Mutlu, huzurlu olmak, gülüp eğlenmek yanlış mı?

Tarih: 28.10.2024 - 08:21 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Vakit israfı yapılmaması, eğlenceye az zaman ayrılması gerekiyor biliyorum. Peki genel olarak mutlu olmamalı mıyız, biraz üzgün ve biraz tedirgin mi olmalıyız mutluyken de?
- Ailemizle akşam beraber vakit geçirmek, gün içinde şakalaşarak konuşmak, yaptığımız işleri keyif alarak yapmak dünyevileşmek mi?  
- Şeytan vesvesesi mi yoksa dünyaya çok bağlı olduğumdan mı bilmiyorum ama Allah'ı düşünmek beni mutsuz etmeye başladı. Çok günahım olduğu ve tövbesini edemediğim için Allah beni cezalandıracak, bana acımayacak gibi hissediyorum…

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Müslüman dengeli yaşamalıdır. 

Elbette mutlu olmalıdır. Fakat bu mutluluğu helal dairesinde aramalıdır. 

İbadetler ile kulluk ile de mutlu olmalıdır. 

Mutluluk demek sadece pikniğe gitmek gülmek eğlenmek demek değildir. 

Asıl mutluluk kalbin huzurlu olmasıdır. 

Unutmamak gerekir ki, mutlu veya mutsuz olan ruhtur, beden değildir. Mutluluğu sadece bedensel hazlarda aramak, baştan mutsuzluğu seçmek demektir.

Yaşadıklarınız, insanın derin manevi hassasiyetlerinin bazen eksik ve yanlış bilgilerden dolayı psikolojik olarak zorlayıcı bir hâle gelebildiğini gösteriyor.

İçinde bulunduğunuz duygular, dinî kaygılar ve suçluluk hislerinin karışımıyla oluşmuş bir iç çatışmaya işaret ediyor.

Bu durumlarda, dini yaşantının psikolojik denge ile birlikte uyumlu olması çok önemli; ruh sağlığımız, manevi hayatımızı destekleyen bir faktör olmalıdır, aksi halde tam tersi bir durumda bu tür kaygılar -Allah muhafaza- ibadetlerden ve inançtan uzaklaşma gibi zorlayıcı durumlara sebep olabilir.

Bir yandan da yaşadığınız korku ve suçluluk hisleri, bazen “dini mükemmellik” arayışı veya Allah’ın rahmetinden ziyade sadece cezalandırıcı yönüne odaklanma eğilimiyle artabilir.

Dinimiz, Allah’ın hem Rahman hem de Rahim olduğunu, tövbe edenleri affedeceğini vurgular. Mesela Bakara Suresi, 160. ayette Cenab-ı Hak şöyle buyuru:

“Ancak tövbe edip hâllerini düzeltenler ve gizledikleri gerçekleri açıklayanlar başka; ben onların tövbesini kabul ederim. Çünkü ben, tövbeleri çokça kabul eden ve merhameti bol olanımdır.” (Bakara, 2/160)

Hissettiğiniz suçluluk duyguları, ancak dini yaşantıyı iyileştirmek için bir dürtü olabilir, fakat eğer bu suçluluk, yaşantınızın diğer alanlarını olumsuz etkiliyor, huzurunuzu kaçırıyor ve ibadetten soğutuyorsa, bu noktada bir denge aramak gerekir.

Siz burada sürekli “yeterince iyi olmadığınızı” düşünerek kendinize karşı oldukça sert bir tavır sergiliyorsunuz. Bu tür aşırı öz eleştiri, çoğunlukla psikolojik olarak da zorlayıcı bir hâle gelir ve kendini sürekli suçlu hissetme döngüsüne yol açabilir. Bu, zamanla yalnızca manevi değil, aynı zamanda psikolojik dengeyi de etkileyebilir.

Şu adımlar size faydalı olabilir:

1.  Allah'ın rahmeti ve affediciliği üzerine odaklanın

Günahlarınızdan ötürü suçluluk hissetmek doğaldır, ancak Allah'ın rahmetine güvenmek, suçluluk duygusunu dengelemekte yardımcı olabilir.

Her insanın hata yapabileceği gerçeğini kabul etmek ve Allah'ın affediciliğine güvenmek önemlidir.

2. Suçluluk hissini yapıcı hâle getirin

Suçluluk duygusunun, sizi motive eden ve Allah’a yakınlaştıran bir duygu olması gerekir. Eğer bu his sizi, kendinizle sürekli çatışan, kaygı içinde bir hale getiriyorsa, bu duyguya bakış açınızı değiştirmek ve dengelemek önemlidir.

3. Dini bilgilerinizi güvenilir kaynaklardan güncelleyin

Dinî hassasiyetlerimizde aşırıya kaçmanın ya da dengede tutmanın yollarını, bu konuda rehberlik sağlayabilecek güvenilir dini kaynaklardan öğrenebilirsiniz. 

İslam dini bizlere “ifrat ve tefritten kaçının” der.

4. Psikolojik destek almayı düşünün

İbadetlerinizi huzurla yapabilmeniz ve suçluluk hislerini sağlıklı bir yere çekebilmeniz için bir psikologla çalışmak faydalı olabilir. Dindar bir terapist bulmak, sizin için doğru yaklaşımı sunarak hem manevi hem de psikolojik yönünüzü dikkate alabilir.

5. Kendinize iyi davranın ve merhamet gösterin

Manevi hayatı sürdürebilmek için önce kendinize merhamet gösterip hatalarınızı kabullenmek gerekir. Allah’ın rahmetini de düşünerek, kendi iç huzurunuza odaklanın.

Bu süreçte, kendinize karşı daha nazik ve anlayışlı olmaya çalışarak hem manevi yolculuğunuzu hem de iç huzurunuzu sağlıklı bir şekilde devam ettirebilirsiniz.

Unutmayın, Allah, sizin huzur içinde yaşamanızı, ibadetlerinizi şevkle yapmanızı ister.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 55
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun