Namaz, cahiliye döneminde biliniyor muydu?

Tarih: 21.06.2016 - 00:41 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İzlediğim bir sohbette; peygamberimiz gelmeden önce de namazın nasıl kılındığı, orucun nasıl tutulduğu bilindiğini ve Kuran’da bu yüzden yazılmadığını söyledi biri.
- Yani kısacası eğer geçmişteki düzen değişmişse Allah bunu Kuran’da söylemiş, değişmemişse söylememiştire getirdi.
- Bu ne kadar doğrudur? Açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu bilgi doğru değildir. Namaz, zekât, oruç gibi ibadetlerin, önceki ümmetlerde de var olduğu doğrudur. Bu konu sitemizde işlenmiştir.

Sitemizin ilgili yerinde de belirtildiği gibi, İlâhî dinler arasında iman esasları hususunda hiçbir fark olmadığı gibi, bilhassa temel ibadetler hususunda da fark bulunmamaktadır. Örneğin, dinin direği mesabesinde olan namaz da bütün peygamberlere ve onların ümmetlerine farz kılınmış bir ibadettir. Fark, sadece vakitlerde ve rekat sayısındadır. Bize ise, sevap bakımından elli vakte denk, beş vakit olarak farz kılındı.

Bu ifadeden de anlaşıldığı üzere, eski ümmetlerdeki namaz, oruç ve zekat gibi ibadetlerle ilgili detaylı bir bilgiye sahip değiliz.

İbadetler konusunda 15 asırlık İslam tarihi boyunca yüz binlerce kitap yazıldığı, bize kadar intikal edip geldiği ve şu anda elimizde mevcut olduğu halde, yine de biz eski ümmetlerdeki ibadetlerin detaylarını bilmezken, nasıl olur da cehaletin kol gezdiği cahiliye dönemindeki müşrik Araplar bütün bu detayları -Kur'an’da bir daha tekrar edilmesine ihtiyaç duymayacak kadar- biliyorlardı!..

- Kaldı ki, bu müşrikler -bırakın eski milletlerin ibadetlerini bilmeleri- kendi ibadetlerini bile İslam’a uygun bir şekilde yapmaktan fersah fersah uzak idiler.

“Onların Kabe yanındaki namazları da  ıslık çalmadan ve el çırpmadan başka bir şey değildi.” (Enfal, 8/35)

mealindeki ayette onların bu cehaletlerine işaret edilmiştir.

- Daha önceki ümmetlerde namazın ne rekat sayısı ile ilgili ne de kaç vakit olduğuna dair elimizde (ne ayet ne de sahih hadislerde) sağlam bir bilgi yoktur.

- Kur'an’dan sonra, namaz kadar sağlam, mütevatir bir yolla bize gelen bir ibadet yoktur. Çünkü, namaz günde beş defa bizzat Hz. Peygamber (asm) tarafından kılınmış, Dört Raşit Halife bunu tatbik etmiş, onlardan sonra gelen bütün halifelerin en başta görevi namaz kıldırmak olmuştur.

Hz. Peygamber (asm)'in,

“Benim nasıl namaz kıldığımı görüyorsanız, siz de öyle kılın.” (Buhari, Ezan 18)

 manasındaki hadisten de açıkça anlaşılıyor ki, namaz ibadeti, nesilden nesile her gün beş vakit olarak ve bildiğimiz şekliyle bize kadar intikal etmiştir.

Bu sebepledir ki, şu anda bildiğimiz ve kıldığımız namazın şeklini, vakitlerini veya rekatlarını inkâr etmek büyük bir dini risk taşımaktadır. Hadisleri inkâr etmek ise, dinin ikinci teşri kaynağını inkâr etmek demektir...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun