Peygamberimiz Bedir de niye sadece amcası ve Haşimoğullarını öldürmeyi yasakladı? Uhut'ta Hamza'nın şehit olacağını bildiği halde neden savaştı?

Tarih: 05.08.2014 - 07:38 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Peygamberimiz (asm) Uhud’da amcası Hz. Hamza'nın şehit olacağını açıkça bildiğine dair bir bilgiye sahip değiliz.

Bir rivayete göre, Peygamberimiz (asm) rüyada gördüğü bir sığırın boğazlanmasını, sahabalerinden bazı kimselerin şehit olacakları, kılıcının ağzında bir gediğin açılmasını Ehl-i beytinden birinin öldürüleceğiyle yorumlamıştır.(İbn Hişam, es-Sire, 2/63).

Buhari ve Müslim’deki rivayete bakılırsa, sanki Efendimiz (asm) gördüğü rüyayı Uhud savaşından sonra tevil etmiştir. Çünkü oradaki rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurdu (lafzı Müslim’e aittir):

“Ben rüyada, Mekke’den hurmalıkların bulunduğu bir yere hicret ettiğimi gördüm, zihnim Yemame veya Hecer’e gitti. Halbuki burası Medine imiş. Aynı rüyamda kılıcımı salladığımda ortadan kırıldığını gördüm. Bu ise Uhud´da ashabıma isabet eden şeye işaretmiş. Yine aynı rüyamda kılıcımı salladığımda eskisinden daha iyi olduğunu görmüştüm. Bu ise Allah´ın bize nasip edeceği bir fetih ve Müslümanların güzel bir cemaat haline gelmesine işaretmiş. Yine ben aynı rüyamda bazı sığırların boğazlanmakta olduğunu görmüş ve 'İnşaallah hayırlı olur.' demiştim. Meğer bu da Uhud´da verdiğimiz kurbanlara işaretmiş. 'İnşaallah hayırlı olur.' deyişim ise, Allah’ın daha sonra  bize lütfettiği iyilikler, bir de Bedir de elde ettiğimiz zafere işaretmiş."(Buhari, Magazî,2; Müslim, Rüya, h. no: 20 “2272”). 

Bununla beraber, Buhari’de hicret konusu yoktur. Mesele Uhud savaşı etrafında işlenmiştir. Müslim’in hadisi  iki ayrı rüyadan oluşan “müdrec” gibi görünmektedir. Demek ki her şeyden önce, Hz. Hamza’nın şehit düşeceğine dair görülen bir rüya yoktur.

İkincisi: Hz. Peygamber (asm)'in amcasını bilmese bile, sahabelerinin başına gelecek üzücü bir olayı görmesi, ilahî takdirin öyle tecelli edeceğine işarettir. Peygamberlerin rüyası hak olduğuna göre, görülen olayların tahakkuk etmemesine imkân yoktu. Hz. Peygamber de sebepler dairesinde gereken tedbirini almakla beraber, olacak olan kaderin cilvelerine de boyun eğip teslim olmuştur. 

Bedir savaşında Hz. Abbas’la ilgili tavrı bir insanın yakınlarına gösterdiği özel şefkat olarak değerlendirilmelidir. Kaldı ki, kaynakların verdiği bilgiye göre Hz. Peygamber (asm) Bedir savaşında Hz. Abbas ve Haşimoğullarından bazılarının öldürülmemesini istemiş ve gerekçe olarak da “bunlar istemediği halde müşriklerin zorlaması sonucunda kerhen geldiklerini” belirtmiştir(bk. el-Kamil Fi’t-tarih, 2/23).

Hz. Peygamber (asm)'in Bedir esirleri hakkında takındığı tavrı onun herkes için âdil davrandığının göstergesidir. Bilindiği üzere, Bedir'de büyük bir hezimete uğrayan Kureyş Ordusu, geride birçok mal ve 70 esir bırakmıştı. Esirler arasında, Resûl-i Ekrem Efendimizin amcası Abbas ve diğer bazı yakınları da bulunuyordu. Esirlerin kaçmaması için ellerinin bağlanmasına, Hz. Ömer memur edildi. Hz. Abbas, hepsinin büyüğü olduğu için pek sıkı bağlanmıştı. Bu sebeple de gece inlemeye başladı. Bu iniltiyi duyan Efendimiz (asm)'in gözüne bir türlü uyku girmiyordu.

"Yâ Resûlallah!.. Ne diye uyumuyorsunuz?" dediler. "Abbas'ın inlemesi yüzünden..." diye cevap verdi.

Resûli Kibriya Efendimiz (asm)'in rahatsız ve müteessir olmasını istemeyen ashabı güzinden bazıları, gidip Abbas'ın bağını çözdüler.

İniltinin kesildiğini gören Efendimiz, "Abbas'ın iniltisini ne diye işitmiyorum?" diye sordu.

Sahabîler, "Onun bağını çözdük." dediler.

Bunun üzerine Efendimiz (asm), "Bütün esirlerin bağını çözünüz!" buyurduktan sonra uyudu.(İbn Sa’d, Tabakat, Beyrut, 1410/1990, 4/9).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun