Namazını kılmayan bir kimsenin şahitliği geçersiz mi?

Namazını kılmayan bir kimsenin şahitliği geçersiz mi?
Tarih: 19.08.2021 - 11:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bazı fıkıh kitaplarında, unutma veya baygınlık gibi bir durum olmadığı halde boş oturup namaza devam etmeyen kişinin şahitliğinin reddedildiği ifade edilmektedir.
- Buna göre, namazını kılmayan bir kimsenin şahitliği geçersiz mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam fıkhında şahitlik müessesesi geniş ve detaylı bir şekilde kitaplarda ele alınmıştır. Bu konulardan biri de şahitlerde aranan şartların neler olduğudur. Bu şartlar arasında genel itibariyle teklif, hürriyet, adalet, müruet, töhmetin bulunmaması hususları sayılır.

Namaz kılmamak büyük günahlardandır. Namaz kılmayan kişi kafir olmaz, ancak günahkar olur. Bu nedenle, büyük günah işleyen kimselere fasık mümin denir. Allah, en büyük mahkeme olan haşir meydanında, dilerse onu affeder, dilerse cezalandırır.

Ancak bu dünya mahkemelerinde hüküm olarak, sürekli mazeretsiz namazı terk eden kimsenin şahitliği kabul edilmez. (bk. Zuhayli, Fıkhu’l-İslami, 2/1084)

Mezheplerin ittifakla aradığı adalet şartı, daha çok ilgili ayetlerde şahitler için “kendilerinden razı olduğunuz” ve “adalet sahibi” nitelendirmelerinin yapılmış olmasıyla temellendirilir. (bk. Bakara 2/282; Maide 5/106; Talâk 65/2)

Yine, “Ey iman edenler! Fasık birisi size önemli bir haber getirdiğinde (o haberin doğru olup olmadığını) iyice araştırın...” (Hucurat, 49/6) mealindeki ayet-i kerimede fıskın/fasıklığın adaleti ve güvenilirliği yaralayan bir sebep olduğu açıkça ifade edilmiştir.

Ayrıca emanete hıyanet edenin ve zina fiilini işleyenin şahitliğinin kabul edilmeyeceğini bildiren hadis vb. deliller de bu konudaki değerlendirmelerin dayanakları arasında yer alır. (Ebu Davud, Akziye, 16)

Alimler fasık müminin şahitliğinin makbul olmadığı konusunda görüş birliği etmişler, fakat tövbe ettiği bilindiği takdirde onun şehadetinin kabul edileceği hususunda da ihtilaf etmemişlerdir. Bununla birlikte fasıklığı kazf (zina iftirası) suçundan önce olan kimseler bundan istisnadır. Çünkü İmam Ebu Hanife onun şahitliğinin tövbe etse bile kabul edilmeyeceğini söylemiştir. Cumhura göre ise böyle bir kimsenin de şahitliği kabul edilir. (bk. İbn Rüşd, Bidâyetu’l-müctehid, s, 346)

Büyük günahlardan kaçınma, farzları eda etme ve iyilikleri kötülüklerinden fazla olma gibi ölçülerin adalet tanımlarında etkili olduğu görülür. (Kasani, Bedai, 6/268)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun