Yemin kefareti için niyet önemli midir?

Tarih: 19.02.2015 - 04:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

1. Birkaç defa yemin ettim ve birini bozdum. Yeminimi bozduktan sonra fakir bir kız çocuğuna 10 kişiye rahat yetecek kıyafet ve eşyalar verdim.
2. Bu şekilde verilen kefaret yeterli olur mu?
3. Kıyafetleri verirken aklımda yemin kefareti yoktu. Yani buna niyetlenmedim. Verdiğim kıyafetler kefaret yerine geçer mi?
4. Diğer yeminlerimi bozmadım, ama doğru bir şey yapmadığıma karar verdim. Yemin bozulmadan da kefaret verilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Mübah olan bir şeyi yapmak veya yapmamak için yemin etmek aslında mübah olmakla birlikte, onu alışkanlık haline getirmek doğru değildir. Nitekim Allah Teala,

 “Yemin edip duran aşağılık kişiye sakın boyun eğme.” (Kalem, 68/10)

buyurarak yerli yersiz yemin edenleri kınamıştır. Kur’an’da, verilen sözün yerine getirilmesi hususunda buyurulur:

“Yeminlerinizi koruyunuz.” (Maide, 5/89),

“Allah adına yaptığınız ahitleri yerine getirin. Allah’ı kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın! Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir.” (Nahl, 16/91)

Bu itibarla, bir Müslümanın mümkün mertebe yemin etmemesi doğru olur. Yeminini bozan kişinin yemin kefareti ödemesi gerekir. Yemin kefareti on fakire birer fitre (fıtır sadakası) miktarı veya bir fakire on ayrı günde her gün birer fitre miktarı para vermek veya on yoksulu sabah akşam doyurmak ya da giydirmektir. Buna gücü yetmeyenlerin ise, ara vermeden üç gün oruç tutmaları gerekir. Bu kefaret Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. (Maide, 5/89)

Şayet bir farz veya vacibi terk etmek ya da haramı işlemek kaydıyla yemin edilmişse, bu yemininin bozulması ve kefaret ödenmesi gerekir. Zira bu şekildeki yeminin gereği yapılırsa, günah işlenmiş olur.

1. Yemin kefaretinin önemli olmasının nedeni, Allah adına verilen sözün bozulmasına dayanmaktadır. Yüce Allah'ın adını anarak bir söz veren veya bir eylemi yapmayacağını beyan eden kişinin bu sözünü bozduğu takdirde bir ceza vermesi gerekir. Bu ceza çoğu zaman caydırıcı olduğu gibi, kişinin bilinçsiz olarak Allah adına yemin etmesinin önüne de geçer.

2. Yemin kefaretinin on ayrı kişiye yetecek yiyecek (fıtır sadakası miktarı kadar) vermek veya giydirmektir. Bir kişiye verilen kefaret yeterli olmaz. On ayrı kişiye verilmesi gerekir.

3. Yemin kefareti niyeti olmadan bir fakire verilen giyecek yardımı kefaret yerine geçmez.

Bu itibarla bir Müslümanın yemin etmemesi, yemin etmişse, bu, verdiği söze Allah'ı şahit tutmak demek olduğundan, mutlaka yeminine bağlı kalması gerekir.

Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya ya da haram ve günah olan bir şeyi yapmaya yemin etmek, Müslümana yakışan bir davranış değildir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de buyur:

“İyilik etmemek, takvaya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah’ı siper yapmayın. Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” (Bakara, 2/224) 

Bununla birlikte, her nasılsa bu tür bir yemin edildiğinde, yeminini yerine getirmeyip bozmak ve ardından yemin kefareti vermek gerekir. Konuyla ilgili bir hadiste Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

“Bir kimse bir şey için yemin eder, sonra da ondan hayırlısını görürse yeminini bozsun ve kefaret ödesin.” (Müslim, Eyman, 15-16); (Merğinani, el-Hidaye, II, 358)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun