Nasıl çocukların açlıktan ölmesine izin veriyor Allah?

Merak ediyorum hani her çocuk rızkıyla doğardı? Bizde bile aç mezarı mı var diye bir deyim vardır. Nasıl çocukların açlıktan ölmesine izin veriyor Allah? Zalim kullar aç bırakıyor demeyin Allah’ın gücü yeterdi, istese o zalimlere engel olur çocukları aç bırakmazdı. İsrail zalim olabilir ama fırsat veren Allah oluyor.

Değerli kardeşimiz,

Sorunuzun ve kaygılarınızın yürekten ve merhametinizden geldiği çok belli. Bu tür sorular, zihni yorar ama aslında insanı arayışa da götürür. Zaten bu sorma, araştırma, merak etme Kuran’ın teşvik ettiği bir şeydir. Çünkü Allah Kur’an da insanlara şöyle seslenir: "Aklınızı kullanmaz mısınız?" (Yunus, 10/100)

Sorduğunuz soruya kısa bir cevap vermek mümkün değil, çünkü konu başta kader olmak üzere, Allah’ın adaleti, imtihan, hikmet dünyası ve insan iradesi gibi çok temel kavramlara dayanıyor.

Hayatın akışı içinde karşılaşılan zorluklar, musibetler ve sıkıntılar, insanoğlu için kaçınılmaz birer gerçektir, aynı zamanda birer imtihan vesilesidir. Bu durumlar, yüzeysel bir bakış açısıyla ele alındığında yalnızca birer dert yığını gibi algılanabilir veya Kur’an ve Hadis-i Şeriflerde dile gelen bazı hakikatlerle çelişebilir. Dolayısıyla cevabı da kısa bir cümlede değil, ama anlam arayışında sabırla ilerleyerek bulabiliriz.

1. Kazanan şehittir, mazlumdur

Biri verip sonsuzu kazanan zarar etmez, rahmet ve hikmet de bu sonsuz mükafat için izin veriyor.

Nitekim bir ayette Allah bizlerden şehitler edinmek istediğini haber veriyor:

“Eğer size bir yara dokunduysa, o topluluğa da benzeri bir yara dokunmuştu. O günler… onları biz insanlar arasında çevirip dururuz. (kâh bir kavme, kâh ötekine galibiyet veririz; bazen bir topluma iyi veya kötü günler gösteririz, bazen ötekine). Allah inananları ortaya çıkarmak, sizden şehitler edinmek için (zamanı kâh lehinize, kâh aleyhinize çevirmektedir) Allah zalimleri sevmez.” (Al-i İmran, 3/140)

Demek ki, asla bir zarar veya kayıp yok sonsuz menfaat, rahmet ve hikmet var.

2. İmtihanda eşitlik esastır

Ayrıca masumlar böyle durumlarda zarar görmese, imtihan sırrı kaklar herkes iman etmek zorunda kalır. Bu da elmas ruhlu Ebu Bekirler ile kömür ruhlu Ebu Cehillerin aynı kalmasına neden olur.

Unutmamak gerekir ki, Allah’ın rahmeti de hikmeti de sonsuzdur, bunun gereği olarak sadece masum yavruların değil en kıymetli kulları olan peygamberlerinin bile şehit edilmesine izin vermiştir.

Bu şehit olan ve zarar gören kardeşlerimiz kabir alemine gittiklerinde kendilerine “dünyada başına gelenle bu ahiret alemlerinde sana verilenleri görünce ne dersin?” diye bir soru sorsak, “çok az bir zahmet ile sonsuz, ifade edemeyeceğim ve senin anlayamayacağın kadar mükemmel, harika, enfes nimetlere gark oldun.” demeyecek mi?

3. Celal tecellisinde cemal de vardır

Bu dünya bir imtihan meydanıdır. İmtihanlar sadece sınıfı geçen mazlumlar için değil, sınıfta kalan zalimler için de söz konusudur.

Bu sebeple Allah mükâfatını bol vereceği mazlumların birkaç günlük sıkıntılarına bedel, ebedi cennet hayatını onlara bağışlaması, celal tecellisi içerisinde bir cemal cilvesidir, bir adalet tecellisi içerisinde bir rahmet tezahürüdür.

Diğer taraftan zalimlerin mazlumlara bir şekilde haksızlık etmelerine izin vermesi, Allah’ın bu işe razı olduğunu göstermez. Bilakis, derecesine göre, zalimleri ayırmak, çeşitlerine göre zulümlere ceza vermek ile mutlak adaletini gösterir.

“Münafıklar sizi hoşnut etmek için yalan yere yemin ediyorlar. Eğer siz onlardan razı olsanız da şüphesiz Allah fasık/yoldan sapmış kimselerden razı olmaz.” (Tevbe, 9/96) mealindeki ayette Allah’ın bazı kimselerin “münafıklık yapmalarına, iki yüzlü davranmalarına ve yalan yere yemin etmelerine” izin verdiği halde onların bu davranışlarını onaylamadığına dikkat çekilmiştir.

Demek ki yapılan iyi işler gibi, kötü işler için de Allah’ın izni söz konusudur. Zira O izin vermeden, yaratmadan hiçbir iş vücuda gelmez. Vücuda gelmezse imtihan olmaz.

İşte bu imtihan içindir ki, Allah zalimlere, canilere, katillere, hırsızlara da izin veriyor fakat imtihanın sonucu zulmün derecesine göre ortaya çıkar.

4. Her çocuk rızkıyla doğar.

Bu sözün maksadı, Allah’ın yarattığı her canlıya rızkını da takdir ettiğini anlatmaktır. Nitekim Kuran’da şöyle buyrulur:

"Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın." (Hud 11:6)

Ama burada önemli bir ayrım var:

Rızık yaratılır ama ulaştırılması insanlar üzerinden olur.

Yani Allah rızkı yaratır, ancak insanların elleriyle ulaştırılmasını ister. İşte tam da bu noktada kulun zulmü devreye giriyor. Bazı insanlar rızkı paylaşmaz, gasp eder, zulmeder. Böylece rızkı olan çocuk, onun açgözlülüğü veya savaşı yüzünden o rızka ulaşamaz.

Ayrıca cahiliye döneminde aç kalırız anlayışı ile çocuklarını öldüren kavimler ve benzerleri için bir ayet şöyle seslenir:

"Geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur." (İsrâ, 17/31)

5. Allah isterse engel olurdu

Evet, doğru. Peki neden engel olmuyor?

Allah her şeye kadirdir. Ama bu kudretiyle birlikte kullarına bir irade, bir imtihan alanı da vermiştir. Dünya hayatı imtihan için açılmıştır.  Kuran’da şöyle geçer:

"İnsanların kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde bozulma ortaya çıktı..." (Rum 30/41)

Allah isterse elbette engel olur. Ama bu dünyayı bir imtihan yeri olarak yaratmıştır. Eğer her kötülük yapılmadan engellenmiş olsaydı, mesela kimin zalim, kimin merhametli ortaya çıkmazdı; kimin susuz kalana su verdiği, kimin sırtını döndüğü bilinmezdi. Kısacası insanların sorumluluğu kalmazdı.

6. Çocukların ölmesi Allah’ın adil olmadığı anlamına mı gelir?

Öncelikle Allah merhametlilerin en merhametlisidir, kimseye zulmetmez. (Nisa 4/40) 

Dünyaya yeni gelen bir yavruya kan ve fışkı içinde ak sütü gönderen, anne ve babalarını onlara hizmetçi kılan bir Allah, elbette çocukların açlıktan ölmesine izin vermez.

Ayrıca bu dünya nihai adalet yeri değil, bir imtihan yeridir. Allah zalimin cezasını elbette verecektir. Müslümanlar, ebedi bir hayata inanmaktadırlar. Olayları değerlendirirken de bu çerçevede değerlendirirler. Bir çocuk açlıktan öldüğünde, onun dünyadaki çilesi sonsuz cennetle karşılık bulur. Ameliyatta çıkan bir çocuğa doktorların su ve yiyecek vermemesine ve gün boyu aç kalmasına anne-babaları razı olur, çünkü ardından daha iyi bir hayatları olacaktır. Bunun gibi, Allah mutlak adalet sahibi olduğu için o çocukları ebedi cennetinde mutlu ve mesut edecektir.

Kuran’da cennetteki çocuklar anlatılır, orada "Hiçbir yorgunluk bilmeyen çocuklardan bahsedilir. (bk. İnsan 76/19)

Bunların, dünyada zulme uğramış masum canlar olduğuna dair birçok alim yorum yapar.

7. Zalim neden engellenmiyor?

Çünkü bu dünya, zalimin de mazlumun da sınandığı bir yerdir. Ama bu şu demek değil: Allah onları hiç durdurmaz.

Kuran’da Firavun, Nemrut, Karun gibi nice zalimin sonunda perişan edildiği anlatılır. Ancak bu bazen dünyada olur, bazen ahirette. Allah zalimlere mühlet verir, ama cezasını da verir. (Araf 7/183)

8. Peki biz ne yapmalıyız?

Bu konuda herkes Allah’ın varlığını, merhametini ve adaletini sorgulamadan önce kendisini sorgulamalıdır. Çünkü bu dünyada çocuklar aç kalıyorsa, Allah’ın rızkı eksik olduğu için değil, biz paylaşmadığımız için, biz zalime dur diyemediğimiz için, zalimle işbirliği paylaştığımız içindir.

Onlara rızkın ulaştırmasına yardım edebiliriz.

Zalime “dur” diyebiliriz.

Allah sizin gibi vicdanlı, düşünen, rahatsız olan kullarını bu yüzden sever: Çünkü onlar Allah’ın yeryüzündeki rahmet elleri olur.

Ve şunu unutmayalım:

"Allah’ın rahmeti gazabını geçmiştir." (Buhârî, Tevhid 22)

Sizin gibi adalet hissi güçlü bir kalp, Allah’ın sevdiği kullar arasındadır. Zalimden razı olmayan bir kul, Allah katında yücedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet