Adam öldüren, neden insanlığı öldürmüş gibidir?

Tarih: 26.07.2024 - 09:52 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Enam Suresi 160. ayet ve Maide Suresi 32. ayet arasındaki durum:
- Allah, Enam Suresi 160. ayette "Kim iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır; kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır. Onlar haksızlığa uğratılmazlar." diye buyurmuştur.
- Fakat Maide Suresi 32. ayette "İşte bundan dolayı İsrailoğullarına şöyle yazmıştık:
 “Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler."
- Enam Suresinin 160. Ayetinde günahlarımızın karşılığı dengi iken, Maide Suresi 32. Ayette bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibi olur buyrulmaktadır. Bu durum arasında ki bağlantı nasıldır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu iki ayetin hitap makamı ayrı olduğundan farklı noktalara işaret edilmiştir.

a) Örneğin; Enam suresi 160. ayette iyiliğin karşılığı ile kötülüğün karşılığı arasında bir muvazeneye yer verilmiştir. Bir iyiliğe karşılık en az on sevap verilirken, bir kötülük yapanın karşılığı yalnız birdir.

Bu makamda Allah’ın noksansız adaleti ve sonsuz rahmeti nazara verilmiştir.

b) Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi;

Elhasıl: Nefs-i emmare tahrib ve şer cihetinde nihayetsiz cinayet işleyebilir, fakat icad ve hayırda iktidarı pek azdır ve cüz'îdir. Evet, bir haneyi bir günde harab eder, yüz günde yapamaz…"

"İşte ey gafil insan! Bak Cenab-ı Hakk'ın fazlına ve keremine! Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yazmak veya hiç yazmamak adalet olduğu halde; bir seyyieyi bir yazar, bir haseneyi on, bazen yetmiş bazen yedi yüz bazen yedi bin yazar. Hem şu nükteden anla ki; o müdhiş cehenneme girmek ceza-yı ameldir, ayn-ı adildir. Fakat cennete girmek, mahz-ı fazıldır.” (Sözler, Yirmi Üçüncü Söz, s. 320-321)

c) Maide suresi 32. ayette ise insanların taşıdığı kuvve-i gazabiye ve kuvve-i şeheviyenin konumuna değinilmiş ve insanın zulüm ve haksızlık damarının aşırı bir enerjiye hamil olduğuna dikkat çekilmiştir:

"İşte bundan dolayı İsrailoğullarına şöyle yazmıştık: ‘Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olmaksızın, kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” 

Yani, haksız yere bir cinayet işleyen bir kimse o bir tek kişiye karşı beslediği husumet, adavet, kin ve nefretin tıpkısına milyonlarca insan vesile olsa, hepsini öldürmekte bir sakınca görmez.

Bu durum insanın ne kadar “çok zalim ve çok cahil” olduğunun göstergesidir.

Kim de -örneğin- boğulmak üzere olan bir kimseyi hasbi olarak sırf Allah için kurtarırsa, gücü yetse aynı vaziyetteki milyonlarca insanı da boğulmaktan kurtarır.

Bu da insanın Rahman ve Rahim isimlerinin merhamet tecellilerinin birer aynası olduğunun göstermektedir.

Demek ki makam farkı ve farklı tecelliler elbette farklı hükümlere neden olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun