Evrimsel biyoloji, doğal seçilim baskısı, ara form ifadeleri doğru mu?
Bu iddiaya cevap verir misiniz:
“Günümüz dişsiz balinalarda ağızlarına dolan suyu süzmek için uzun, ince elastik yapıda keratin filtreleri vardır (Baleen).
Diğer yandan kuzenleri dişli balinaların diğer memelilerdeki gibi dişleri bulunur. Dişli balinalara örnek kaşalot veya ispermeçet balinası olarak bilinen Physeter macrocephalus türüdür. Dişsiz balinalara örnek ise yaşayan en büyük hayvan olan mavi balina türü verilebilir. İşte Washington'da Oligosen'e ait kayaçlarda keşfedilen Maiabalaena nesbittae türü dişsiz balinanın da aslında 33 milyon önce tamamen dişsiz olduğu gözlendi. Bu da dişleri olan ilkin balinaların zaman içinde beslenme yöntemlerinden dolayı dişlerini kaybettiklerini gösteriyor. Ardından bu ilkin balinalar arasından içine çekme yöntemi ile beslenen bazı balinaların, önce dişlerini verim açısından tamamen kaybettikleri, ardından ise filtre işlevi gören keratin proteinleri ile evrimleştikleri görülüyor. Böylece bu beslenme yöntemi ve bulunduğu ortam sayesinde gittikçe irileştikleri anlaşılıyor.
Günümüzdeki dişsiz balinalar, "lunge feeding" adı verilen bir yöntemle ağırlıklı olarak beslenirler. Yani su içinde belli bir momentum kazanan balina, ağzını genişçe açarak büyük miktarda su alır ve ardından baleen adı verilen keratin proteinlerde dışa doğru süzülerek, içeride besin partiküllerini bırakır. Bir nevi ters sucktion feeding gibi. Bu adaptasyon için son derece elastik olan (buccal)yanak kasları evrimleşmiştir.
Sonuç olarak bu çalışmadan, dişsiz balinalardaki "baleen" isimli keratin yapılı proteinler evrimleşmeden önce dişlerini tamamen kaybettikleri anlaşılıyor. Dolayısıyla "ara tür" diye bilinen müthiş bir örnek karşımıza çıkıyor.
Evrimsel biyoloji açısından bakarsak, o dönemde yaşamış bu canlı da tıpkı günümüzde yaşamış balinalar gibi doğal seçilim baskısına uğramış memelilerdir. Hiçbiri "tamamlanmış" veya "eksik" değildir. Çünkü doğada böyle bir ayrım yoktur. Sadece günümüzde yaşamış canlılara bakarak, eskiden var olmuş türleri anlamaya çalışıyoruz ve çıkarımlarda bulunuyoruz. Dolayısıyla bu süreçte hem A hem de B türünden ortak özellikler barındıran türlere "ara form" diyoruz.”
Değerli kardeşimiz,
Bu uzun açıklamadan çıkarmak istediğiniz soru şu olmalı:
Soru:
- Günümüzdeki dişsiz balinaları, dişli balinaların dişlerini kaybetmeleriyle hâsıl olduğu iddia ediliyor ve bunların iyi bir ara form olduğu ileri sürülüyor. Bu doğru mudur?
Cevap:
Bir defa “Evrimsel Biyoloji” ifadesi, evrimcilerin insanları yaratılış konusunda yanıltmak için uydurdukları bir tabirdir.
Metinde verilen misale gelince orada şu ifade kullanılıyor:
“...dişleri olan ilkin balinaların zaman içinde beslenme yöntemlerinden dolayı dişlerini kaybettiklerini gösteriyor.”
Bu düşünceye Lamarck görüşü deniyor. O 1809 yılında yazdığı “Zooloji Felsefesi” adlı eserinde, kullanılan organların geliştiğini, kullanılmayanların zamanla köreldiğini esas almıştır. Buna misal olarak zürafayı verir. Onlara göre zürafanın boynu başlangıçta küçüktür. Beslenme şeklinden dolayı, yani zamanla yetişebilecekleri yerlerde besin kalmayınca yüksek dallara boyunlarını uzatmaları neticesinde boyunları uzamıştır.
Bu görüş son on, on beş yıl öncesine kadar bazıları tarafından doğruymuş gibi kabul ediliyordu. Ama genetik yapı tam anlaşıldıktan sonra, soma hücreleri denilen vücut hücrelerinde meydana gelen değişikliklerin yavrulara geçmediği anlaşıldı.
Artık bu Lamack görüşünün de hiçbir ilmî değeri kalmadı. Çünkü bir haltercinin vücudunda meydana gelen kas kalınlaşması yavrularına geçmiyor. Bir kazada kolunu kaybeden bir kimsenin çocuğu kolu kesik olarak dünyaya gelmiyor. Zira, genetik yapıda olmayan bir değişiklik yavrularına geçmiyor.
Onların iddia ettiği bu görüşe göre, balinaların yuttukları su süzülünce geriye kalan besinler sindirildiği için dişleri kullanmaya gerek olmadığından bunların yavrularında dişler teşekkül etmiyor. Yani beslenme şeklinden dolayı dişler kayboluyor.
Bunun manası güya şu demektir:
"Siz süt ve çorba gibi sıvı gıdalarla beslenir, dişlerinizi hiç kullanmazsanız, sizin evlatlarınızda ve torunlarınızda da böyle beslenmeye devam edilirse, artık sizin neslinizden gelenlerde dişler kaybolacaktır."
Şimdi soruyoruz: Böyle bir görüşün neresi ilmîdir? Tamamen bir safsata ve uydurma bir görüş değil midir?
Sorudaki metinde şöyle bir ifade kullanılıyor:
“Dolayısıyla 'ara tür' diye bilinen müthiş bir örnek karşımıza çıkıyor.”
Bunun doğru ifadesi şöyle olmalı: Bu ara form değil, bir aldatmacadır ve ilmî hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur. Sadece işin dışında olanları yanıltmak ve aldatmak için uydurulmuş güzel bir masaldır.
Sonuç olarak;
Burada verilen misalde de olduğu gibi, beslenmeden dolayı dişli balinalar dişlerini kaybetmiş değillerdir. Dişli balina dişli yaratıldığı gibi, dişsiz balina da doğrudan dişsiz yaratılmıştır. Bir diğeri için ara form değildir.
Nitekim kurbağaların da hem dişli olanı vardır ve hem de dişsiz olanı.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Karada Canı Sıkılan Balina Masalı (Bilim 'Yaratılış' Diyor-17)
- Evrimci bir ateistin iddialarına ne dersiniz?
- EVRİMİN DELİLİ OLARAK İLERİYE SÜRÜLEN ARA (GEÇİŞ) FORMLAR
- “Evrim teorisi ispatlandı.” şeklinde yapılan açıklamaların doğruluk payı var mıdır?
- Geçiş (Ara) Formları
- Balina yüzgeçlerinin kemikli yapıda olmasının hikmeti nedir?
- Pakicetus isimli kafatası, hangi canlıya aittir?
- ''Atın evriminin'' değerlendirilmesini yapabilir misiniz?
- Vefat eden kişinin implant dişleri çıkarılmalı mı?
- Şafii mezhebinde köpeğin necis, tilkinin etinin helal olduğu söyleniyor, doğru mudur?