Maide suresi 5. ayette geçen "gizli dost" hangi anlamda kullanılmıştır?

Tarih: 28.03.2013 - 00:35 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İlgili ayeti ayrıntılı olarak açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

"Bugün size iyi ve temiz nimetler helâl kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği size helâldir; sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Gayrı meşru ilişkide bulunmak veya gizli dost tutmak şeklinde değil de meşru bir nikâhla evlenmek şartıyla mümin kadınlardan iffetli olanlar ile sizden önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar -mehirlerini verdiğiniz takdirde- size helâldir. Kim inanmayı reddederse ameli kesinlikle boşa gider. O, âhirette de hüsrana uğrayanlardandır." (Maide, 5/5)

Bu ayette geçen gizli dost, metres anlamında nikâh olmadan yaşanan hayat tarzı kastedilmektedir. Cahiliye Arapları, dostluk gizli tutulursa, bunda bir sakınca görmez, şayet açığa çıkarsa ayıplarlardı. Bu durum, Maide suresi 5. ayet ile haram kılınmıştır.

Ayette, temiz ve güzel nimetlerin Müslümanlara helâl kılındığı hatırlatıldıktan sonra, Ehl-i kitabın yani ilâhî bir kitaba inanmış olan kimselerin kestiği veya avladığı hayvanların ve pişirdiği yemeklerin Müslümanlara helâl olduğu, Müslümanların yiyeceklerinin de onlara helâl kılındığı bildirilmektedir.

Ancak yemeklerine domuz eti veya şarap gibi İslâm'ın haram kıldığı herhangi bir şeyi katarlarsa bu, Müslümanlara helâl olmaz. Bu tür haram şeyler karıştırılmadığı takdirde, Müslümanlarla gayri müslimlerin bir kaptan yemek yemelerinde bir sakınca yoktur.

Müslüman olduğunu söyleyen herhangi bir kimsenin kestiği de helâldir; bu konudaki mezhep ayrılığının bir sakıncası yoktur.

"İffetli kadınlar" diye tercüme ettiğimiz muhsanât kelimesi sözlükte "kale içinde korunmuş" anlamına gelen muhsan ve muhsana kelimelerinin çoğuludur. Terim olarak "evli, iffetli ve hür kadınlar" anlamlarında kullanılmıştır. Bu kelime Kur'an'da kullanıldığı yere göre bazen bu anlamların sadece birini içerirken (meselâ Nisa sûresinin 24. âyetinde "evli", 25. âyetinde bir yerde "hür" ve bir yerde "iffetli" anlamında kullanılmıştır), bazen da ikisini veya üçünü birden içerir. Bir kısım müfessirlere göre burada "hür ve iffetli" anlamlarını kapsamaktadır. (bk. İbn Kesîr, Elmalılı, ilgili ayetin tefsiri)

Buna göre cümle, "Müminlerin hür ve iffetli kadınlarıyla evlenmeniz size helâl kılındı." şeklinde tercüme edilir. Bazı müfessirler "Burada maksat sadece hür mümin kadınlardır." derken, bazıları da âyetin ilgili kısmını "yalnızca iffetli mümin kadınlar" şeklinde yorumlamışlardır. Râzî, gerekçelerini de açıklayarak "Maksat, sadece hür mümin kadınlardır." diyen görüşü tercih etmektedir. Ona göre iffetli olmayan mümin kadınlarla evlenmek haram değildir. (Mefatih, ilgili ayetin tefsiri)

Âyetin "Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar (size helâl kılınmıştır)." mealindeki bölümü, Müslümanların Ehl-i kitap'tan hür ve iffetli kadınlarla evlenebileceklerini ifade eder. Ebu Hanîfe'ye göre Ehl-i kitabın iffetli olan câriyeleriyle de evlenmek caiz, Şafiî'ye göre ise caiz değildir.

Müslümanlarla Ehl-i kitabın yemekleri karşılıklı olarak birbirlerine helâl kılınmıştır. Evlenme konusuna gelince âlimlerin çoğunluğuna göre Müslüman erkeklerin Müslüman veya Ehl-i kitap kadınlarıyla evlenmelerine izin verildiği halde, Müslüman kadınların Ehl-i kitap erkekleriyle evlenmelerine ittifakla izin verilmemiştir. Nitekim âyet-i kerîmede Müslümanların yiyeceklerinin Ehl-i kitaba helâl olduğu açıkça bildirildiği halde, kadınlarının onlara helâl olduğuna dair herhangi bir işaret yoktur. (bk. Bakara, 2/221; Mümtehine, 60/10)

Elmalılı Hamdi, "Can ve ırz konusunda aslolan haram olmaktır." prensibinden hareketle, Müslüman kadınların Ehl-i kitap erkeklerle evlenmelerini helâl kılan herhangi bir delil bulunmadığını, aksine müşrik erkeklerle evlenmelerini haram kılan delil bulunduğunu (bk. Bakara, 2/221)  ileri sürerek böyle bir evliliğin kesinlikle haram olduğunu söyler. (Hak Dini, ilgili ayetin tefsiri)

Müslümanlar, gayri meşru ilişkilerde bulunmamak ve metres tutmamak şartıyla, mehirlerini vererek Ehl-i kitap'tan hür ve iffetli kadınlarla evlenebilirler. Yani, namuslu bir şekilde nikâhları altına alarak ne metres tutmakla açıktan ne de dost tutmak suretiyle gizlice zina etmeyerek, ücretleri olan mehirlerini kendilerine verdikleri takdirde helaldirler. Ehl-i kitap terimi Müslümanlar dışındaki kutsal kitap sahipleri ve özellikle Yahudiler ve Htristiyanlar için kullanılır. (bk. Bakara, 2/105; Âl-i İmrân, 3/64)

Kur'ân-ı Kerîm Ehl-i kitap kadınlarıyla evlenmeye izin vermiş olmakla birlikte bu iznin ayrıntıları konusunda müctehitler arasında bazı görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Âyetin son kısmının, bu izinden yararlanan kişilerin gerek kendilerinin gerekse çocuklarının dinî hayatları konusunda daha duyarlı ve dikkatli olmaları hususunda bir uyarı anlamı taşıdığı söylenebilir. (Kur’an Yolu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, ilgili ayetin tefsiri)

İlave bilgi için tıklayınız:

"Kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da (namuslu olmak ...)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun