Melekler Hz. Âdem dışında başka kime secde ettiler?

Tarih: 04.05.2023 - 07:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Melekler Hz. Adem dışında başka bir kimseye secde etmiş midir?
- Mesela Melekler Hz. Muhammed'e de secde etmiş mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Meleklerin Hz. Âdem’den başka kimseye secde ettiklerine dair kaynaklarda bir bilgiye rastlayamadık. Zaten Hz. Âdem’e yapılan secde de gerçek secde değil, bir saygının ifadesidir. Bir de hayırlı işlerde meleklerin Hz. Âdem ve nesline yardımcı olacakları, ilham edeceklerinin bir simgesidir.

Buna göre Allah Hz. Âdem’i meleklerden daha üstün ve onların saygısına layık bir mertebede yaratmıştır. Bu meziyet yalnız Hz. Âdem babamıza münhasır olmayıp aynı zamanda bütün insanlığa şamil bir şereftir. Kuran’da başka vesilelerle de insanoğlunun bu meziyetine işaret edilmiştir (bk. İsra 17/70; Tîn 95/4)

İlgili ayetlerden birinin meali şöyledir:

Meleklere, “Âdem’e secde edin” dediğimizde İblis dışındakiler derhal secde ettiler; o direndi, büyüklendi ve kâfirlerden oldu. (Bakara, 2/34)

Bu secde bir ilahi emirdir; Âdemoğlunun melekler ve cinler üzerindeki üstünlüğünün ilanı yanında melekler için de bir ibadet teklifidir. Allah nasıl emretmişse, onlar da o şekilde secde etmekle mükelleftirler.

Hz. Âdem (as)’e secde, bir ilahi emrin yerine getirilmesi cihetiyle, gerçekte, Allah’a yapılmıştır.

Biz de namaz kılarken kıbleye döneriz. Eğer Kâbe’nin yanında isek, yüzümüzü ona çevirerek ibadetimizi öylece yapar, secdeye kapanırız. Bu secdemiz görünüşte Kâbe’ye, hakikatte ise Allah’adır.

Meleklerin Hz. Âdem’e bu ilminden dolayı secde etmeleri, insan nevinin melek nevinden bu konuda daha ileri olduğunun ilan edilmesi demektir.

Hz. Âdem'in şahsına talim-i esma unvanıyla, yani eşyanın isimlerinin öğretilmesiyle Ademoğullarına ilham olunan bütün ilimlerin ve fenlerin talimini ifade eder. Ve Hz. Âdem'e, melaikenin secde etmesi ve şeytanın etmemesi hadisesiyle insan nevine semekten meleğe kadar ekser mevcudat itaat hâlinde olduğu gibi, yılandan şeytana kadar zararlı mahlukatın dahi ona itaat etmeyip düşmanlık ettiğini ifade ediyor.

Meleklerin Hz. Âdem’e secde etmeleri hadisesinden iki ayrı dersi birlikte alıyoruz: Birisi, Allah’ın emrine itaat dersi, diğeri ise insanın mahiyetinin meleklerden daha üstün olduğu.

Aynı şekilde, şeytanın Hz. Âdem’e secde etmemesinde de iki ayrı kötülük birlikte sergilenir: Birisi ilahi emirlere isyan, diğeri ise kibirlenme.

Bu hadiseyi Kuran’dan öğrenen bir mümin, o ilahi fermanın hükümlerine uydukça meleklerle arkadaş olduğunu düşünmeli ve şükretmelidir. Günah işleyen bir mümin de şeytanın yoluna girdiğini düşünmeli ve büyük bir uçuruma yaklaştığını fark ederek derhâl tövbe etmeli ve istikamet yoluna girmelidir. 

Öte yandan, her isyanın altında, ilahi emre başkaldırmak gibi bir kibir hâlinin olduğunu da ayrıca düşünüp, kötülüklerden uzak durma konusunda hassasiyet göstermelidir.

 “ ... Muhakkak ki, namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. ...” (Ankebût,  29/45) mealindeki ayet-i kerimede sözü edilen kötülüklerden birisi de kibirdir. Ve namaz, iblisi secde etmekten alıkoyan, bu kötülüğün de en büyük ilacıdır. Zira, namazın her rüknü bir yönüyle itaat dersi verirken, diğer yönüyle de tevazu talimi yaptırır. Şöyle ki;

Kıbleye dönmek ilahi emre uymanın ilk işaretidir.

Selam vermek, kibri kıran önemli bir ilaçtır.

Bunu el bağlama takip eder.

Daha sonra, rükû ile kibir iki büklüm olur, secde ile de yere serilir ve mahvolur.

İşte itaatin en büyük alameti ve kibrin en zıt noktası bu secdedir ve meleklerin Hz. Âdem’e secde etmeleri, Allah’ın emrine en ileri derecede itaat etmeyi temsil eder.

Öte yandan, şeytanın Hz. Âdem’e secde etmemesi de insana manen zarar veren bütün hadiseleri ve ona düşmanlık besleyen bütün şer odaklarını, Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, “o nev'in istidadatını bozan ve yanlış yollara sevkeden” her şeyi ve herkesi temsil ediyor.

Nitekim bir ayet-i kerimede içkinin, kumarın,.., birer şeytan ameli olduğu ifade edilerek, insana madden ve manen zarar veren her şeyin şeytanı memnun edeceğine işaret edilir.

“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 5/90)                                                   

Bizler de bu hadiseden ve bu ayet-i kerimeden ders alarak, insanlara zarar vermekten titizlikle uzak durmalıyız.

İnsanlığa düşman olmanın temelinde şeytanın Hz. Âdem’e karşı çıkması yatar. Hele bu karşı olmak, kibir ve enaniyete dayanıyorsa, tamamen şeytanca bir davranış olur.

Demek ki, bu ayet aynı zamanda, bu hadisenin benzerleriyle her zaman karşılaşacağımızı ve böyle durumlarda kibir yoluna girmekten ve  isyan yolunu tutmaktan hassasiyetle kaçınmamız gerektiğini ders veriyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun