Neden sürekli içsel buhrana uğruyorum?
- Benim geçmez bilmeyen bir hastalığım ve onca derdim var. Onlara üzülüyorum. Dinime düşkün olmakla birlikte bazen namazları bile aksatıyorum.
- Depresif gibi bir karakterim var, uzun zamandır geçmiyor. İnsanlardan uzaklaşıp sakin kalayım diyorum, birkaç gün sonra yine insanlarla konuşmak istiyorum. İnsanlarla konuşuyorum sonra yalnız kalmak istiyorum. Çalışıyorum veya boş duruyorum. Her ne yaparsam yapayım tam mutluluğa birkaç gün bile olsa ulaşamıyorum, kısa süreli oluyor.
- Çok düşünüyorum, kaygım yok. Şu dünyanın haline bakıldığında, ben normal miyim? Geçmez bilmeyen hastalığım beni mahvetti. Yalnızlık da fayda vermez, sosyallik de. Peki benim ilacım nedir?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle yaşadığınız ruh hâlini bu kadar açık anlattığınız ve sitemize güvendiğiniz için teşekkür ederiz. Allah rızası için her zaman yardımcı olmak için buradayız.
Ancak ruhsal sıkıntılar, maddi hastalıklar gibi tek nedenden kaynaklanmadığı için, herkese geçerli olacak tek bir tavsiyede bulunmak mümkün değil. Biz de burada genel tavsiyelerde bulunacağız.
Bazı Hastalıkların Tam Çaresi Yoktur
İnsanoğlu etten ve kemikten yaratıldığı ve ona hassas duygular verildiği için elbette zaman zaman maddi ve manevi hastalıklara maruz kalması normaldir. Bundan başta peygamberler olmak üzere hiç kimse muaf değildir.
Nitekim “Eğer sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım.” (bk. Acluni, II, 164; Hakim el Müstedrek, 615) kudsi hadisine mazhar olan Peygamber Efendimiz (asm) de beşerin karşılaşacağı her türlü sıkıntı ve hastalıklara maruz kalmıştır. Sabır ve tevekküle Allah iltica edip, onların sağlayacağı uhrevi mükafata odaklanmıştır.
Kronik hastalıklar, fiziksel acı ve kısıtlamaların yanında ruhsal olarak da insanı yıpratabilir. Bu durum, yaşam kalitesini düşürdüğü gibi psikolojik olarak da "çaresizlik" hissi doğurur.
Bize düşen, elimizden geldiği kadar hastalıkların çaresine bakmak, ama geçmediği zaman da Peygamber Efendimiz (asm) gibi sabırla beklemektir.
Bununla beraber uzun süren ve geçmeyen hastalıklarda önemli olan, hastalığa değil, bu hastalıkla birlikte nasıl bir hayat kalitesi oluşturabileceğimize odaklanmaktır. Yani hastalığın ve onun doğurduğu ruhsal sonuçların bizi yönetmesine izin vermemek, bunun yerine "onunla yaşamayı öğrenmek" için destek almalıyız.
Depresif Hisler ve Ruh Hâlindeki Dalgalanmalar
Bahsettiğiniz "bazen insanlardan uzaklaşma, bazen sosyallik arama" hâli, depresyon veya duygu durum bozukluğu belirtileri olabilir. Bu, duygusal olarak bir denge arayışınızın dışa vurumu gibi görünüyor.
Kendi başınıza hislerinizi çözmekte zorlanıyorsanız, bir terapistle görüşmeyi düşünebilirsiniz. Uzman biri, duygularınızı düzenlemenize ve kendinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
Namaza Devam Edin ve Manevi Bağlarınızı Güçlendirin
İman ve onun gereği olan ibadetler hem bir huzur hem de bir sorumluluk kaynağıdır. Ancak depresif bir ruh hâline sahip olanlar için ibadetler zaman zaman ağır gelebilir. Bu durumun sizi suçluluk duygusuna sürüklemesine izin vermemelisiniz. Büyük bir heyecan duymasanız da devam edin.
Ayrıca Allah’ın rahmeti sonsuzdur ve onun gözünde bu mücadeleleriniz de bir ibadet sayılır.
Maneviyatınızı güçlendirmek için sadece namaz değil, dua, tefekkür ve Kuran'ı anlamaya yönelik okumalar da yapın. Günlük belirli sayılarda “Lâ ilâhe illallah” hakikatini zikir gibi çekin. Bunun yanında sık sık "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır.” ayetini dua şeklinde tekrar edin.
Dünyada Tam Mutluluk Yoktur
İnsan, doğası gereği tam bir mutluluk halinde sürekli kalamaz. Mutluluk geçici bir duygudur; bu nedenle daha sürdürülebilir olan hayat tatmini ve iç huzuru üzerine çalışmak daha faydalı olabilir.
Bunun için günlük hayatınıza sizi iyi hissettiren küçük ama sürekli aktiviteler ekleyebilirsiniz:
Örneğin yaşınıza uygun spor yapmak, çocuklarla oynamak, varsa yeğeninizle, torununuzla daha fazla vakit geçirmek, üretken uğraşlara yönelmek, el işi yapmak, gönüllü kuruluşlarda insanlara yardım etmek, iyilik etmek veya yürüyüşler yapmak gibi
Küçük adımlarla başlayın. Günlük rutininize kendinize huzur veren, sakinleştirici bir şey ekleyin örneğin, sevdiğiniz bir kitap, Cevşen duasından bir sayfa dua veya sessiz bir kahve saati.
Sosyal Dengeyi Kurun
Allah’ın hakim ismi gereğince hayat ölçü ve denge üzerine kuruludur. Çok fazla yalnızlık veya aşırı sosyallik yerine, dengeli bir iletişim ağı oluşturmayı deneyin.
Son olarak, hiçbir duygu ve durum sonsuza dek sürmez. Sizin için en doğru çözümü bulmak zaman ve sabır isteyebilir. Ancak yalnız olmadığınızı ve bir çıkış yolu olduğunu bilmek önemlidir. Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin.
Ayrıca unutmayın, "normal" olmak her zaman sabit bir tanım değildir. Yaşadıklarınız insan olmanın bir parçasıdır ve birçok kişi benzer iniş çıkışlar yaşayabilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Taha 50. ayetin, gaye ve düzen deliline işareti nedir?
- Namazdan sonra sağa sola selam vermek meşru mudur, selamdan sonra nasıl dua edilir?
- Devlet memuru olmayı istemek günah mıdır?
- Maide suresi 5. Ayette geçen “kim îmanı inkâr ederse” cümlesindeki "imanı inkar etmek" ne demektir?
- Balın şifa olmasıyla ilgili hadisler var mıdır?
- Çocukların ruh ve ahlak gelişimi için anne babaya düşen vazifeler nelerdir?
- Batı'da psikolog olan bir Müslüman nelere dikkat etmeli?
- İç huzuru nasıl yakalayabilirim?
- Geleceğe dair umudum kalmadı, ne dersiniz?
- Peygamberimiz ve sahabeler döneminde hastalıklar nasıl tedavi ediliyordu?