Klonlama nedir? Eğer tasarım bebekler gerçek olursa İslam'ı nasıl etkiler?

Tarih: 14.02.2019 - 20:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

Soru: İnsanların genleri değiştirilmesi ve klonlama vs. gibi konular hakkında birkaç soru.
Son zamanlarda CRISPR CAS9 adında yeni bir gen değiştirme teknolojisi çıktı. Aslında önceden meyveler gibi şeylerin genlerini değiştirebiliyorlardı fakat bu teknoloji çok ucuz aynı zamanda her organizmayı düzenleyebildiğine ve nesilden nesile aktarıldığına dair açıklamalarda var. Kedilerde de deniz anasının fosfor genini galiba alıp kediye aktardıklarında ışıksız ortamda parlıyorlarmış. Çıktıktan sonra 2018 yılında Çin'deki bir bilim adamı Lulu ve Nana adlı ikiz çocukların DNA'sındaki bir şeyi değiştirip artık onların HIV virüsünden bağışık olduğunu iddia ediyordu. İnsanların bunun etik açıdan hazır olduğunu söylüyordu ama çoğu kişi bu duruma olumsuz baktı, ben de. Şimdi bu konu ve klonlama hakkında birkaç şey sormak istiyorum:
- Eğer tasarım bebekler gerçek olursa İslam'ı nasıl etkiler?
- Eğer bu genlerin hepsi çözülebilirse İnsanları bile istedikleri gibi değiştirebilirler mi?
- Bu konu hakkında hadisler veya ayetler var mıdır?
- Canlılar (insan,hayvan) klonlandıktan veya genleri büyük veya küçük ölçüde değiştirildikten sonra ruhları olur mu?
- Eğer o klonlanmış veya genetiği değiştirilmiş canlılarda mesela onu yapan insanlar hâşâ "Biz ayarladık, biz yaptık." deseler de yine de onun özelliklerini Allah mı belirlemiş olur?
- Dünyada fiziki olarak iyi, zeka olarak IQ'su ayarlanmış insanlar diye bir şey yapsalar nasıl bir şey olur?
- Ve bazı ateistler de ruh vs şeylerin beyindeki kimyasallarla ilgili olduğunu söylüyor, onlara da bir açıklama yapar mısınız?
- Dejavu bir anomali midir yoksa başka bir sebebi var mı?
* Allah'a inanıyorum, fakat bu gibi konular benim imanımı olumsuz etkiliyor ve birkaç gündür böyle şeyler beni rahatsız ediyor. Ne yapabilirim?
* Ayrıca bu konularda fazla bilgim yok internetten araştırdığım kadarıyla biliyorum.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Bu yöntem gerçek ise, hastalık tedavisinde kullanılabilir ve İslam da böyle bir şeyi destekler. Ancak insanın bireysel ve toplumsal yapısını değiştirecek şekilde kullanılırsa caiz olmaz.

İlk etapta düzeni bozan şeyler çekici gözükse de bireysel ve toplumsal dengeyi bozacağı için doğru olmaz.

- Klonlama yeniden yaratma değil var olanı düzenlemektir. Bu nedenle o da bir insandır ve ruhu kendine özel olarak vardır.

Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince:

Bu uzun sorunun belki cevabı bu kadar uzun olmayacak. Çünkü burada sorulan ve öğrenilmesi istenen konular o kadar derin ve o kadar geniştir ki, anlamaya ve anlatmaya bir insanın ömrü yetmediği gibi, onlarca asistanı profesör eder, fakat yine de tamamıyla hakikatini ortaya koymak mümkün olmaz.

Siz probleminizi son paragrafta ifade etmişsiniz. Dolayısıyla biz işe oradan başlamak istiyoruz. O son paragrafta şöyle diyorsun:

“Allah'a inanıyorum, fakat bu gibi konular benim imanımı olumsuz etkiliyor ve birkaç gündür böyle şeyler beni rahatsız ediyor. Ne yapabilirim? Ayrıca bu konularda fazla bilgim yok internetten araştırdığım kadarıyla biliyorum.”

Şimdi isterseniz biraz bunun üzerinde duralım.

Siz Allah’a inanmak istiyorsunuz. Ama bunu yolunu tam kestiremiyorsunuz. Zannediyorsunuz ki, “kâinattaki bütün olayları anlar ve bilirsem, o zaman onları yapan bir Allah’ın varlığına gönül rahatlığıyla inanabilirim.”

Burada bir metot hatası var. Allah’ın ilmi sonsuz olduğu için insanın Allah’ın yarattığı her şeyi en ince ayrıntılarına kadar bilmesi imkânsızdır. Ne söylemek istediğimizi şöyle bir misalle arz edelim. Sizin arkadaşlarınızdan birisi oturduğunuz evin duvarına omuz verip yüklense, siz de sorsanız;

- Ne yapıyorsun? O da şöyle cevap verse;

- Bu binayı ve dolayısıyla yer küreyi havaya kaldırmak istiyorum.

Siz ona herhalde şöyle cevap verirsiniz.

- Kardeşim sen herhalde aklını kaçırmışsın. O iş senin gücünü aşar. Onu kaldıramayacağını bilmek akıllılıktır ve ilimdir.

İşte insanın nasıl gücü sınırlı ve kâinatı idare etmeye ve kaldırmaya muktedir değilse, anlaması da görmesi de ilmi de böyle sınırlıdır. Kendi vücudumuzda meydana gelen olayları bilmekten ve anlamaktan aciziz.

Peki, biz Allah’ı bilmek ve anlamak için her şeyi öğrenmek ve bilmek mecburiyetinde miyiz? Hayır. 

Bunun daha iyi anlaşılması için şöyle bir soru soralım:

Geçmişteki peygamberler, evliyalar, asfiyalar ve ilim sahibi olmayan sıradan müminler bu sizin sorduğunuz gen teknolojisini biliyorlar mıydı? Allah bazı peygamberlerine ne bildirmişse hepsi o kadar. Diğer insanlar bu teknolojinin “T”sini bilmiyorlardı, ama en ön safta olan Müslümanlardı.

Allah mümin erkek ve kadına ilmi farz kılmıştır. O farz olan ilim iki kısma ayrılmaktadır. Birisi dünya hayatını kazanmak için bilgi sahibi olacaktır. Bu esnaflığı veya her hangi bir memurluğu elde etmek için gerekli tahsildir. Diğeri de ahiretini kurtaracak kadar dinini bilmek ve öğrenmek ve o bildiklerini yaşamaktır.

Allah’ı bilmek için ölçü şudur: Her eserin bir ustası olduğu gibi, kâinattaki bütün canlı ve cansızların da bir ustası vardır. O da Allah’tır. Bu kadar bilmemiz bizim için yeter.

Biliyorsunuz imanın 6 şartı vardır:

- Allah’ın varlığına ve bir olduğuna inanmak.
- Peygamberlere ve bizim peygamberimizin son peygamber olduğuna inanmak.
- Peygamberlere gelmiş olan kitaplara inanmak.
- Meleklerin varlığına inanmak.
- Öldükten sonra dirilmeye inanmak.
- Kadere, yani hayır ve şer her şeyi Allah’ın yarattığına inanmak.

Bir kimse bunların beşine inansa birine inanmasa dinden çıkar. Mesela, hepsine inansa meleklere inanmasa o iman kabul değildir. Çünkü bunların her birisi aynı zamanda diğerlerinin doğruluğunu kabul ve tasdik etmektedir.

Kur'an’a inandığınızı söylüyorsanız, Kuran meleklerin varlığından bahsediyor. O halde melkelerin varlığına inanmasanız, Kuran’ın sözünü doğru kabul etmiyorsunuz demektir. Peygambere inanıyorsanız, Kuran meleklerin varlığından bahsetmektedir. Meleklerin varlığını kabul etmemekle Peygamberin sözünün doğru olmadığını kabul ediyorsunuz demektir.

Şimdi İslamiyeti bu şekilde kabul eden bir kimse Allah’ın varlığını ya da Kuran’ın Allah kelamı olup olmadığını her seferinde test etmeye kalkarsa hata eder ve çok tehlikeli bir duruma düşebilir.

Sayılan bu iman hakikatleri ile ilgili olarak daha geniş bilgiyi, Kuran’ın bu asırdaki bir tefsiri olan Risale-i Nurlardan öğrenebilirsiniz.

Sizin esas probleminiz internet ortamında dinsiz ve imansız kimselerle tartışmaya girmenizdir. Çünkü onlar bir hakikatin ortaya çıkması için çalışmıyorlar. Onlara beşinci kol kuvvetleri deniyor. Bir milleti ve o milletin gençliğini dinsiz yapıp kendilerine bağlamak istiyorlar.

Siz onların iddialarına cevap vermek mecburiyetinde değilsiniz. Çünkü bizim ilmimiz sınırlı. Onların sorduğu sorulara cevap veremeyince nefsimiz ve şeytanımız oradan fırsat bulur ve bizi iman konusunda şüpheye düşürmeye çalışır.

Sizin ve sizin gibi olanların yapacağı şey, o tür yerlere hiç girmemektir. İslamiyet konusunda güvenilir kaynakları okumaktır.

Şimdi soruda geçen konuların bazılarına kısaca cevap vermeye çalışacalım.

Başta da ifade ettiğimiz gibi, o konuların her birisi kıyamete kadar araştırılsa yine sonu gelmez. Bizim de bilgimiz o konuda sınırlıdır. Ama biz usul ve metot yönünden konuları nazara vermeye çalışacağız.

Şunu hemen söyleyelim ki, o konuları bilmemek bir noksanlık değildir. Zaten insanın ömrü sınırlıdır. Bu konuda çalışma yapan ilim adamı her şeyi kendi araştırıp inceliyor değildir. Aynı gen ve aynı genin davranış tipleri üzerinde binlerce araştırmacı çalışmakta ve yayın yapmaktadır.

Aynı konuda çalışan bu insanlar diğerinin aynı konudaki yaptıklarını okur. Kendisi onun az farklı bir yönünü ortaya koymaya çalışır.  Öyle herkes genetik konusunda her şeyi bilmez. Daha doğrusu o ilmin sonunun olmadığını, her keşfedilen değerin altında pek çok sırrın tekrar araştırılması gerektiğini görür ve bilir.

Önce ruhtan kısaca bahsedelim:

Allah Kur'an’da ruh hakkında bize fazla bilgi verilmediğini beyan buyuruyor. Demek ki biz, elmayı veya portakalı elimize alıp onun hakkında bilgi sahibi olduğumuz gibi, ruh hakkında bilgi sahibi olamayacağız. Ama ruhun varlığını biliyoruz.

Bizim vücudumuzda bütün hareketleri Allah’ın izniyle idare etme ve yönetme gibi bir görevi var. Nasıl ki elektriği renk, şekil ve sıfatlarıyla tarif edemiyoruz. Gözle varlığını göremiyoruz. Ama bir fabrikanın çalışmasına sebep oluyor. Oradan varlığını anlıyoruz.

Her canlının ruhu kendisine hastır.

Allah yarattığı her sineğe, her ineğe, her koyuna, her kelebeğe, her arıya ve her insana bir ruh vermiştir.

Ölünce insanın ruhu ruhlar âlemine gönderilir. Haşirde tekrar vücudumuz yaratılınca bedene gönderilecektir. Nitekim anne karnında da ilk yaratılışımızda bizde canlılık vardı. Ama ruh yoktu. Bir hadiste cenin 40 günlük olunca ruhun ruhlar âleminden bedene gönderildiği bildirilir. Haşirde, yani ahrette tekrar diriltildiğimiz zaman, bu ruh berzah aleminden yani kabir hayatından bedene gönderilecektir.

Gen teknolojisi veya klonlama meselesi ise, metot olarak bir bitki üzerine aşı yapma gibidir.

Canlıların bütün genetik özellikleri kromozomlarında yer alan DNA’larda şifrelenmiştir. Tıpkı flaş diskte bir bilginin şifre ile depolandığı gibi, incir çekirdeğinde de bütün incirin tadından kokusuna, çiçek şeklinden yaprak yapısına, gövde şeklinden kabuk yapısına, yaprak tüy şeklinden yaprak sapı uzunluğuna kadar her şey şifrelenmiştir. O çekirdek Allah’ın izni ve emri ile açılır incir ağacı ve meyvesi ortaya çıkar. Bütün o ağacın özellikleri tekrar meyvenin içerisindeki çekirdeğinde şifre ile özetlenir.

İncirde böyle olduğu gibi elmada da böyledir. Armutta da insanda da koyunda da böyledir. Her bir canlının özelliği genetik yapısında şifrelenmiştir.

Gen mühendisliği, bu genlerin kesilip aynı veya farklı canlıya aktarılması esasına dayanır.

Konunun daha iyi anlaşılması için bir hücre olan tavuk yumurtasını ele alalım. Kuluçka makinesinde bir yumurtadan 21 günde civciv yaratılıyor ve dünyaya gönderiliyor.

Mesela bir araştırıcı, tavuğun ayağının hindi ayağı gibi olmasını istese. Yapacağı iş, yumurtanın içerisine bir aletle girip önce buradaki genetik yapıda hangi genlerin tavuğun ayağını tayin ettiğini tespit edecektir. Sonra hindi yumurtasına girip oradaki genlerden hangilerinin ayağın meydana gelmesinde rolünün olduğunu tespit etmelidir. Daha sonra tekrar tavuk yumurtasının içerisine girip ayağın meydana gelmesinde rol alan genleri oradan alıp, onların yerlerine hindinin yumurtasından alınan ayak genlerini buraya monte etmesi gerekir. O zaman bakar, eğer bu iş tutarsa tavuğa hindi ayağı aşılanmış olur. Tutmazsa, tavuğa hindi ayağının aşılanamayacağı sonucuna varılır.

Metot olarak kabaca gen teknolojisi böyledir. Elbette işin incelikleri ve hassasiyeti çok fazladır. Her şeyden önce o canlının canlılığına zarar verilmemesi gerekir.

Şimdi burada araştırıcı yeni bir hücre mi yapmıştır? Hayır. Sadece aktarma ve aşılama olmuştur. Hücrelerin büyütülmesi, geliştirilmesi, bölünmesi ve farklılaştırılması, yeni hücrelere hayat verilmesi tamamen Allah’ın emir, irade ve kuvvetiyledir.

“Bütün bu genetik çalışmaların olup olmayacağı ve ne seviyede olacağı Kuran’da var mıdır?” sorusunun cevabı; Evet, vardır. Çünkü Allah; yaş ve kuru ne varsa Kuran’da bulunduğunu bildiriyor. Peki, neresinde bahsediyor gösterin?

Nasıl ki incir çekirdeğinin içerisinde incir yaprağının şekli şifre şeklinde mevcutsa, Kuran’da da her şey ayet ve harflerde şifrelenmiştir. Bizim bilemememiz onun olmadığına delil olmaz.

Sonuç olarak:

Her bir varlığın araştırılması ve incelenmesi, ondaki bir takım özelliklerin açığa çıkarılması, bize Allah’ın ilminin, irade ve kudretinin ne kadar büyük, ne kadar ihatalı olduğunu gösterir. Atomdan galaksilere kadar her şey Allah’ın eseridir. Dışarıdan hiçbir parmak karışamaz. Allah, bu varlıkların pek çoğunu her ilkbaharda yeniden nasıl yaratıyorsa, kıyametin kopmasından sonra da yine öyle yaratacaktır. Ahiret de haşir de haktır ve muhakkaktır. Mutlaka gelecektir. Herkes yaptığının karşılığını bulacaktır.

Bütün ilmî çalışmaların konusu Allah’ın kâinattaki varlıklarıdır. Dolayısıyla ilimde elde edilen ve ortaya çıkarılan her bir incelik ve genişlik, Allah’ın ilminin, irade ve kudretinin derinliğini, enginliğini ve zenginliğini gösterir.

İlimden elde edilen değerlerle her seferinde Allah’ın varlığını ve yokluğunu test etme ve deneme, akıllı ve inanan bir kimsenin yapacağı iş değildir. O inkârcıların ve şeytanın yaptırmaya çalıştığı bir iştir. Çünkü bazen inceliklerini bilmediğimiz bir şey bizi yanlış kanaate götürür ve Allah’ın varlığı hakkında şüpheye düşürmek için şeytanın işine yardım eder.

Bunun için insanların yolunu saptırmak için yazılmış olur-olmaz eserlerindes sakınmamız gerektiği gibi, internetten de ipe-sapa gelmez meselelerin peşine düşüp aklımızı ve fikrimizi dağıtmakatdan da sakınmalıyız.

Yoksa aklımızı ve fikrimizi dağıtarak divane oluruz. Ruhen ve manen hasta hale geliriz. Bunun tek yolu, bu tür yerlerden uzak durmaktır. Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmektir. Güvenilir İslami kaynakları okumak ve ibadetleri yapmaktır.

İlave bilgi için tıklayınız:

Tüp bebekle insan klonlama arasında fark nedir?
Yaratma ve Klonlama.
Klonlama nedir?
Genetik şifrenin bulunması insanlığın menfaatine midir yoksa ...
Hayvanlardaki ruh ile insandaki ruhun farkları var mıdır?
Ruhun hücreler üzerinde hâkimiyeti yok mudur? Ruh çıkınca ...
Genetik kopyalama ve çeşitli bilimsel gelişmeler ile ilim, dinin yerini ...
Genetik kopyalama hakkında bilgi verir misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun