Allah'tan yardım dilenmek zillet değil mi?
- Allah'tan haberi bile olmayan fakat bizden daha güçlü olan biri bize zulmedip üstün gelse bizde bu haksızlığı gideremesek, o ezilmişliğimizle Allah'a başvurmamız acizliğimizi ve zilletimizi tescil etmez mi?
- Yani biz Allah'a dua ederek yarattığı diğer insandan bile aciziz demek degil midir bu da acizliğin ve zilletin zirvesi değil midir?
- İkinci sorum da: Bizim dua etmeye ihtiyacımız varken o bizden daha güçlü, kötü insanın neden öyle bir ihtiyacı yok? Beni bu konuda aydınlatırsanız sevinirim.
Değerli kardeşimiz,
Cevap 1:
Haşa, zillet değil bununla izzete ermektir. Fakat bu demek değil ki sen bir şey yapma, boş otur.
Sebeplere müracaat edilmelidir. Fiili dua, kavli dua ile birleşmelidir.
Allah'tan istemek ve ondan bilmek izzettir, şereftir.
Bu soruda hakiki olanla mecazi olan gerçek olanla yansıyan karıştırılmış, bu nedenle de hata edilmiştir. Bu hatayı fark etmek için somut bir örnek vermek gerekebilir:
Bilindiği üzere aynanın kendinde ışık verme özelliği yoktur. Ancak ışığın kaynağı olan Güneş'ten alırsa hem kendi ışıklanır hem de başka yerlerin aydınlanmasına vesile olur.
Bu durumda aynanın bu ışığı kendinden bilmesi ne kadar yanlış ise, bu ışığa ihtiyacım yok ışığa dilenmem demesi de o kadar yanlıştır.
Aynanın ışığını Güneş'ten aldığını bilememesi ve dilenmem demesi ise tam bir safsata ve katmanlı bir cehalet olur.
Aynen bunun gibi her şeyin varlığı, varlığının devam etmesi ve bu varlığın devamı için gerekli olan şeylerin yaratılması, ezeli ve ebedi Güneş'imiz olan Allah’ındır. Her şey, her şeyini ondan alır, ona borçludur ve ondan dilenmek durumundadır.
Akıllı ve bilgili olduğunu söyleyen birinin, her şeyi ve her şeyini Allah’tan aldığını bilememesi ve dilenmem demesi ise tam bir safsatadır ve katmanlı bir cehalettir.
Allah insanlardan kul olmalarını istiyor. Kulluğun en bariz alameti ise acizliiğn, zayıflığın, muhtaçlığın farkında olmaktır ve buna uygun davranmaktır.
Bu konuyu asrın söz sahibi ve manevi hastalıklarını baş tabibi olan Bediüzzaman Hazretlerinden dinleyelim (mealen):
“Kur'an-ı Hakîm'in hikmeti, hayat-ı şahsiyeye verdiği terbiye-i ahlâkıye ve hikmet-i felsefenin verdiği dersin muvazenesi:
(Dinsiz) Felsefenin halis bir tilmizi;
- Bir firavundur. Fakat menfaati için en hasis şeye ibadet eden bir firavun-u zelildir. Her menfaatli şeyi kendine "Rab" tanır.
- Hem o dinsiz şakird, mütemerrid ve muanniddir. Fakat bir lezzet için nihayet zilleti kabul eden miskin bir mütemerriddir. Şeytan gibi şahısların, bir menfaat-ı hasise için ayağını öpmekle zillet gösterir denî bir muanniddir.
- Hem o dinsiz şakird, cebbar bir mağrurdur. Fakat kalbinde nokta-i istinad bulmadığı için zâtında gayet acz ile âciz bir cebbar-ı hodfüruştur.
- Hem o şakird, menfaatperest hodendiştir ki; gaye-i himmeti, nefs ve batnın ve fercin hevesatını tatmin ve menfaat-ı şahsiyesini, bazı menfaat-ı kavmiye içinde arayan dessas bir hodgâmdır.
Amma hikmet-i Kur'anın hâlis tilmizi ise;
- Bir abddir. Fakat azam-ı mahlukata da ibadete tenezzül etmez.
- Hem cennet gibi a'zam-ı menfaat olan bir şeyi, gaye-i ibadet kabul etmez bir abd-i azizdir.
- Hem hakikî tilmizi mütevazıdır; selim, halîmdir. Fakat Fâtır'ının gayrına, daire-i izni haricinde ihtiyarıyla tezellüle tenezzül etmez.
- Hem fakir ve zaîftir, fakr ve za'fını bilir. Fakat onun Mâlik-i Kerim'i, ona iddihar ettiği uhrevî servet ile müstağnidir ve Seyyidinin nihayetsiz kudretine istinad ettiği için kavîdir.
- Hem yalnız livechillah, rıza-i İlahî için, fazilet için amel eder, çalışır... İşte iki hikmetin verdiği terbiye, iki tilmizin (öğrencinin) müvazenesiyle anlaşılır.” (bk. Sözler, s. 132)
Cevap 2:
Soruda geçen kötü insanın dua etmemesi, onun dua etmeye ihtiyacının olmadığını göstermez.
İki hastadan biri doktora giderken diğeri gitmeyebilir. Bu durumda doktora gitmeyen kişinin hasta olmadığı anlamına gelmez.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Nefsi kötüleme, aşağılamak dinimizde tavsiye edilen bir şey; ancak batılı kişisel gelişim uzmanları insanın daima olumlu konuşmasını, kendisine kötü telkinlerde bulunmamasını söylüyorlar?
- Üstteki el, alttaki el nedir?
- Sünnetin önemi nedir, izah eder misiniz?
- Kutuplarda namaz ve oruç konusunda neden İslam'ın güçlü bir açıklaması yok?
- Dualarımızda, bizim için imkansız olan şeyleri Allah'tan isteyebilir miyiz?
- Saadete erenin boynunda ism-i azam gerdanlık gibidir, sözünü açıklar mısınız?
- Yalnızlık da imtihan mı?
- "Görmüyor musunuz, Allah yedi göğü nasıl uyumlu yaratmıştır!" ayetine göre, atmosferin yedi katı varsa güneşle ay bunların içinde değil, evrenin yedi tabakası kasd ediliyorsa insan bunları göremez, itirazına nasıl cevap verirsiniz?
- Faiz, Riba, Tefecilik
- Allah, neden her istediğimizi kabul etmiyor?