Peygamberimiz, her müminin cennete gireceği müjdesinin gizlenmesini neden istemiştir?
- Hz. Enes b. Malik rivayet ediyor:
"Allah'ın Resulü (asm) bindiği devesinin üzerinde ve gerisinde bulunan Muaz'a (ra) şöyle buyurdu:
- Ya Muâz!
- Buyurunuz ya Resulullah! Emirleriniz için hazırım.
- Ya Muaz!
- Buyurunuz ya Resûlellah! Emirlerinize amadeyim.
- Ya Muâz!
- Buyurunuz ya Resûlellah! Emirlerinizi bekliyorum.
- (Ya Muâz!) Kalbinden doğrulayarak Allah'tan başka tapınılacak hiçbir ilah olmadığına; yalnız O'nun var olduğuna ve Muhammed'in de O'nun Peygamber'i olduğuna şehâdet eden insanların hiçbirini Allah Cehenneme koymayacaktır.
- Ya Resûlellah! Sevinmeleri için insanlara bu müjdeyi vereyim mi?
- Verirsen güvenirler (de amel etmezler. Bırak kendilerini yüksek derecelere erdirecek ameller yapsınlar.)
Hz. Muâz bildiğini açıklamamış olmanın günahına girmemek için, ölümü arefesinde bu gerçeği açıkladı."
- Peygamberimiz bir müslümanın cehenneme gitse de cezasını çektikten sonra cennete gideceğini saklamış mıdır?
- Bu hadis sahih mi?
Değerli kardeşimiz,
Bu hadisi Buhari (İlim, 49) ve Müslim (İman, 53) rivayet etmiştir. O halde bu hadis rivayetinin sahih olduğunda şüphe yoktur.
- Peygamberimiz (asm), bu konunun açıkça ilan edilmesini istememesinin hikmeti, insanların buna güvenmeleri ve yanlış bir çizgiyi takip etmeleridir. Zira, bu hadisin ifade ettiği şartları, samimiyetin, ihlasın, içtenliğin ne demek olduğu ve bu itikatla kabre girmenin zorunluğunu herkes bilmeyebilir.
Başka kayıtları ve şartları da ifade eden diğer hadisleri bilmeyen insanların, bunu kendi tembelliklerine bir mazeret yapabileceklerini düşünmek gerekir.
- Hz. Peygamber (asm)'in evvela bunu bir sahabiye söylemesi, onun en son söyleyeceğini de biliyordu. Yoksa niye ona söylesin ki? Ona söylemesine rağmen, “kimseye söyleme’” ifadesiyle, konuya ayrı bir itina gösterdiğini göstermek istemiştir.
Bununla beraber, Muaz’ın -bir hikmete binaen- “konuyu o anda acele edip söylememesini” istemiş olabilir.
- Onlarca sahih hadis kaynaklarında “Kalbinde zerre miskal imanı olan kimsenin en sonundan cehennemden çıkıp cennete gireceğine” dair rivayetler vardır.
Bunları açıkça açıklamasından anlaşılıyor ki, Muaz hadisinde “kimseye söyleme” diye tavsiye etmesinin insanların yanlış anlamalarına meydan vermemek olduğu gibi, “o anda” kaydıyla söylemesi ihtimali de kuvvetlidir.
- Bununla beraber, Hz. Peygamber (asm)'in bunu gizlemiş olsa da (ki gizlememiş; söylemiştir), bunu insanların hayrına olduğu için yapmıştır. Bir şeyin gizlenmesi İnsanların zararına olan bir gizleme işi ne kadar çirkin ise, insanların hayrına olan bir gizleme de o kadar güzeldir.
- Böyle en sahih hadis kaynaklarında yer alan bilgileri inkâr etme cüretini göstermek her zaman bizim zararımızadır. En azından, “hikmetini bilmediğimizi” söyleyip teslim olmalıyız ki, “İslam”ın hakikatini göstermiş olalım...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Sahabeden Sad b. Muaz’ın kötü ahlaklı olduğu iddiası doğru mudur?
- Peygamberimiz Hz. Muhammed, Hz. Muaz’a, Allah’a şirk koşmayanların cennete gireceğini müjdelemiş, bunu kimseye söylememesini istemiş. Hz. Muaz’ın daha sonra bunu söylemesini nasıl anlamalıyız?
- Kendini kısırlaştırmak, hadım etmek günah mıdır?
- Peygamberimizden kısas isteyen sahabi kimdir?
- "Çalışan ve şerha şerha yarılan eller muhteremdir. Allah bu muhterem elleri yakmayacaktır." anlamında bir hadis var mıdır?
- İslâm'a ve ilme hizmet etmek ne demektir nasıl olur? Bu yolda hizmet ederek hayatımızı geçirmek istersek neler yapmamız gereklidir?
- Selama karşı "merhaba" diye karşılık vermenin hükmü nedir?
- Selam vermek yerine, "günaydın" demek caiz midir?
- "Selamün aleyküm" demek yerine, yalnızca "selam" veya "merhaba" demek yeterli olur mu?
- Nasihatın tesir etmesi için ne yapmalıyız?