"Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir." (Kaf, 50/22) Bu ayette ne anlatılmak isteniyor?

Tarih: 03.06.2013 - 11:29 | Güncelleme:

Soru Detayı

(Ona) "Andolsun ki sen bundan gaflette idin. Şimdi gaflet perdeni açtık; artık bugün gözün keskindir." (denir.) (Kaf, 50/22)

- Bu ayet-i kerimede ne anlatılmak isteniyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kaf Suresi 20-22. Ayetler:

20. Sûr'a üfürüldü, (üfürülecek.) Bu, va'dedilen gündür.

21. Her canlı, beraberinde bir sürücü, bir de şâhid ile gelir.

22. And olsun ki, sen bundan (bu günden) habersizdin. Artık sen­den perdeyi kaldırıverdik; o nedenle bugün gözün oldukça keskindir.

Sûra Üfürülmesi:

«Sûr'a üfürüldü, (üfürülecek.) Bu, va'dedilen gündür.»

Sûr: Sözlükte, boynuza benzer üfleme aleti anlamına gelen bir isim­dir. Melek İsrafil'in üfürmekle görevli bulunduğu Sûr, nasıl bir âlettir? Şüp­hesiz bunun keyfiyet ve kemmiyetini bilemeyiz. Cenab-ı Hak anlamamızı kolaylaştırmak için bu ismi kullanmıştır. Resûlüllah (A.S.) Efendimiz'den rivayet edilen hadîslerde ise, aynı isme yer verilmiş ve daha iyi kavrayabilmemiz için bazı benzetmelerde bulunulmuştur.

Sûr'a ikinci defa üfürülmesiyle ölüler dirilip kalkar ve va'd edilen âhiret günü ve onunla ilgili düzen kurulmuş olur.

Böylece bu âyetle, mü'minlerin ikinci hayata daha güzel hazırlanma­ları, inkarcı maddecilerin de ölmeden önce, bu olayın hikmetini iyice dü­şünmeleri istenmektedir.

İnsanla Birlikte Bir Sürücü, Bir de Şahit Bulunur:

«Her canlı (insan ve cin), beraberinde bir sürücü, bir de şahit ile gelir.»

Ruhların, hazırlanan bedenlere girmesiyle ikinci hayata kalkış başlar. Her kişi beraberinde bir sürücü, bir de şahit bulunduğu halde mahşer ala­nına getirilir.

Sürücü ve şahitten maksat nedir? Bu iki kavram üzerinde farklı yo­rum ve tesbitler yapılmıştır. Onları şöyle özetliyebiliriz:

a) İbn Cerîr et-Taberî'ye göre: Bir melek onu sürüp mahşer alanına getirirken, bir melek de onun amellerinin şahidi olarak beraberinde yürür. Nitekim Hz. Osman (R.A.) da ilgili âyeti böyle tefsîr etmiştir. (el-Câmi'u Li-Ahkâmi'l-Kur'ân: 17/14)

b) Ebû Hüreyre'ye (R.A.) göre: Sürücü bir melektir; şahit ise, «mef'ûl» manasına gelen bir anlam taşır ve kişinin kendi amelidir.

c) İbn Abbas'a (R.A.) göre: Sürücü meleklerdendir; şahit ise insanın organlarının konuşturulup dinlenmesidir. Öyleki o gün, kişinin ağzı mü­hürlenir ve elleri, ayakları şahit olarak konuşturulur.

d) İbn Müslim'e göre: Sürücü onun yakını olan şeytandır ki onu arkasından takip eder.

e) Tabiîn'den Mücahid'e göre: Hem sürücü, hem de şahit melekler­den iki melektir. (el-Câmi'u Li-Ahkâmi'l-Kur'ân:  17/14)

Şüphesiz insanların çoğu, âhiret gününde bir sürücü, bir de şahit me­lekle mahşer alanına sevk edileceklerinden tam gaflet içindedirler.

Çünkü fizik ötesi ve âhiretle ilgili bilgileri ancak semavî kitaplardan ve gönderilen peygamberlerden öğrenmek mümkündür. İnkarcı, maddeperest bu gerçeği ancak ölünce anlayabilir. Diriltilip kaldırılmada buna ayan beyan şahit olur. Neden sonra; artık o anlamanın ve müşahade etmenin bir yararı ol­maz.

Nitekim onu sürüp getiren melek şöyle der:

«And olsun ki sen bun­dan (bu günden) habersizdin. Artık senden perdeyi kaldırıverdik; o nedenle bugün gözün oldukça keskindir...»

(bk. Celal Yıldırım, İlmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun