Melekler, cinlerin insanlara saldırmasına engel olurlar mı?

Tarih: 24.03.2013 - 10:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İlim meclisi gibi bazı mekanlara meleklerin rağbet etmesiyle beraber, şu anda bulunduğumuz mekanlar tamamen cin ya da melekle dolu mudur?

- Resim bulunan yere meleklerin girmeyeceği hadisine binaen, resimli mekanlardan meleklerin uzaklaşıp cinlerin yerlerini doldurduğu gibi bir çıkarıma varabilir miyiz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Meleklerin insanları koruduğuna dair ayet vardır:

“O insanın önünde ve ardında devamlı sûretle nöbetleşerek görevlendirilen melekler vardır. Bunlar, Allah’ın emrinden ötürü, onu koruyup kollarlar.” (Rad, 13/11)

- Ayette “koruyucu melekler” olarak tercüme edilebilen “muakkıbat” kelimesi, izleyenler, takip edenler anlamına gelir. Tefsircilerin beyan ettiklerine göre, ayette geçen “korurlar” manasına gelen “yahfezun” fiilinin işaret ettiği “hıfz / muhafaza” kavramı iki anlama gelir:

Birincisi: insanların yaptığı işleri denetlemek, kontrol etmektir. Bu mana, “Üzerinizde hafîz / denetleyiciler vardır.” (İnfitar, 82/10) mealindeki ayetin manasıyla örtüşmektedir

İkincisi: İnsanları tehlikelerden korumak, kollamaktır. Bu koruyup kollama işi, Allah’ın kullarına yaptığı büyük bir lütuftur. Yoksa insanın, bir mikroptan bir depreme kadar, semavî ve arzî musibet ve tehlikeler gibi çepeçevre kendisini saran kötülüklerden korunması asla mümkün olmayacaktı. Bu yorum da, “Allah kullarına büyük lütuf sahibidir.” (Şura, 42/19) mealindeki ayetle örtüşmektedir. (krş. Taberî; Razî, İbn Kesir;  İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)

İbn Kesir’in bildirdiğine göre, her insanın dört koruyucu meleği vardır. Bunlar yimi dört saatte bir nöbet değiştirirler. Bunlardan iki tanesi, insanların sağında ve solunda olup amellerini yazarlar. Diğer ikisi ise, insanların önünden ve arkasından kendisini izleyen ve -Allah’ın izin verdiği yerlerde- onu değişik musibetlerden koruyan meleklerdir. (İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)

- Bu açıklamaların ışığında, özet olarak diyebiliriz ki;

Kâfir olsun, mümin olsun, fasık olsun, salih olsun, her insanı takip edip izleyen muhafız melekler vardır.

Bunlardan bazıları, insanın amellerini / söylediklerini, işlediklerini kontrol edip yazarlar. Diğer bir kısmı ise, onları -cinler dahil- her türlü kötülükten korurlar. Yani; Allah’ın kader kanunuyla programladığı ve kaza kanunuyla kâinat çapında uygulamaya koyduğu genel icraatlardan olumsuz etkilenmemeleri için, ata kanunuyla insanları koruma altına almış ve onlara koruyucu melekler tayin etmiştir.

Şayet bu özel koruma işi olmasaydı, insanın cinnî, insî şeytanların şerrinden, semavî, arzî musibetlerden, insanın iç bünyesinde ve dış dünyasında kümeleşmiş milyarlarca mikroplardan, virüslerden, parazitlerden sakınması hiç mümkün olur muydu?

Bu koruyucu melekler görevlerinin gereği olarak her zaman her yerde her insanı takip etmekte ve onları gözetlemektedir. Onun için suretlerin bulunduğu meclislerin içerisine girmezlerse bile yine bu koruyuculuğu yaparlar. Çünkü melekler nurdandır, onlara bir şey engel olmaz. Burada elektrik ve elektronik cihazları düşünebiliriz.

Demek ki, insanın üzerine üşüşen bela ve musibetler, insanı çepeçevre kuşatan melekler tarafından çok defa geri çevrilmekte ve insan böylece öldürücü bin bir hadise altında ezilip gitmekten korunabilmektedir. Yoksa her belayı her musübeti her sıkıntıyı engellerler anlamında değildir.

Elbette meleklerin bu muhafazası, Allah’ın iradesine bağlıdır. Zaten her meselede İlahi murad, İlahi dileme ve meşiet esastır. "Allah'ın olmasını dilediği şey olur; olmamasını dilediği şey de olmaz." Hakikati de bize bunu anlatmaktadır.

Özetle, birçok belalar ve musibetler meleklerce uzaklaştırılır; fakat meşiet-i İlahi o şekilde tecelli etmişse..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun