Günahkarın yaşaması gerekeni neden ben yaşıyorum?

Tarih: 17.05.2024 - 07:55 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bence onların yaşaması gerektiği hayatı ben yaşıyorum neden?
- Benim sorum şu: ben elimden geldiğince İslami yaşantıya uyarak yaşamaya çalışıyorum ama çevremdeki insanların yapmadığı haram günah yanlış yok onlar çok mutlu enerjik hayat sevinçleri gayet yerinde işleri yolunda ben bunlara dikkat etmeme rağmen tam tersi bir hayat yaşıyorum…
- Aartık ben mi yanlış düşünüyorum diye düşüncelere girdim beni aydınlatın lütfen bence onların yaşaması gerektiği hayatı ben yaşıyorum neden?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle insanların dış görüntüsü, çevreye karşı verdikleri mutlu ve neşeli hâller sizi yanıltmasın. Çünkü birçok kişi, içindeki sıkıntıları dışarıya yansıtmamak için olduğundan daha mutlu ve keyifli görünmeye çalışır. Zira mutlu ve huzurlu insan bunu bağırarak duyurma çabası içine girmez. Bundan dolayı onlara bakıp üzülme.

Bunun yanında insanın dünyaya geliş gayesi, keyif sürüp eğlenmek değil. Ayrıca Allah’ın emirlerini yerine getirip, günahlardan sakınmanın da neticesi dünya hayatında hep mutlu olmak değildir. İslamiyet'te ve hiçbir din de insanlara bunu vaat etmiyor.

Günahlardan sakınmanın karşılığında keyifli ve mutlu olmayı beklemek, ibadetin ruhuna aykırıdır. Bundan dolayı, ibadetlerimizin karşılığında eğlence düşkünü insanların yaşadığı zahiri mutluluğu değil, ebedi hayatta alacağımız mükâfatı ve mutluluğu düşünmek gerekir.  

Bunun yanında dünyada hiçbir insanın ruh hâli sabit bir çizgi şeklinde aynı gitmez. Bir dönem mutsuz ise başka bir dönem mutlu olur. Bazen sorunlarla boğuşur, ruhu sıkılır, bazen de kelebekler gibi hafifiler ve içi huzur dolar. Bu durumdan hiçbir insan muaf değildir. Dünyanın en zengini de olsa veya en günahkârı da hatta en dindarı da olsa mutlaka hayatında mutluluğu, huzuru, sıkıntıyı, zahmeti, soğuğu, sıcağı, acıyı, tatlıyı tadacaktır.

Dolayısıyla elbette sizin de hayatınızda daha huzurlu günler gelecektir.

Bunun dışından elbette Allah’a inandığı hâlde günah işleyen insan, imanının derecesine göre günahından dolayı üzüntü duymalı ve huzursuz olmalıdır.

Ancak günahkâr olsun veya olmasın Allah’a ve ahiret gününe, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine, kâinatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inanan her insan, inancı olmayan birisine göre daha huzurludur. Çünkü ebedi bir hayatı olacağını biliyor, dünyada başına geleceklerden korkmuyor, yaşanan sıkıntılara çok fazla önem vermiyor, Allah’ın yarattığı güzelliklere bakıp içi sevinçle doluyor.

Kişinin günah işlemesi, Allah’ın varlığından duyduğu huzura engel değil. Bundan dolayı günahkârlar da huzurlu ve mutlu olabilireler. 

Yine de günah işleyip de hâlâ mutlu olan insanların hâli sizi yanıltmasın ve onlara bakıp imrenmeyin. Onların mutluluğu günahtan değildir. Çünkü günahlar ve haramlar insanı kısa bir süre eğlendirebilir, haz verebilir. Ama içki, kumar, zinan, haram sevmek vb. gibi tüm günahlar; uzun vadede, kişiye verdiği haz ve eğlenceden çok daha fazla elem, sıkıntı ve huzursuzluk vermektedir. Bundan dolayı insan, ancak helal dairedeki keyfe kanaat ederse huzurlu olabilir.

Eğer bir kişi günah işlediği hâlde mutlu ise, onunun mutluluğu günahtan değil, hayata ve olaylara bakış açısının daha pozitif olmasından, daha olumlu olmasındandır. Çünkü güzel gören güzel düşünür ve güzel düşünen de hayatında huzurlu olur.

Mesela onlar, muhtemelen kendilerini başkaları ile karşılaştırıp morallerini bozmak yerine, ellerinde olan nimetlerin kıymetini düşünüp huzurlu olmaktadırlar.

Siz de onlarla kendinizi karşılaştırmak yerine, Allah’ın size verdiği nimetleri düşünüp şükrederseniz çok daha huzurlu olursunuz. Çünkü insan ancak, kendine verilenlere bakarsa veya kendinden aşağıdakilere bakarsa şükreder. Muhtemelen dışarıda huzurlu görülen birçok insan da şikâyet yerine sahip olduklarına bakıp mutlu olan kişiler olabilir.

Dünyada mutlu gözüken insanlardan çok daha fazla mutsuz ve huzursuz insan vardır. Ama muhtemelen algıda seçicilikten dolayı, sizin dikkatinizi daha çok mutlu insanlar çekmektedir. Yoksa hastanelere, cezaevlerine, savaş ve felaket yaşayan yerlere, aşırı fakir ve sefil insanlara, ailesi parçalanmış, boşanmış, terk edilmiş kişilere, sakatlanmış, eve mahkum olmuş, yürümeye, konuşmaya, kendi ihtiyacını karşılayamayacak dereceye gelmiş insanlara baksanız, günahkâr olup da huzursuz olan ve acı çeken ne kadar çok insanın olduğunu göreceksiniz.

Günahkârlar sizden daha mutlu yaşamıyor, olaylara ve dünyaya daha olumlu bakan bir kısım günahkâr, hayatının bir döneminde mutlu olabiliyor, demek daha doğrudur...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun