Müslümana yakışır mı?
- "Estağfirullah el-Azim el-Kerim ellezi la ilahe illahüvel hayyül kayyumu ve etübü ileyhi subhanehu" duasının manası nedir?
- YETİM
- Bakara suresi 282. (Müdâyene) ayetini izah eder misiniz? Burada geçen "borç verirken şahit tutun" ifadesinin hikmeti nedir?
- Yetimlerin mallarını teslim ederken şahit bulundurmakla ilgili Nisa suresinin 6. ayetini açıklar mısınız?
- HACR
- Kuran’a göre evlenme yaşı, ergenlik mi yoksa ergenlikle beraber rüşde de ermek mi?
- Nisa suresi 6. ayetteki "nikah çağı" ifadesi sadece erkekler için midir?