Şafi mezhebine göre temizlik (taharet) ile ilgili hükümler nelerdir?

İçindekiler

İslâmiyet, maddî ve manevî temizliğe çok önem veren bir dindir. Yüce Al­lah, temizliğe önem veren kullarını överken şöyle buyuruyor: "Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri sever, çok temizlenenleri sever."' (Bakara 2/222.)

Sevgili Peygamberimiz de çok defa ümmetini temiz olmaya ve temizliğe önem vermeye teşvik ederek şöyle buyurmuştur: 'Temizlik imanın yarısıdır. (Müslim Taharet, 1.)

Bütün fıkıh ve ilmihal kitaplarında temizlik bahsi, ibadetlerin en önemlisi olan namaz bahsinden önce ele alınmıştır. Çünkü temizlik, namazın sahih (geçerli) olmasının şartıdır. Bu şarta riayet edilmeden kılınan namazın sahih olmayacağı bellidir. Bir hadis-i şerifte, "Namazın anahtarı temizliktir" (Tirmizî, Taharet, 3.) buyrulmuştur.

Temizlik

Sözlükte taharet, "sidik ve benzeri maddî, kusur ve günahlar gibi mane­vî kir ve pisliklerden arınmak" anlamına gelir. Dinî ıstılahta ise, "namaz ve ta­vaf gibi ibadetlere mani olan hades ve necasetin giderilmesi"dir. Şafiî mezhe­bi müctehidlerinden İmam Nevevî temizliği şöyle tanımlar: "Temizlik, hadesin (abdestsizlik, cünüpîük ve kadınların özel hallerinin) veya necasetin ya da mâna ve şekil bakımından bunlara benzeyen şeylerin giderilmesidir." (Nevevî, el-Mecmû', 1/123.)

Mâna ve şekil bakımından hades ve necasete benzeyen şeylerin gide­rilmesinden kasıt, cuma guslü gibi sünnet olan gusüller ve abdest üzerine ab-dest almaktır.

İnsanın bedenine, elbisesine ve ibadetini eda edeceği mekâna bulaşan necasetin giderilmesi farzdır. Bunu şu âyetlerden anlıyoruz: "Elbiseni temiz­le."' (Müddessir 74/3.)

'Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû ve secde edenler için evi­mi (Kabe'yi) tertemiz tutun."(Bakara 2/125.)

Elbise ve mekânı temizlemek farz olduğuna göre bedenin temizlenmesi öncelikle farz olur. Çünkü beden temizliği, namaz kılacak olan kişi için daha fazla gereklidir.

Sıvı ve Katı Maddelerin Temizlenmesi

Sıvı ve katı maddeler şu dört şeyle temizlenirler:

1.  Mutlak su. Bu su şu âyette zikredilmektedir: "Hani Allah sizi temizle­mek için gökten üzerinize su indiriyordu."( Enfâl 8/11.)

Mutlak su yedi çeşittir:

a) Yağmur suyu.

b)  Kar suyu.

c)  Dolu suyu.

d)  Pınar suyu.

e)  Kuyu suyu. f) Nehir suyu.

g) Deniz suyu.

2. Temiz toprak.

"Su bulamadığınız zaman temiz bir toprağa yönelin; onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (teyemmüm edin).'"'( Mâide 5/6.)

3.  Tabaklamak (dibâgat). "Herhangi bir deri tabaklanırsa temizlenmiş olur."' İbn Mâce, Libâs, 2

4.  Şarabın, içine herhangi bir şey katılmaksızın sirkeye dönüşmesi.

Bu dört temizleyici ile şu dört temizlik gerçekleşir:

1. Abdest.

2. Gusül.

3. Teyemmüm.

4.  Necasetin giderilmesi.

Kılıç ve benzeri düz ve parlak bir şeye necaset bulaştığında silinerek te­mizlenmesi mümkün olmaz. Mutlaka suyla yıkanması gerekir. Aynı şekilde necaset bulaşan ayakkabı da yıkanmaksızın yere sürmekle temizlenmez. Ne­caset bulaşmış bir yer, üzerine bol miktarda su döküldüğünde temizlenir.

SUYUN KISIMLARI

Sular iki kısımdır:

1. Mutlak su. Bu, aslî halini koruyup içinde herhangi bir karışımın bulun­madığı sudur. Mutlak suyun yedi çeşit olduğunu yukarıda söylemiştik.

2.  Mukayyet su. İçine temiz bir şey karıştığı için rengi, tadı ve kokusun­dan ibaret olan üç vasfının bir kısmını veya tamamını kaybeden sudur.

SUYUN NEVİLERİ

Hadesi (hükmî pisliği) gidermeye elverişli olup olmaması bakımından su­lar üç nevidir:

1. Hem temiz hem de temizleyici olan su. Bu, semadan yağan veya yer­den kaynayan ve aslî halini koruyan; rengi, tadı, kokusu gibi üç vasfından bi­ri değişmeyen ya da içerisine temiz toprak, tuz veya yosun gibi temizleyici özelliğini gidermeyen bir şeyin karışması sebebiyle değişikliğe uğramış olan sudur. Suyun özelliklerine değinilen bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: "Suyu hiçbir şey pis hale getirmez. Ancak yarısından fazla miktarda içine bir şey karışır da rengi, tadı veya kokusu değişirse necis olur."  (İbn Abdülber, et-Temhîd, 24/17.)

Bu suyla pislikler giderilir, abdest alınır ve gusül yapılır.

2.  Temiz ama temizleyici olmayan su. Bu su üç kısma ayrılır:

a) İçine temiz bir şey karıştığı için temizleyicilik vasfını kaybeder. Abdest ve gusül almada, necaseti gidermede kullanılamaz.

b)  Az miktardaki müstamel (kullanılmış) su. Buradaki azlıktan maksat, kulleteyn yani eni, boyu ve derinliği 60'ar cm. olan bir havuz veya çapı 48, de­rinliği 96 cm. olan silindir şeklindeki bir havuz, yahut şekli ne olursa olsun 216 litre hacimli bir havuz dolusu su demektir. Bu miktardan eksik olan su az ol­duğu için temizlikte bir defadan fazla kullanılamaz. Ama bu miktardaki suyun veya daha fazlasının içinde bulunduğu bir havuzdan defalarca abdest alınsa, o havuzdaki su müstamel sayılmaz.

c)  Bitkilerden akan sular; karpuz suyu gibi. Veya sınaî yöntemler kullanı­larak bitkilerden elde edilen sular; gül suyu gibi.

3. Pis su. İçine necaset düşen suya denir ki, iki nevidir:

a)  Kulleteyn miktarındaki hem temiz hem de temizleyici olan ve içine ne­caset düşüp de rengi, tadı veya kokusu değişmeyen su.

b)  Kulleteynden az miktardaki hem temiz hem de temizleyici olan ve içi­ne necaset düşen su.

Bunlardan (a) kategorisine giren sular temiz olup her türlü temizlikte kul­lanılabilir, (b) kategorisine giren sular ise necis olup bahçe ve tarla sulama­sında kullanılabileceği gibi hayvanlara da içirilebilir.

ARTIK SULAR

1.  İnsanın su artığı temizdir.

2.  Eti yenen hayvanın su artığı temizdir.

3.  Kedi ve gelincik gibi hayvanların su artığı temizdir.

4.  At, eşek ve katır gibi hayvanların su artığı temizdir.

Bu suların içilmesi ve bunlarla abdest alınması caizdir.

5.  Köpek ve domuzun su artığı necistir. Tabii olarak bu suyu insanların içmeleri, maddî ve manevî temizlikte kullanmaları caiz değildir.

KUYULAR

Sinek, bit, pire, arı ve akrep gibi akıcı kanı bulunmayan hayvanlardan bi­ri kulleteynden az bir kuyuya veya yine kulleteynden az olan başka bir sıvının içine düşüp ölürse, içine düştüğü şey necis olmaz. Ama başkası tarafından kasten içine atılırsa, içine atıldığı şey necis hale gelir.

Bir adam kulleteynden az bir kuyunun veya başka bir sıvı maddenin içine düşüp ölürse, içine düştüğü şey necis olmaz. Zira insan hayattayken müker-rem (şerefli ve temiz) olduğu gibi öldükten sonra da mükerremdir, temizdir. (Haneliler bu görüşe katılmamaktadır.)

Ancak bedeninde pislik varsa, o zaman içine düştüğü şey necis hale gelir.Koyun, köpek, kedi, fare, tavuk gibi hayvanlardan biri kulleteynden küçük bir kuyuya düşüp ölürse o kuyunun suyu necis olur.

Kan, şarap, sidik gibi necis şeylerin bir damlası bile içine düştükleri kuyu­yu necis hale getirirler. Bu kuyunun temizlenebilmesi için, bu pis şeyler çıka­rıldıktan sonra suyun tamamının boşaltılması gerekir.

Kuyuya düşen hayvanların dışkıları o kuyudaki suyu necis hale getirir. Ancak kuyudaki su,kulleteynden fazla miktarda ise, içine düşen necis şeyler­den Ötürü necis olmaz. Ama içindeki suyun rengi, tadı veya kokusu değişirse o zaman su da necis olur.Bir kuyuda ölü bir hayvan görülür de ne zaman öldüğü bilinmezse, eğer şişmemiş ise bir gün önce öldüğüne; şişmiş ise üç gün önce öldüğüne hükme­dilir ve o süreden beri o suyla abdest alınarak kılınmış olan namazların iade­si; o suyla yıkanmış olan elbise ve diğer şeylerin yeniden yıkanması gerekir.

AFFEDİLİR (GÖRMEZDEN GELİNEBİLECEK) NECASETLER

1.  Normal gözle görülmeyen necaset, ağır ve büyük pislik cinsinden de olsa affedilmiştir.

2.  Ateşte yakılan bir necasetin az miktardaki dumanı affedilmiştir. Yakıl-maksızın kendiliğinden çıkan buharı ise temizdir.

3.  Necis olduğu kesin olarak bilinen şeylerle karışan sokak çamurları af­fedilmiştir. Bu çamurun necis olduğu sanılır veya bu hususta şüpheye düşü-lürse temiz sayılır. Bu çamurların muaf sayılmaları için aşağıdaki şu dört şar­tın gerçekleşmesi gerekir.

a)  Necasetin kendisi görünür olmamalıdır.

b)  Yolda yürümekte olan kişi bu pisliklerden mümkün mertebe sakınma­lıdır.

c) Yürürken veya bir bineğe binmiş iken bu pislikler kendisine bulaşmış olmalıdır. Eğer kendisi bu pisliğin içine düşer de elbisesi kirlenirse muaf (te­miz) sayılmaz.

d)  Bu pislikler sadece elbiseye veya bedene bulaşırsa muaf sayılır.

Peynir ve meyvelerdeki ölü kurtçuklar muaf sayılırlar.İnfehalar da muaf sayılırlar. İnfeha, süt oğlaklarının veya danalarının mi­delerinden çıkan sıvılardır ki, bunlar peyniri mayalandırmada kullanılırlar.İlâçları ve esansları kullanıma elverişli hale getiren necis sıvılar da fazla olmamak ve yeteri kadar kullanmak kaydıyla muaf sayılırlar. Et ve kemik üze­rinde kalan kan muaf sayılır.(Cezîrî, Mezâhib, 1/1&19.)

Müslüman kişi her zaman ve her yerde temizliğe önem vermeli, elbisesi­ni, bedenini ve kalbini temiz tutmaya özen göstermelidir. Şu halde namaz kı­lacak olan bir kimse namazını kılmadan önce bedeninin, elbisesinin ve namaz kılacağı yerin temizliğini sağlaması, hades denilen hükmî pislikten ve necaset dediğimiz gerçek pislikten temizlenmiş olması şarttır.

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun