Şalom aleichem ve selamün aleyküm neden bu kadar benzer?

Tarih: 14.07.2022 - 06:36 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Selamın kaynağı İbranice mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

a) Hangi dil var ki, benzer hatta aynı kelimelerle başka bir veya birkaç dile iştirak etmiş olmasın... İlle de bunu bir kopya çekme işiyle algılamak mı gerekir?

b) İbranice ve Arapça gibi dillerin Sami diller grubuna dahil olduğu bilinmektedir. Aynı dil ailesine mensup farklı dillerde benzer kelime, cümle, deyim ve ifadelerin bulunması değil, bulunmaması tuhaftır.

c) Acaba semavi din kaynaklı kültürlerde müşterek kelime ve ifadelerin bulunması, o dinlerin hepsinin aynı kaynaktan beslendiğini göstermez mi?

d) Kur'an’da, özellikle peygamber kıssaları ile ilgili bazı hususların, Tevrat ve İncil’de de yer aldığına dair açık beyanları varken, “Devenin altında öküzü aramak gibi” bir evhamın altında doğruya ulaşma yöntemi hatalı bir yordam değil mi?

e) Müslümanlar arasında bilinen şekilde selamlaşmanın hicretten sonraki yıllarda başladığı anlaşılmaktadır.

Bedir savaşından sonra İslam’ın en büyük iki düşmanı olan Umeyr b. Vehb ile Safvan b. Umeyye Mekke’de bir araya gelip Bedir savaşının hezimetini konuşuyorlar. Nihayet Hz. Peygamber (asm) Efendimizi öldürmeye karar verirler.

Buna göre Umeyr, oğlu Vehb’in fidyesini ödeme bahanesiyle Medine’ye gidecek ve bir fırsatını bulup Hz. Muhammed’i öldürecekti; Safvan da onun borçlarını karşılayacak ve ailesinin bakımını üstlenecekti. Kılıcına zehir sürüp yola çıkan Umeyr bir sabah vakti Medine’ye ulaştı. Mescide gireceği sırada kendisini gören Hz. Ömer, “kılıcını kuşanarak gelen bu habis adamın niyeti kötüdür. Siz içeri gidip oturun, ben de şimdi onu içeri getireceğim” der ve öyle yapılır.

Umeyr, cahiliye devrinde geçerli olan “En’imû sabahaküm / Sabahanız hoş- güzel olsun / günaydın” diyerek selamlaması üzerine Allah’ın Resulü (asm) şöyle der:

“Allah bize lütufta bulunup seninkinden daha hayırlı olan ve cennet ehli tarafından da kullanılan es-selam sözüyle selamlaşmayı öğretti.”

Sonra niçin geldiğini sordu, o da “Bedir’de esir düşen oğluna iyi bakılması için geldiğini" söyler. Peygamber Efendimiz (asm) onun gerçek niyetini ve Safvan ile aralarında geçen konuşmayı ve sözleşmeyi dile getirip, "Beni öldürmek için geldiğini bilirim.", der.

Bunun üzerine Umeyr, Hz. Muhammed’in, Allah’tan başka kimsenin bilmesine imkan olmayan bu hadiseyi bilmesini, doğruluğunun bir delili sayar ve hemen Müslüman olur. Sonra da İbn Hişam’ın “şeytanların şeytanı” dediği bu adam, izin alarak Mekke’ye gider ve insanları İslam’a davet etmeye başlar… (İbn Hişâm, 2/661-663)

Demek ki, İslam’daki selamın menşei İbranice değil ilahi vahiydir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun