Kur'an hakkında münakaşa küfürdür, hadisi ne demektir?

Tarih: 26.02.2017 - 01:05 | Güncelleme:

Soru Detayı

- "Kuran hakkında münakaşa etek küfürdür" hadisinde münakaşa denir kasıt nedir ?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadis şöyledir:

"Kur'an-ı Kerim hakkında (şahsi kanaate dayanarak) münakaşa etmek küfürdür." (bk. (Müsned, II, 258; Ebu Davud, Sünnet, 5) 

İslam alimleri bu hadisin açıklanmasında farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.

Bazılarına göre metinde geçen "el-Mirâü" kelimesi "... Bu (Kur'an)dan hiç kuşkun olmasın..." (Hûd, 11/17) ayet-i kerimesinde olduğu gibi, şüphe, kuşku manasında kullanılmıştır. Bu ihtimale göre hadisin manası şöyle otur:

"Kur'an-ı Kerim'den şüphe etmek küfürdür."

Bu "el-Mirâü" kelimesi münakaşa, tartışma anlamına da gelir. Bu ihtimale göre ha­disin manası şöyle olur:

"Kur'an-ı Kerim hakkında münakaşaya girmek küfürdür."

Söz konusu kelimenin münakaşa anlamıyla kullanıldığı kabul edilirse, burada yasaklanan münakaşanın nasıl olduğu hususu da ihtilaf konusu olmuştur.

Bazılarına göre hadis-i şerifte yasaklanan münakaşadan maksat Kur'an-ı Kerim'in kıraat şekilleri üzerinde keyfi olarak bilgisizce girişilip de Hz. Peygamber (asm)'den gelen rivayet şekillerini inkâra varan mü­nakaşalardır. Oysa, Hz. Peygamberin haber verdiğine göre Kurarı-ı Ke­rim yedi kıraat şekli üzerine inmiştir. Hepsi de haktır. Safi ve kâfidir. Bunlardan birini inkar etmek küfürdür.

Bazılarına göre de hadis-i şerifte yasaklanan münakaşadan maksat, ke­lam ulemasının üzerinde durduğu kaza ve kader gibi mahiyeti bir sır ol­maktan çıkmayan konuları ihtiva eden ayetler üzerinde yapılan münaka­şalardır. Helal, haram, emir, nehy gibi hususları ihtiva eden ayetler üze­rinde yapılan münakaşalar değildir. Çünkü sahabe-i kiram bu gibi mevzu­lara dalmışlar ve bu araştırmaları neticesinde aralarında çıkan 'fikir ayrı­lıklarını da Kuran-ı Kerim ve sünnetin ışığında çözmeye çalışmışlardır.

Nitekim Allahü Teâlâ Hazretleri de: "... Eğer herhangi bîr şeyde an­laşmazlığa düşerseniz onu Allah'a ve rasülüne götürünüz..." (Nisa, 4/59) buyu­rarak, bu mevzuda çıkan ihtilafları Kur'an-ı Kerim ve sünnetin rehberli­ğinde çözmeyi emir buyurmuştur. (bk. Hattâbî, Meâlimü's-Sünen, ilgili hadisin şerhi)

Fakat Kur'an-ı Kerim'in ve sünnetin rehberliğine ihtiyaç duyulmaksızın yapılan Kuran-ı Kerim hakkındaki münakaşalar, her zaman İslamın bir rüknünü küfre götürebileceği için yasaklanmıştır.

Nitekim diğer bir hadis-i şerifte de "Kur'ân-ı Kerim hakkında ken­di şahsi görüşü ile konuşan kimse bu cehennemden yerini hazırla­sın.” (Müsned, 1/269) buyurulmuştur.

Bir gün Hz. Ebu Bekir'e Abese suresinin 31. ayetinin manası soruldu­ğunda "Allah'ın Kitabına dair bir şeyi kendi fikrime göre tefsir edersem veya bilmediğim halde konuşursam hangi yer beni üzerinde taşır ve han­gi sema beni gölgelendirir." demiştir. (Taberi, İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)

Rasûlullah (asm) Efendimizin bu konudaki bir uyarısı da şöyledir:

"Kalpleriniz, Kur'an-ı Kerim'le kaynaştığı sürece onu oku­yunuz. Fakat onun hakkında ihtilafa düştüğünüz zaman kalkıp dağılınız." (Buhari, Fedâil-ül-Kıır'an 37; Müslim, İlim 3, 4)

Başka bir hadisinde ise, "Hiçbir kavim, hidayete erdikten sonra (batılı hak ve hakkı batıl göstermek üzere) münakaşaya girerek sapıklığa düşmemiştir." buyurmuş, sonra da (Zuhruf suresinin) "Bunu sadece tartışma için ortaya attılar. Doğrusu on­lar kavgacı bir toplumdur." (mealindeki 58.) ayeti okumuştur. (Tirmîzi, Tefsir Sure 43; İbn Mâce, Mukaddime 7)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun