Kuran’da su döngüsünde var olan buharlaşmadan neden bahsedilmiyor?

Tarih: 26.04.2018 - 08:51 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Yağmur hakkında Kuran her zaman için ya Allah tarafından ya da gökten geldiğini bildirmektedir. Ancak en önemli adım olan suyun havada buharlaşması aşaması bariz biçimde Kur’an da bahsedilmemiştir.
(EK SORU)
- Kur’an’ın suyun gökten geliyor olmasını yüzeysel olarak söylemesi sizce yeterli midir?
- Herhangi bir detay verilmemesinin sebebi nedir?
- Birçok konuda bilimsel mucizelerden bahsediliyorken buharlaşma aşamasından bahsedilmeme sebebi nedir?
- Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O´dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız. 43:11.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bilindiği üzere, belagatten sonra Kur'an’ın en parlak mucizevi yönü üslubundaki “îcaz”dır. Yani, az sözle çok manaların ifade edilmesidir.

Yağmurun yağmasının çeşitli safhalarını özetle anlatan Kur'an’da her arzu ettiğimiz detayların açıkça bulunmasını beklememeliyiz.

- Çünkü, Kur'an’ın bu gibi kevni ayetlerden bahsetmesi, fen bilimlerinin yaptığı gibi, o harika ayetlerin / mucizelerin / ontolojik olayların mahiyetini ders vermek için değildir. Bilakis bunların Allah’ın varlığına ve birliğine ve diğer ezeli sıfatlarına delalet etmesi içindir.

Bilinen bir kaide vardır: “Delil müddeadan daha açık olmak zorundadır.” Eğer bir iddiayı ispat etmek üzere kullanılan bir delil, söz konusu iddiadan daha kapalı ise, bu hikmet sınırını taşan, maksadını aşan ve muhatabın idrak seviyesini ve anlayışını gözetmeyen, hatalı bir tarz olur.

Kur'an-ı Hakim, indiği dönemdeki muhataplarının bilgi ve görgü seviyesini gözettiği için, mecaz ifadeler gibi îcaz üslubunu da oldukça fazla kullanmıştır. Halkın zihnini bulandırmadan ilim adamlarına da bir hisse verecek şekilde ifadelere yer verilmiştir.

Meallerini vereceğimiz aşağıdaki ayetler ve benzerlerinde ilim adamları için bazı köşe taşları türünden ifadeler yar almaktadır:

“Görmedin mi: Allah bulutları azar azar sevk eder; sonra onları birleştirir ve üst üste yığar. Derken, onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah gökten öyle dağlar indirir ki, bazen onda dolu da bulunur; onu Allah dilediği kimsenin başına indirir, dilediğinden de uzak tutar. Onun şimşeğinin parıltısı ise gözü alacak gibidir.” (Nur, 24/43)

“Rüzgârı rahmetinin önünde müjdeci gönderen de yine Odur. Böylece, biz gökten tertemiz bir su indirdik.” (Furkan, 25/48-49)

Bediüzzaman Hazretlerinin şu sözlerinde bu gerçeğin altı çizilmiştir:

"Soru: (Neden) Ulvî ve süflî ecramın mahiyetleri, şekilleri, hareketleri hakkında fennin verdiği beyanat gibi beyan lâzım iken, mübhem bırakılmıştır?”

"Cevap: (Çünkü) Bu gibi meselelerde ibham daha mühimdir. Ve icmal daha cemil ve güzeldir. Çünki Kur'an, istitradî ve tebaî olarak Cenab-ı Hakk'ın zâtına, sıfâtına istidlal için kâinattan bahsediyor.”

“İstidlalin birinci şartı, delilin neticeden daha zahir ve malûm olması lâzımdır. Eğer fencilerin iştihası gibi 'Şemsin sükûnuna, arzın hareketine bakmakla Allah'ın azametini anlayınız.' demiş olsaydı, delil müddeadan daha hafî olurdu. Ve insanların ekserisi, ekser zamanlarda fehmedemediklerinden inkâra zehab ederlerdi. Halbuki, irşad ve hidayet zamanlarında cumhurun derece-i fehimleri nazara alınarak ona göre söz söylemek îcabeder.”

“Maahaza ekseriyete yapılan müraattan, ekalliyette kalanın mahrumiyeti neş'et etmez. Çünki onlar da istifade ediyorlar. Amma mesele makuse olursa, ekseriyet mahrum kalır, istifade edemez. Çünki fehimleri kasırdır.” (bk. Mesnevi-i Nuriye, On Dördüncü Reşha, s. 232)

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an, neden hiç kar yağışından bahsetmemiştir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun