İncil ve Tevrat’ta, Allah'ın sıfatı olan "BİR" olmak, niçin ve nasıl değiştirilerek "ÜÇ" yapıldı?

Tarih: 11.08.2014 - 06:29 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sitenizde bu soruya tatmin edici cevap bulamadım.

- İsevîler veya Hristiyanlar Hazret-i İsa'ya ve Musevîler, Hazret-i Uzeyre Allah'ın oğlu demişler ve diyorlar) Değiştirenlerin bir çıkarları mı vardı?

- Papazlar veya din adamları kendilerine bir güç ve yetki atamak için mi bu değişikliği yapmışlar?

- Tarihteki gerekçeleri ve sebepleri ile ilgili bir araştırma veya tez var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Evvela Yahudilerde teslis / üçleme akidesi yoktur. Onlar da Müslümanlar gibi Allah’ın birliğine inanıyorlar. Bu sebeple Tevrat’ta “üçleme” akidesine dair herhangi bir ifade söz konusu değildir.

Bazı Yahudilerin Hz. Uzeyr’e "Allah’ın oğlu" demeleri, bir üçlemeyi ifade etmiyor. Yalnız, kaybolan Tevrat’ı yeninden ortaya koyan Hz. Uzeyr’e olan aşırı saygı ve sevgiden dolayı ona “Allah’ın oğlu” dediler. Bunun teslisle bir ilgisi yoktur.

- Hristiyanlıktaki “teslis / üçleme” itikadı “ekanim-i selase” denilen üç mefhumdan oluşmuştur. Bunlar “Baba = Rab, Ruhu’l-kudüs = Cebrail, Oğul = İsa”dır. Teslis akidesine göre uluhiyet, bu iç uknumun birleşmesinden meydana gelir. Kur’an’ın ifadesiyle, onlar “Allah -bu- üçün üçüncüsüdür.” derler.

- Araştırmacıların bildirdiğine göre, “teslis / üçleme” akidesi, ne Hz. İsa’nın hayatında ne havarilerin hayatında söz konusudur. Bu akideyi Hristiyanlık dinine sokan ilk kişinin Pavlous olduğu kabul edilmektedir. Aslen bir Yahudi olan bu zat, ilk defa Hz. İsa’ya “Allah’ın oğlu” demeye başladı. Hristiyan din adamları buna şiddetle karşı çıktılar. Bunların başında havarilerden Barnaba ve onların başı sayılan Butrus ve Eriyous gelir. Asırlar boyu tevhit ehli ile Pavlousçu teslisçiler arasında münakaşalar ve savaşlar devam etti.

Nihayet Hz. İsa’nın doğumundan 300 yıl sonra Eriyous’un tabileri ile Pavlous’un tabileri arasında şiddetli savaşlar oldu ve binlerce kişinin kanı döküldü. Fakat Roma imparatoru Konstantin Hristiyanlık dinine girdikten sonra eski putperestlik düşüncesine uygun geldiği için teslis / üçleme akidesini destekledi. Büyük çoğunluğu bu akideyi benimseyen din adamlarından oluşan bir konseyin toplanmasını temin etti ve nihayet 325 yılında meşhur İznik konsilinde bu akide kabul edildi. (bk. M. Ziyaurrahman el-Azami, el-Yahudiye ve’l-Mesihiye, s.293-303)

- Bazı araştırmacılara göre, Pavlous’ın üçleme akidesini kabul etmesinin asıl nedeni, Hristiyanlık dinini temelden bozma arzusudur. Çünkü kendisi mutaassıp bir Yahudidir ve bazı Hristiyanların öldürülmeleri için büyük çaba sarf etmiştir. Ancak bu kin ve hıncını tam tatmin etmek için “Şam’a giderken yolda Hz. İsa’nın kendisine seslendiğini ve 'teslis / üçleme' akidesi çalışmasını istediğini...” belirtmiş ve bundan böyle bu yolda gayret göstermiştir. (bk. el-Azami, el-Yahudiye, a.y)

- İznik Konsilinde onlarca İncil arasında üçleme akidesini kabul eden şimdiki mevcut dört İncil kabul edildi. Diğerleri sahih olmayan eserler olarak benimsendi. Bundan böyle gerek Roma devleti, gerekse devletin desteğini alan din adamları bu akideyi resmi bir inanç olarak ders vermeye başladılar.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun