Hz. İsa'nın bebekken konuşmasını açıklar mısınız?

Tarih: 04.12.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Meryem suresi 30. ayette Hz. İsa (as)'ın bebekken konuşup kendisine peygamberlik verildiğini söylemesini açıklar mısınız? Hz. İsa (as)'a peygamberlik bebekken mi geldi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. İsa (as)'ya verilen kitaptan maksat İncil'dir. Ayetin "O, bana kitabı verdi ve beni peygamber yaptı." anlamına gelen kısmı için, İsâ (as)'ın bu sözü söylediği sıra­da peygamber kılındığı ve kendisine kitap verildiği yorumunu yapanlar varsa da bu yorum zayıf bulunmuştur. Bu sözden, daha bebek iken yaptığı konuşmada Al­lah'ın ezelde kendisi için peygamberliği ve kitap verilmesini takdir ettiğini açıkla­masının istendiği anlaşılmaktadır. (Şevkânî, III, 374; Diyanet  İşleri Başkanlığı Yay., Kur’an Yolu, III, 511.)

İlgili ayetlerin meali şöyledir:

"(İsâ dile gelip): Ben, hakikat, Allah'ın kuluyum! O, bana, Kitap verdi. Beni, peygamber yaptı. Beni, her nerede bulunursam, mübarek kıldı. Bana, ben, hayatta oldukça, namazı, zekâtı emretti. Beni, anneme hürmetkâr kıldı. Beni, bir zorba, bir bedbaht yapmadı. Dünyaya getirildiğim gün de öleceğim gün de diri olarak kaldırılacağım gün de Selâm (ve selâmet) benim üzerimdedir.' dedi." (Meryem, 19/22-33.)

Bundan sonra, İsa Aleyhisselâm, yaşıtları gibi, konuşma zamanı gelinceye ka­dar, bir daha konuşmamıştır. (İbn Ebî Şeybe, Musannef l3/196; Sâlebî, Arais s.386; İbn Esîr-Kâmil 1/311.)

Fakat Hz. Meryem:

"Ben, tenhada bulunduğum zaman, o bana karnımdan söyler ve benimle ko­nuşurdu. İnsanlar içinde bulunduğum zamanda ise, karnımda tesbih ederdi." demiştir.(İbn Ebî Şeybe, Musannef c.13,s.196, C.11.S.544; İbn Esîr, Kâmil c.1,s.310; Ebülfida, Elbidaye vennihaye c.2,s.65.)

İsrailoğulları, Hz. Meryem'in, zina ettiğini sanarak kendisini, taşlayıp öldür­mek için, ellerine taş almışlardı! (Taberi-Tarih c.2, s. 22, İbn. Esîr-Kâmil c.1, s. 311.)

İsâ Aleyhisselâm, konuşunca, Hz.Meryem'i serbest bıraktılar. (Sâlebî, Arais s.386; İbn Esîr, Kâmil c.1, s.311.)

İsrailoğullarının küfre düşmelerinin sebeplerinden birisi de (bk. Nisa, 4/156.), namusunu, bir kale gibi koruyan (bk. Enbiyâ, 21/91; Tahrîm, 66/12.) Hz. Meryem'e, zina isnad ve iftira etmeleri idi. (bk. Meryem, 19/27-28)

İsâ Aleyhisselâma Vahy Gelişi ve İncil'in Nazil Oluşu:

Otuz yaşında iken, İsa Aleyhisselâma Vahy geldi, İncil, nazil oldu.(Ebülferec İbn Cevzî, Tabsıra c.1, s. 355.)

Yüce Allah, ona:

Halkı, Allah'a iman ve ibadete davet etmeğe başlamasını, hastaları, kötürümleri, anadan doğma körleri, delileri, alacalıları ve diğer her türlü hastalığa tutulmuş olanları, iyileştirmesini, emretti.

İsâ Aleyhisselâm da kendisine emrolunanı, yaptı.

Halk, onu, sevdi. Ona, meyil etti ve alıştı. Kendisine uyanlar, çoğaldı. Anısı, yükseldi, ünlendi.(Sâlebî, Arais s.390; İbn Esîr, Kâmil c.1, s.314.)

Bazen, hastalardan, kötürümlerden binlercesi gelip, İsâ Aleyhisselâmın kapısında toplanırdı.(Taberî, Tarih c.2, s. 21; Sâlebî, Arais s. 390.)

Hastalardan, İsâ Aleyhisselâmın yanına, yürüyerek gelmeğe gücü yetenler, yürüyerek gelir, onlardan, gelecek güçte olmayanların yanında ise, kendisi yü­rüyerek gider, onları, ancak, Allah'a iman şartiyle, dua edip iyileştirirdi.(Taberî,Tarih c.2, s. 21; Sâlebî, Arais s. 390.)

İsâ Aleyhisselâm:

"Siz; Allah'ın Kelimesi ve Rûhu(ndan) olan; kötürümü, alaca hastalıklısını... iyileştiren ve ölüleri dirilten, benden başka bir kimse bulunduğunu, biliyor musu­nuz?" diye sorar, onlar da:

"Hayır!" derlerdi. (Hâkim, Müstedrek c.2, s.549.)

İsâ Aleyhisselâm, semâya kaldırıldığı zaman, otuz üç yaşında idi. (Yâkubî, Tarih c.1, s. 79; Sâlebî, Arais s. 403; Ebülferec ibn Cevzî, Tabsıra c.1, s.356; Ebülfida, Elbidaye vennihaye c.2, s.95.)

Kur'ân-ı Kerim'in Bu Husustaki Açıklaması:

"Bir de, onların (İsa'yı) inkâr ile kâfir olmaları, Meryem'in aleyhinde büyük iftira atıp söylemeleri, 'Biz, Allah'ın Peygamberi Meryem oğlu Mesih İsa'yı, öldürdük!' demeleri sebe­biyledir ki, kendilerini, rahmetimizden kovduk. Halbuki onlar, onu öldürmediler, onu asmadılar da. Fakat (öldürülen ve asılan adam), kendilerine (İsâ) gibi gösterildi. (Zâten ve) hakikatan (İsâ ve onun katli) hakkında, kendileri de ihtilâfa düşüp kat'î bir şek ve şüphe içindedirler. Onların, buna (onun katline) âid hiçbir bilgileri yoktur. Ancak (kupkuru) zanna uymaktadırlar. Onu, yakînen öldürmemişlerdir. Bilakis, Allah, onu, yükseltip kendisine kaldırmıştır. Allah, mutlak Galib'dir, yegâne hüküm ve Hikmet sahibidir." (Nisa, 4/156-158.)

(M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/334)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun