Ölüm tesadüfen meydana gelen amaçsız bir olay mıdır?

Değerli kardeşimiz,

Ölüm her canlının başına gelen değişmez bir hakikat olmasına rağmen, mahiyeti insanlık tarihi boyunca gizli kalmıştır. Materyalist evrimciler ölümü canlının hayatını sonlandıran, tesadüflere dayalı, zararlı ve pasif bir olay olarak değerlendirmişler ve tabiatın canlılara kurduğu bir tuzak olarak görmüşlerdir. Ölümün çürüme, dağılma ve yok olma olduğunu zannetmişlerdir. Bazı filozoflar da yaşlanmayı ve ölümü kötü bir kader olarak yorumlamışlardır.

Peki, hakikatte ölüm kötü müdür; tabiatın bir eseri midir?

Ölüm tesadüfen meydana gelen amaçsız bir olay değildir. Ölüm kasıtlı olarak canlıya yerleştirilmiş bir program çerçevesinde meydana gelmekte, yani yaratılmaktadır. Bundan dolayı ölüm, aslında yok olmak için değil, hayat bulmak ve hayatı sağlıklı devam ettirmek için lüzumlu bir mekanizmadır.

John Owen ise "Biz ölümlüler binlerce şekilde ölüyoruz, ama bir şekilde doğuyoruz. Binlerce çeşit insan hastalığı var, ama sadece bir sağlık var." der. Robert Browning "Hayatın anlamını ölünceye kadar bilemezsiniz, hayatı yaşanılır kılan ve ona önemini veren ölümdür." der. Dr. Mak ise hücre ölümü olmadan hayatın da olmayacağını ifade eder. (Mak T.,BialBlaadMarrawTransplant 2003, 9: 483-8.)

İnsan ve çok hücreli canlıların binlerce farklı şekilde öldüklerinin yanında, günümüzde hücrelerin de binlerce farklı şekilde öldükleri anlaşılmıştır. Yani canlıda programlı hücre ölümünün binlerce sebebi ve farklı şekilleri vardır. (Banfalvi G.,Apoptosis, 2017, 22, 169–174.)

Bu dünyada aslında hayat ölümle kaimdir, ölüm hayattan daha zahirdir.

Kur’an-ı Kerim’de ölümle ilgili bir ayet-i kerimede şöyle buyrulur:

“Şüphesiz Allah, tohumu ve çekirdeği çatlatandır, ölüden diriyi çıkaran, diriden de ölüyü çıkarandır. İşte Allah budur. O halde (haktan) nasıl dönersiniz!” (Enam, 6/95.).

İlgili ayet-i kerimeler ve hadis-i şerifleri yorumlayan müfessirler ölümün Yüce Allah’ın takdiri ile meydana geldiğini, tıpkı hayat gibi yaratıldığını ve yeni bir hayatın başlangıcı olduğunu ifade ederler. (Nursi, B.S. Mektubat. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları-605, 2.baskı, Ankara, 2016, 2018. s. 12, 287.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet