Sen mülkü dilediğine verirsin dilediğinden alırsın, dilediğine sayısız rızık verirsin..." Bu ayeti nasıl anlamalı? İnsanlar rızkı biz kendi çalıştığımız kadar kazanırız diyorlar. Bu da Yaradan'ın değil insanın rızkı verdiği anlama gelmiyor mu?

Tarih: 03.04.2007 - 16:54 | Güncelleme:

Soru Detayı
"Sen mülkü dilediğine verirsin dilediğinden alırsın dilediğine sayısız rızık verirsin..." Ama insanlar rızkı biz kendi çalıştığımız kadar kazanırız diyorlar. Bu Yaradan'ın değil insanın rızkı verdiği anlama gelmiyor mu?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

"De ki: “Ey mülk ve hakimiyet sahibi Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden onu çeker alırsın. Dilediğini aziz, dilediğini zelil kılarsın. Her türlü hayır yalnız Senin elindedir. Sen elbette her şeye kadirsin." (Ali İmran, 3/26)

Rivayet olunuyor ki, Mekke'nin fethi üzerine Resulullah Efendimiz (asm), ümmetine, Fars ve Rum mülklerini vaad etmişti. Münafıklar ve Yahudiler, "Heyhat, heyhat, Muhammed nerede, Fars ve Rum nerede! Onların güç ve kuvvetleri bundan pek fazla, Muhammed'e Mekke ve Medine yetmedi mi ki, bir de Fars ve Rum devletlerini istiyor?" dediler.

Daha önce Ahzab (Hendek Savaşı) senesinde Resulullah (asm), kazılacak hendeği belirlemiş, Medine halkından her on kişiye kırk arşınlık yer göstermişti. Amr b. Afv, Selman-ı Farisi, Huzeyfe, Numan b. Mukrin ve Ensardan altı kişi kendilerine verilen kırk arşınlık sahada çalışıyorlardı, kazarlarken hendeğin orta yerinde büyük bir kaya çıktı. Kayayı kırmaya uğraşırlarken demir külünkler kırıldı. Çok çalıştılar, taşı kıramadılar, ondan çok az bir şey koparabildiler. Selman'a, "Çık Resulullah'a durumu haber ver, ne emrediyorsa öğren gel." dediler. Selman gitti, Resulullah (asm) bir gölgelik yapmış içinde oturuyordu, durumu kendisine arzetti. Resulullah (asm) Selman ile beraber hendeğe indi, diğer dokuz kişi de orada idiler. Resulullah (asm) Selman'ın elinden külüngü aldı, taşa bir vurdu, taş çatladı ve öyle bir kıvılcım çıktı ki, karanlık bir odadaki kandil gibi etrafı aydınlattı. Resulullah (asm) bir fetih tekbiri aldı, oradakiler de tekbir getirdiler. İkinci bir darbe daha indirdi, öyle bir şimşek daha çaktı ve yine öyle bir tekbir aldılar, üçüncü bir darbe daha vurdu, taşı parçaladı ve yine öyle bir şimşek daha çaktı. Aynı şekilde bir tekbir daha aldılar.

Sonra Resulullah (asm) Selman'ın elini tutup hendekten çıktı. Selman, "Anam, babam sana feda olsun Ya Resulullah, hiç görmediğim bir şey gördüm." dedi. Resulullah (asm), oradakilere dönerek. "Bakınız Selman ne söylüyor?" dedi. Onlar da, "Evet ya Resulullah." dediler. Buyurdu ki:

"İlk darbeyi vurdum, gördüğünüz gibi bir şimşek çaktı, bundan bana Hıyre'nin ve Medain-i Kisra'nın (Kisra'nın şehirleri) kasırları (köşkleri) aydınlandı, Cibril de bana haber verdi ki, ümmetim bunlara muhakkak galip gelecek; sonra ikinci darbeyi vurdum, gördüğünüz gibi yine şimşek çaktı, bundan da bana Rum diyarının kırmızı köşkleri aydınlandı, Cibril bana haber verdi ki, ümmetim bunlara muhakkak galip gelecek. Sonra üçüncü darbeyi vurdum, gördüğünüz şimşek çaktı, bundan da bana San'a'nın köşkleri aydınlandı. Cibril de haber verdi ki, ümmetim muhakkak bunlara galebe edecektir. Müjdeler olsun!"

Bunun üzerine Müslümanlar pek sevindiler. "Elhamdülillah, (Allah'a hamdolsun) bu bir doğru vaattir. Kazıdan sonra bize büyük bir nusret vaad olunuyor." dediler. Münafıklar ise, "Ne acaip insanlarsınız, Muhammed sizi boş ümitlere düşürüyor, asılsız vaatlerde bulunuyor, Medine'den Hıyre ve Rum kralının şehirlerinin köşklerini gördüğünü ve bunların sizce fetholunucağını söylüyor, halbuki muharebeye çıkmaya bile gücünüz yetmiyor da korkunuzdan hendek kazıyorsunuz." dediler ki, Ahzab Sûresi'nde

"O vakit münafıklarla kalblerinde hastalık olanlar diyorlardı ki, Allah'ın ve Resulünün bize vaad ettiği şeyler boş şeylerdir." (Ahzab, 33/12)

âyeti bu olay hakkında nâzil olmuştu. Bu iki âyetin de o zamanlar veya yukarıda geçtiği üzere Mekke fethinden sonra nazil olduğu rivayet edilmiştir. Rum meliklerine güvenen Necran Hristiyanları dolayısı ile nazil olduğu da söylenmiştir. (bk. Elmalılı Hamdi, Hak Dini, ilgili ayetlerin tefsiri)

İlave bilgi için tıklayınız:

Rızık konusunda Allah'ın adaleti nasıldır?..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun