Tek tür olan bir canlının farklı renk ve varyeteleri nasıl ortaya çıkıyor?

- Bunların üretimlerini yapmak caiz midir?
- Mesela insan elinin değmesi ile değişik ırk kedilerin veya köpeklerin ortaya çıkması veya değişik tür ve renklerde balıkların ortaya çıkması caiz olur mu?

Değerli kardeşimiz,

Tabiatta tek türün zamanla farklı renk ve ırkta karakterlerinin ortaya çıkması mümkündür. Bu olay, geriye doğru nesilleri takip etmekle daha iyi anlaşılır.

Mesela, sizin göz renginizi ve gözünüzün karakterini dikkate alalım. Sizin bu göz karakterinizde, annenizin, babanızın, babaanne ve annenizin babasının göz karakterleri belli oranlarda mevcuttur. Onların göz karakterlerinde de babalarının, annelerinin ve dedelerinin göz karakterleri mevcuttur. Böylece Hz. Âdem ve Hz. Havva’ya kadar gidebiliriz.

Şimdi Hz. Âdem babamızdan itibaren kıyamete kadar gelecek insanlara baktığımız zaman, bütün o insanların sahip oldukları renk ve ırk karakterleri insanlığın başlangıcı olan Hz. Âdem babamızın genetik yapısında mevcuttu.

Bir insanın sahip olduğu her bir karakterin bir baskın, bir çekinik ve bir de nötr yönü vardır.

Mesela boy karakterini ele alalım. Burada uzun boyluluk, kısa boyluluğa karşı baskındır. Bütün boy karakterleri devrede olduğu zaman baskın olan karakter kendisini gösterir, çekinik karakterler onun gölgesinde kaldığı için tesirini gösteremez. Fakat zamanla o çekinik karakter, burada kısa boylulukta olduğu gibi, nesillerde tek başına kaldığı zaman, tesirini gösterir ve o fert kısa boylu olur.

İşte bitki olsun, hayvan olsun veya insan olsun bütün canlılarda bu genel bir kaidedir. Yani, zaman içerisinde genetik yapıdaki açılımlarla veya karşılıklı etkileşimlerle, mesela dişinin renk ve ırk karakteri ile erkeğin renk ve ırk karakteri arasında kombinasyonla, ne anneye ve ne de babaya benzemeyen farklı renk ve ırk karakterleri ortaya çıkabilir.

Farklı renk ve ırk karakterlerini üretmek caiz midir?

Niye caiz olmasın? Elbette caizdir. İslâm dinin uygun görmediği, kendi yapılışını ve şeklini beğenmeyip onu değiştirmeye çalışmaktır.

Ziraatta ve hayvancılıkta verimi arttırmak için ıslah, yani iyileştirme tercih edilir. Bunun bir yolu, aşılama veya yüksek verimli fertleri seçerek üretmekle olur.

Mesela üç günde bir yumurtlayan bir tavuk yerine, her gün yumurtlayan tavuğu yetiştirmek gibi. Günde 2 kilo süt veren inek yerine 30 kilo veren ineğe bakmak gibi. İki yaşına geldiği zaman 75 kilo gelen dana yerine, 6 aylıkken bir ton gelen danayı yetiştirmek gibi.

Islah edilenleri de ıslah edilmeyenleri de yapan ve yaratan Allah’tır. İnsanın burada yaptığı sanki akan bir suyun yönünü başka tarafa çevirmek gibi bir faaliyettir. Bu da ilmi gerektirir, fen ve tekniği bilmeyi gerektirir.

İslâm da fen ve tekniğin Müslüman’ın malı olduğunu bildirmekte ve nerede bulursa onu almasını tavsiye etmektedir.

Mesela, eşler bazı sebeplerden dolayı çocuk sahibi olamamaktadırlar. Bunun sebeplerinin araştırılması ve yapılabiliyorsa ortadan kaldırılmasını İslamiyet niye yasaklasın?

Sözgelimi, annenin rahminde iltihaplanmadan dolayı çocuk olmuyorsa, verilen bir ilaçla bunun tedavisi de mümkünse, İslâmiyet buna karşı mı çıkıyor? Hayır. Tam aksine, İslamiyet tedavi olmamızı istiyor.

İşte hastalığın tedavisinden, yüksek kaliteli bitki ve hayvan yetiştiriciliğine, farklı renkte köpek ve balıkların üretim ve ıslahına kadar her şeyi İslâmiyet hoş görür ve hatta tavsiye eder. İki günü bir birine eşit olanın aldandığını bildirir. Alimin mürekkebinin şehidin kanından üstün olduğunu nazara verir. Âlimin ölümünü âlemin ölümü olarak kabul eder.

Kısaca söylemek gerekirse, İslâm dini ilmî çalışmayı teşvik eder, ilmiyle amel eden âlimi över.

İslâm’ın uygun görmediği, Allah’ı tanımayıp varlıkların meydana gelmesini sebeplere ve tabiata vermektir; kendini beğendirmek için, tıbben gerek olmadığı halde vücudunda bir takım değişiklik ve farklılıkları ortaya koymaya çalışmaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet