Şeytanın haklı çıkması söz konusu olabilir mi?

Tarih: 10.02.2014 - 15:09 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Yüce Allah şeytana kıyamete kadar zaman vermiş ve şeytan da insanlığın çoğunu yoldan çıkaracağını söylemiş.

- Buna göre, cehennemdekiler cennettekilerden daha fazla olmayacak mı? Yani şeytanın haklı çıkması söz konusu değil mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Aslında Kur’an’da “İblis: Bana, (insanların) tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver, dedi. Allah: Haydi, sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu. İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın! dedi” (Â'raf, 7/14-17)

mealindeki ayette bu bilginin verilmesinin hikmetlerinden biri, şeytanın insanlarla çok uğraşacağına, onları yoldan çıkarmak için her türlü hileye baş vuracağına dikkat çekmek ve insanları bu konuda uyararak her zaman dikkatli olmaya davet etmektir.

- Demek ki, bu ve benzeri ayetlerde aslında insanların çoğunun şeytana uyarak cehenneme gidebileceğinin sinyali de verilmiştir. Özellikle şeytanın “Ve sen, onların çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın!” ifadesine yer verilmesi, insanların çoğunun cehennemlik olacağının göstergesidir.

“Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir.” (Yusuf, 12/103)

mealindeki ayette de bu gerçeğin altı çizilmiştir.

- Son olarak şunu belirtelim ki, şeytanın varlığı, iyi ile kötü insanların din imtihanında birbirinden ayrıt edilmeleri, imtihanı kazananlar ile kaybedenlerin belirlenmesi için gereken bir unsurdur.

İmtihanın eşit ve âdil bir biçimde cereyan etmesi için bir yandan akıl, fikir, vicdan gibi iyiye meyyal unsurlar yaratılmış, diğer yandan nefis gibi kötülüğe meyyal bir mekanizma yaratılmıştır.

Diğer taraftan, iyiliği telkin eden kuvve-i melekiye ile kötülüğü telkin eden kuvve-i şeytaniye de bu imtihanın adaletli olarak cereyan eden seyrine birer takviye gücü olarak kalbin iki yanına yerleştirilmişlerdir.

Bu imtihanın tam âdil bir şekilde cereyan etmesine katkı sağlamaya yönelik olarak kitaplar ve peygamberler de insanlara bir “pozitif ayrımcılık” olsun diye birer yönlendirici olarak gönderilmiştir. Ve bu imtihanın adalet anlayışına bir leke sürülmesin diye insana özgür bir irade verilmiştir.

İşte insanların imtihanı kazanmaları veya kaybetmeleri bu şartlar altında tahakkuk etmektedir. Allah’ın “insanların çoğunun imtihanı kaybedeceklerine” dair verdiği bilgi ise iki önemli hikmet içindir:

Birincisi: Allah’ın sonsuz ilim sahibi olduğu, gizli-açık her şeyi bildiğini nazara vererek insanların her zaman Allah’ın kontrolü altında olduğunu idrak etmelerini sağlamak.

İkincisi ise: İnsanların çoğunun cehenneme gideceğini belirtmek suretiyle onları bu konuda uyarmak, büyük bir tehlikeden haberdar etmek ve çok dikkatli olmalarını sağlamak..  

Allah, ezeli ilim, hikmet ve iradesiyle şartlarını belirlediği bir imtihan açmıştır. Bu imtihanda başarılı olmak, ilgili şartları yerine getirmekle mümkündür. Bu imtihandan maksat ise, kaliteli insanları tespit etmek ve onları ödüllendirmektir. Bu sebeple, imtihanın gayesi, sayısal çoğunluğu değil, keyfiyetli, kaliteli çoğunluğu ortaya koymaktır. 

Hiç şüphesiz âdil olan Allah, kullarına asla zulmetmez. Fakat insanların keyfine göre de hareket etmez. İnsanların çoğunun şükretmemesi veya inkar etmesi doğrudur. Fakat meziyet sayıda değil, kalitedir. Tavus kuşunun altına bırakılan yüz yumurtadan doksan tanesi cılk çıkıp bozulsa bile, on tanesinin kıymetli birer tavus civcivi olmalarının hatırı için bu işlemden vazgeçmemek aklın gereğidir. Çünkü, eğer bu yumurtalar kuluçka işlemine tabi tutulmazsa hiçbir civciv söz konusu olmaz. Az bir zarar için pek çok olan bir yarardan vazgeçilmez. On tanenin sağlam çıkması, doksan tanenin zararını telafi ettiği gibi, fazladan kârlar da kazandırır.

Eğer imtihan olmasaydı, başta Hz. Muhammed (asm) olarak peygamberler, evliyalar gibi yıldızların doğması mümkün olamazdı. Yaratıcı katında pek bir değere sahip olmayan –sürü türünden- bir yığın nankörün ve inkârcının cehenneme girmemesi için, imtihanı açmamak suretiyle böyle her biri dünyaya bedel kaliteli insanların ortaya çıkmasına engel olmak hikmete taban tabana zıttır.

Allah’ın her şeyi önceden bilmesinin, yönlendirici/zorlayıcı bir husus olmadığı meselesi / kader hakkında Sitemizde oldukça fazla bilgi vardır, bakılabilir.

İlave bilgi için tıklayınız:

-İnsanların çoğunun cehenneme gitmesi ve cehenneme gidenlerin ...

Çoğunluk cehennemde mi?

Sizden bir kişiye mukabil Ye'cûc ve Me'cûc'ten dokuz yüz doksan dokuzu cehenneme girecektir..

İmam ı Gazali'ye göre Fetret devrindekilerin, İslamdan haberi olmayanların durumları nedir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun