Maide suresi 5. Ayette geçen “kim îmanı inkâr ederse” cümlesindeki "imanı inkar etmek" ne demektir?
- Bir tefsirde Maide Suresi 5. Ayetteki “... Kim îmanı inkâr ederse, şüphesiz amelleri boşa gider.” Kısmı şöyle açıklanmış:
“... Kim îmanı inkâr ederse, şüphesiz amelleri boşa gider. O, âhirette de kaybedenlerdendir.” Bu İlahi Mesajı şu şekilde yorumluyor. "Nitekim bu âyetlerin nüzûlüyle sahâbe-i kiram efendilerimiz Rasulullah Efendimize sordular: “Ey Allah’ın Resûlü bu nasıl olur? Yani bizler bu adamların kadınlarıyla nasıl evlenebiliriz? Rabbimiz kitabında bu adamların kesin kâfirler olduklarını söylemiyor mu?” dediler de Allah’ın Resûlü cevaben şöyle buyurdu: “Îmanı inkâr edenin ameli boşa gitmiştir.” Evet, iman inkâr edilmez. Yâni sizler bu adamların bozulmuş da olsa îmanlarını inkâr edemezsiniz. Anladınız değil mi?
- Şimdi şu Ehl-i kitabın bozulmuş îmanını bile inkârdan menedilen bizler, acaba karşımızdaki mü’miniz diyenlerin îmanlarını nasıl inkâr edeceğiz?
- Nasıl tekfir edeceğiz onları?
- Nasıl diyebileceğiz onlara siz mü’min değilsiniz diye?
- Nereden alacağız bu cesareti?
- Bizim mezhebimizden değiller diye, bizim meşrebimizden değiller diye, bizim bildiklerimizi bilmiyorlar diye, bizim gibi düşünmüyorlar diye bu insanlara nasıl kâfir damgası vuracağız?
- Allah mü’minlere insaf versin, basiret versin, başka ne diyelim? Karşılarındaki kişi bar bar ben Müslümanım diye bağırıyor, kendisini bir imana izafe ediyor, kendisini kitaba ve peygambere izafe ediyor, ama birileri de buna rağmen onu tekfir etmeye, kâfir saymaya çalışıyor. Halbuki bizler birilerini kâfir ilan etmekten çok onları Müslümanlaştırmakla mükellefiz. Unutmayalım ki insanları tekfir çok kolaydır, ama onları Müslümanlaştırmak zordur. Bu, gayret ister, çaba ister. "
- Şimdi sorum şu, tefsirde ne söylenmek isteniyor, biraz daha açıklayıcı anlatır mısınız?
Değerli kardeşimiz,
Ayetin ifadesinde ve tefsir kaynaklarında -soruda geçen şekliyle- “Ehl-i kitabın imanını inkâr” diye bir hususa rastlayamadık. Ayetten böyle bir şeyi anlamanın isabetli de olmadığını düşünüyoruz.
- Beydavî’nin özetle ifade ettiği gibi, ayette “İman”dan kastedilen: “İslam şeriatının hükümleridir. İnkar ise, İslamî hükümleri inkâr etmek, onlara inanmamak" demektir. (Beydavî, ilgili ayetin tefsiri)
- Tefsir kaynaklarında Katade’den naklen belirtildiğine göre, ehl-i kitap olan kadınlarla evlenmeye ruhsat veren bu ayet nazil olunca, bazı kimseler: “bu nasıl olur?” diye tereddüt gösterdiler. Bunun üzerine “Kim imanı (Kur’an’ı) inkâr ederse bütün yaptığı işler boşa gider ve o, âhirette de ziyana uğrayanlardan olur” mealindeki ayet nazil oldu. Burada yer alan “iman”dan maksat Kur’an’dır, Kur’an’ın söz konusu ifadesidir. (bk. Razi, ilgili yer)
- Bazı alimlere göre, ayetteki “Kim imanı inkâr ederse” mealindeki ifadenin anlamı “kim Allah’a, onun birliğine ve onun indirdiklerine iman etmezse” demektir. (Taberi, ilgili ayetin tefsiri)
Böyle de olsa ayetin asıl maksadı, “ehl-i kitap olan kadınlarla evlenme”ye ruhsat veren ifadesine karşı çıkanları uyarmaktır. (Taberi, a.y)
- Bazı alimlere göre, “Kim imanı (Kur’an’ı) inkâr ederse bütün yaptığı işler boşa gider ve o, âhirette de ziyana uğrayanlardan olur” mealindeki ayetin nüzul sebebi şudur: Aynı ayetin bir önceki ifadesinde ehl-i kitaptan olan kadınlarla evlenmeye ruhsat verilmesi üzerine, bir kısım Ehl-i kitaptan olan kadınlar: “Eğer Allah bizim dinimize razı olmasaydı, biz Ehl-i kitaptan kadınlarla evlenmenize izin vermezdi.” dediler. Bunun üzerine: “Kim (Muhammed’in getirdiğine) iman etmeyi reddederse, onun yaptığı bütün işleri boşa gider…” mealindeki ayet nazil oldu. (Kurtubî, İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)
Buna göre "Kim imanı inkâr ederse” cümlesinin anlamı ve burada geçen "imanı inkar etmenin" açıklaması şöyle özetlenebilir:
a) “Allah'ı, inkâr ederse...” manasındadır. Böyle bir mecaz, güzel ve yerindedir. Çünkü Allah Teâlâ, imanın da Rabb'idir. Bir şeyin Rabbi olan, bazen mecazen o şey ile ifade edilebilir, denilmiştir.
b) "Kim Allah'tan başka ilah olmadığına şehadeti inkâr ederse" demektir. Bu anlama göre, Allah, kelime-i tevhid'i "iman" kabul etmiştir. Çünkü kelime-i tevhide iman gerekli olunca, onun ayrılmaz gereklerine iman etmek de, şeriatın emri olmuş olur. Bir şeyin isminin, o şeyin lâzımına (gereği olan şeye) verilmesi, meşhur bir mecaz şeklindedir" denilmiştir.
c) "Kim, Kur'ân'da inenleri inkâr ederse, ameli boşa gider..." demektir. Buna göre Allah, Kur'ân'ı, "imân" diye adlandırmıştır. Çünkü Kur'ân, mutlaka iman edilmesi gereken her şeyin açıklamasını ihtiva eder. (bk. Razi, ilgili ayetin tefsiri)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Namaz kılmayan, Allah'ın himayesinden uzak mı olur?
- Al-i İmran suresi 199. ayetteki gibi, Ehl-i kitabı (Yahudi ve Hristiyanları) öven başka ayet var mıdır?
- İffet sahibi olmanın tam olarak açıklaması nedir?
- Ehl-i kitap cennete girecek mi?
- Kimlerin kestiği, avladığı hayvanlar yenir?
- Ebedi cehennemlik günahlar var mı?
- Teslis inancı şirk ise Hristiyanlarla evlenmek caiz olur mu?
- İmanı olmayan ya da imanın bazı rükünlerinde problemi olan insanların sonsuz azaptan kurtulamayacakları doğru mudur?
- Maide suresi 5. ayette geçen "gizli dost" hangi anlamda kullanılmıştır?
- TEKFİR