Ölünce beyin 18 saat nasıl çalışır?
- İnsan öldükten sonra beyninin 18 saat daha çalışmaya devam ettiği ve bunun kanıtlandığı söyleniyor. Bunu nasıl anlamalıyız?
- Ölüm anında ruh çıkıp gitmez mi?
- Bir kimsenin cenazesi taşınırken kendisini taşıyanlara bir şeyler dediğine dair hadis okumuştum sanırım, acaba bunu bu bilgi ile beraber mi almalıyız?
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
Canlıları meydana getiren karbon, hidrojen ve oksijen gibi elementlerde hayat ve ruh yoktur. Ancak, hayvan ve insanların her birisinin kendisine has ruhu vardır. “Psikiyatri” ya da “Ruh Bilimi”, artık bütün dünyada kabul görüyor ve tedavi için gerekli olabiliyor.
Dolayısıyla, ruhun varlığı konusunda bilim âleminde bir tereddüt yoktur. Ancak mahiyetini anlama ve tanımada farklılıklar vardır.
Bir kısmı, enerji yığını ya da birikimi olarak kabul ederken, İslamiyet ruhu, Allah’ın bir emri olarak beyan eder ve ruh, bir vücudu olan, nurani, şuur sahibi bir varlık olarak tanımlanır.
Mesela, yer çekimi kanunu da Allah’ın bir emridir. Şayet bu yer çekimi kanunu şuur sahibi olsa, bir de vücut giyse bir ruh gibi olur. Ruh da şuurunu ve vücudunu çıkarsa, yer çekimi kanunun gibi bir kanun olur[1].
Her bir ruh bakidir. Cesetlerin ölüp ayrılması ruha tesir etmez. Ruh baki kalır. Ahirette yeniden dirilişte, her bir ferdin ruhu, yeniden yaratılmış olan cesede getirilip yerleştirilecektir.
İnsan ruhunu, ev içerisinde oturan bir insana benzetmek mümkündür. Ev, insanın bedenine, evin içindeki insan da bedendeki ruhu benzetilebilir. Nasıl ki, evin içerisinde oturan bir insana, evin pencere ve bacasında ya da kapısında değişiklik yapmak, onun varlığına tesir etmezse, insanın veya hayvanın dişinde veya başında ya da ayağında veya ciğerinde değişiklik yapmak, evin kapısında veya penceresinde değişiklik yapmak gibi, onun içindeki ruhu tesir etmez.
Şu kadar var ki, evin içindeki insan dışarıyı, evin penceresinden görür. Siz pencereyi perdelediğiniz zaman, o insan dışarıyı göremez. Aslında dışarıyı gören pencere değil, evin içerisindeki insandır. Ama o insan dışarıyı, pencere olmayınca göremez.
Tıpkı bunun gibi, insanda veya hayvanda gören göz değil, onun bedenindeki ruhtur. Ama o ruh, dışarıyı pencere hükmünde olan gözle görmektedir. Göz bir şekilde devre dışı kaldığı zaman artık ruh da dışarıyı göremez.
Cenin anne rahminin safhalarındayken ruhu ona üflenir. Ancak ruh gelmeden önce de cenin canlıdır. Aynı şekilde bitkilerde de hayat vardır; fakat ruh yoktur. Ruh, hayvan ve insanlarda vardır.
Bitkilerdeki hayat kanunlarla kendini gösterir. Bunlar büyüme, gelişme ve farklılaşma gibi kanunlardır. Hayvanlarda ve insanlarda da ruh bedene gelmeden önce bu kanunlarla canlılık devam etmektedir. Ruh gelince bitki hayatından daha mükemmel bir hayat tarzı karşımıza çıkar.
Ruhun bedeni terk etmesiyle insan ve hayvan ölür. İnsan ve hayvanın ruhu bedenden çıkmakla insan veya hayvandaki canlılık, hücrelerde cereyan eden gelişme, çekim, farklılaşma gibi kanunların etkisiyle belirli bir süre daha devam etmektedir.
Sonuç olarak, gerek hayvanlarda ve gerekse insanlarda her bir ferde has ruh vardır. Cesedin ölüp dağılması ruha tesir etmez. Her bir ruh, ait olduğu ceset öldüğü zaman, kendi âlemine uygun ruh dünyasına çekilir.
Fakat ölen hayvan ve insanda bir süre daha hayat emareleri görülebilir. Sinirlerin ve kasların gerilip gevşemesi gibi. Nitekim kesilen hayvanların bedeninde bu tip kas ve hücre hareketleri belirli bir süreye kadar görülebilir.
Cevap 2:
Bir kimsenin cenazesi taşınırken kendisini taşıyanlara bir şeyler söylemesi mümkündür. Fakat onlara duyurması Allah’ın izniyledir.
Bir ayette şöyle buyrulur:
“Rabbimiz Allah’tır.” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler (ölüm anında); şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!”[2].
Bir hadiste şöyle buyrulur:
“Müminin can verme anında Allah'ın rahmeti, rızası ve cenneti ile müjdelendiği zaman Allah'a kavuşmayı arzu eder ve Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kâfir ise Allah'ın azabı ve gazabı ile müjdelendiği zaman, Allah'a kavuşmaktan ve Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz.”[3].
Bir başka hadis de şöyledir:
“Kabirde ölü, boğulmak üzere olan kimseye benzer. Dua bekler ve dua edilince sevinir.”[4].
Bilindiği gibi, son nefesteki kimseye ahiretteki yeri gösterilir. Bir kimse şayet imansız gitmiş ise ebedî cehennemde kalacaktır. Cehennemlik olanların o yeri gördükleri için kabristana götürmemeleri için avazı çıktığı kadar bağırdığı, o sesi insan hariç bütün varlıkların işittiği bildirilir.
Kabirde azap çeken ve o azaptan dolayı bağıran kimsenin kabre götürülürken de bağırması normaldir.
Peygamber Efendimiz (asm) ölülerle ilgili şöyle buyurmuştur:
“Ölülerinize Yasin okuyun azabı hafifler, ölmek üzere olanın ölümü kolaylaşır!”[5].
Hz. Aişe de Resulullah aleyhissalatu vesselama kabir azabından sordu. Aleyhissalatu vesselâm:
"Evet, kabir azabı haktır. Onlar kabirde azap çekerler, onların azabını hayvanlar işitir!" buyurdu. Hz. Aişe der ki:
"Bundan sonra Aleyhissalâtu vesselamı namaz kılıp da namazında kabir azabından istiaze (Allah'a sığınıp ondan yardım istemeyi) etmediğini hiç görmedim"[6].
Hz. Enes radıyallahu anh'tan nakledilen bir hadis de şöyledir:
Resulullah aleyhissalatu vesselâm bir kabirden bir ses işitmişti:
"Bu ne zaman öldü? Bileniniz var mı?" buyurdular.
"Cahiliye devrinde!" dediler. Bu cevaba sevindi ve:
"Eğer birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydım kabir azabını (Allah'ın) size de işittirmesi için dua ederdim." buyurdular.[7]
Zeyd İbnu Sâbit radıyallahu anhdan nakledilen bir başka hadis de şöyledir:
"Resulullah aleyhissalâtu vesselâm, bizimle birlikte, Benî Neccâr'a ait bir bahçede bulunduğu sırada bindiği katır, onu aniden saptırdı, nerdeyse (sırtından yere) atacaktı. Karşısında beş veya altı kabir vardı. Aleyhissalatu vesselam:
"Bu kabirlerin sahiplerini bilen var mı?" buyurdular. Bir adam:
"Ben biliyorum!" deyince, Aleyhissalâtu vesselâm:
"Ne zaman öldüler?" dedi. Adam:
"Şirk devrinde!" deyince Aleyhissalâtu vesselâm;
"Bu ümmet kabirde fitneye maruz kılınacak. Eğer birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydım şahsen işitmekte olduğum kabir azabını size de işittirmesi için Allah'a dua ederdim." buyurdular ve sonra şunları söylediler:
"Kabir azabından Allah'a sığının!" Oradakiler:
"Kabir azabından Allah'a sığınırız!" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Cehennem azabından da Allah'a sığının!" dedi
"Cehennem azabından Allah'a sığınırız." dediler.
"Fitnelerin açık ve kapalı olanından Allah'a sığının!" dedi.
"Açık ve kapalı her çeşit fitneden Allah'a sığınırız!" dediler.
"Deccal'ın fitnesinden Allah'a sığının!" buyurdu.
"Deccal'ın fitnesinden Allah'a sığınırız!" dediler"[8].
Netice, cehennemliklerin ölüm sonrası kabre götürülürken konuşmaları ve götürülmemesi için bağırmaları mümkündür ve vakidir. Ölüm yokluk değildir, ruhun beden elbisesinden ayrılmasıdır.
Ruh hayat sahibidir ve konuşur. Ruhun konuşması bizim işitme sınırlarımızın dışında olduğu için onun sesini algılamıyoruz. İnsan 20-20.000 hertz arasındaki titreşimleri duyabilir. Bunun altı ve üstünü duymuyoruz. Tıpkı televizyon ve radyo dalgalarıyla iletilen sesleri duyamadığımız gibi.
Kabirdeki ruhun sesi de bu işitme sınırları dışında olduğu için algılayamıyoruz. Peygamber Efendimiz (asm) de kabirlerdeki azapla ilgili sesleri işitemediğimize dikkat çekiyor.
DİPNOTLAR:
[1] Nursi, B. S., Sözler. Türkiye Diyanet Vakfı yayınları-600, 3. baskı, Ankara, 2016, s. 64-644.
[2] Fussilet suresi 30.
[3] Buhari, Sahih, Rikâk, 41, c. VII, s. 191; Ibn Mâce, Sünen, Zühd, 31, c. II., s. 1425; Tirmizi, Sünen, Cenâiz, 67, c. II, s. 247, (Tercemesi) Tirmizi bu hadis için "Hasen-Sahihtir" demiştir.
[4] Deylemî, el-Firdevs bi-Me’sûri’l-Hitâb, Beyrut 1986, IV, 103/6323; Ali el-Müttakî, XV, 694/42783; XV,749/42971; Beyhaki, Şuabu’l İmam No 7905.
[5] Ramuz el-Ehadis: 79/4.
[6] Buhâri; Cenâiz 89; Müslim, Mesâcid 123, 584; Nesâî, Cenâiz 115, 4,104,105.
[7] Müslim, Cennet 68, 2868; Nesâî, Cenâîz 114, 4, 102.
[8] Müslim, Cennet 67, 2867.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ölümden sonra ruhun durumu hakkında detaylı bilgi verir misiniz?
- Hadiste geçen, Hüzün Vadisi hakkında bilgi verir misiniz?
- "... Allah bir çok şeyleri unutmaksızın açıklamamıştır. Sakın onları araştırmayın!.." hadisini açıklar mısınız?
- Kabirde imtihan anındaki fitne nedir?
- Ruhu'l-kudüs'ün melek ve Cebrail olduğu konusunda ayet var mıdır?
- "Allah'a yemin olsun, benim bildiğimi siz bilse idiniz az güler, çok ağlardınız; yataklarda kadınlarla telezzüz etmezdiniz, yollara, çöllere dökülür, (belanızı defetmesi için) Allah'a yalvar yakar olurdunuz." hadisini açıklar mısınız?
- Kafası nakledilen maymunun ruhu nereye gider?
- EL-IYÂZU BİLLAH
- "Şu üç şey Âdemoğlunun saadetindendir; saliha bir hanım, geniş ev, rahat binek." hadisi açıklar mısınız?
- “Ölünün cesedine verilen eziyet, canlıyken verilmiş gibidir.” hadisini açıklar mısınız? Ölü mezardayken, belli bir süreden sonra içini kurtçuklar basmakta, onu kemirerek çürümesini sağlamaktadırlar...