Lakap takmak günah ise, neden Ebu Leheb ayeti var?

Lakap takmak günah ise, neden Ebu Leheb ayeti var?
Tarih: 17.06.2017 - 00:06 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İslamiyette lakap takmanı yeri nedir?
- Hucurat 11'de insanlara birbirlerine lakap takmamaları emrediliyor ama neden Tanrı Aabduluzza bin Abdulmutalip'e Tebbet suresinde Ebu Leheb yani Ateşin Babası demiştir?
- Veya neden Amr bin Hişam'a Ebu cehil denilmektedir?
- Eğer yasak olan kötü lakap takmak ise, bu lakaplar da kötü değil mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tövbe etmezse işte onlar zalimlerdir.” (Hucurat, 49/11)

Bu ayette zikredilen “lakaplar” konusunda değişik yorumlar yapılmıştır. Bunları şöyle sırlamak mümkündür:

a) Kişi iman ettiği halde kendisini eski zihniyetini hatırlatacak lakap takmak. Mesela, Müslüman olmuş bir Yahudiye “Ey Yahudi!” demek gibi.

b) Eski günahlarından tövbe ettiği halde, kişiyi o kötü halini hatırlatacak şekilde lakap takmak: Mesela, Otuz yıl önce içkiyi bırakıp tövbe eden bir kimseye “Ayyaş!” diye lakap takmak gibi.

c) İnsanların birbirine “kâfir, Münafık” şeklinde hitap etmeleri gibi. (İbnu’l-Cevzi/Zadu’l-Mesir; el-Meraği, ilgili ayetin tefsiri) 

Soruda örnek verilen lakapların sahipleri, Allah’ın lanetine uğramış kâfirlerdir.

Bu ayette ise, özellikle müminlerin birbirlerini böyle kötü lakaplandırmalarının doğru olmadığına işaret edilmiştir.

Ayetin başında yer alan “Ey İman edenler.” mealindeki ifadeden bunu anlamak mümkündür.

Keza, ayetin “İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir!” mealindeki ifadesi de buna delalet etmektedir.

Bununla beraber, herhangi bir kimsenin kalbini kıracak şekilde ona bir lakap takmak İslam nazarında doğru değildir. Çünkü kalbi kırmak da günahtır.

- Burada Bediüzzaman Hazretlerinin şu vurguları da önemlidir:

“S- Bir kısım Jön Türk der: "Demeyiniz Hristiyanlara hey kâfir. Zira ehl-i kitabdırlar." Neden kâfir olana kâfir demiyeceğiz? 

C- Kör adama, hey kör demediğiniz gibi... Çünki eziyettir. Eziyetten nehiy var: مَنْ اٰذٰى ذِمِّيًّا ilh....

Saniyen: Kâfirin iki manası vardır:

Birisi ve en mütebadiri, dinsiz ve münkir-i Sani' demektir. Şu mana ile, ehl-i kitaba ıtlak etmeğe hakkımız yoktur.

İkincisi: Peygamberimizi ve İslâmiyeti münkir demektir. Şu mana ile onlara ıtlak etmek hakkımızdır. Onlar dahi razıdırlar. Lâkin örfen evvelki mananın tebadüründen, bir kelime-i tahkir ve eziyet olmuştur.” (Münazarat, s. 33 - 34)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun