İmam Süfyan es-Sevri Hz. Ali'nin aleyhinde konuşmuş mudur?
- Şia'nın iddiası şöyle:
İbni İsmail Süfyan es-Sevri’nin şöyle dediğini aktardı: “Rafizileri terk ediyorum ve Ali’nin faziletinden söz edenlere buğz ediyorum.” (ez-Zehebi, “Siyer”, 7/253)
- Bu iddiaya nasıl cevap vermeliyiz?
Değerli kardeşimiz,
Konuya birkaç açıdan cevap verilebilir:
Cevap 1:
Her sözü kendi yerinde değerlendirmek gerekir. Bu nedenle bir sözü "kim söylemiş, kime söylemiş, niçin söylemiş ve hangi makamda söylemiş" gibi konular çok önemlidir. Bunları iyi anlamadığımız zaman, her sözü yanlış yorumlama ihtimali vardır.
Örneğin sorudaki sözü, Süfyan-ı Sevri gibi bir müçtehit demiş, Hz. Ali’yi batıl görüşlerine alet eden Rafizilere demiş, Hz. Ali’nin faziletlerini yanlış yerde kullanmasınlar diye demiş ve Hz. Ali için söyleyeceği her faziletin dalaletlerine delil gösterilecek bir makamdayken demiş.
Demek ki, Süfyan-i Sevri gibi bir müçtehidin Hz. Ali hakkında söyleyeceği her faziletin batılda, haktan sapmada kullanılacağı bir makamda ve konumdayken bunu demiş.
Nitekim bizzat kendi ifadesiyle Süfyan-i Sevri bu konuda neden Hz. Ali ile ilgili faziletleri söylemek istemediğinin hikmetini şöyle açıklamıştır:
“Şiilerin tutumu, Hz. Ali’nin faziletlerini söylememe engel oldu.”(1)
Şu halde, Süfyan-i Sevri Hazretleri, Hz. Ali’nin faziletlerini inkar etmiyor, aksine kabul ediyor, ancak bu faziletleri söylediği zaman batılda ve sapkınlıkta kullanacak olanlara fırsat vermek istemediği için söylemek istememiştir.
Cevap 2:
Süfyan-ı Servi (doğum: 97/715), tebeu't-tâbiînden olan büyük bir müçtehiddir. Onun babası, annesi, amcası Kütüb-i Sitte'de yer alan bazı hadislerin ravileridir.
Süfyan-ı Servi'nin ilmi, Abdullah b. Mesud yoluyla Hz. Ali'ye dayanır. Diğer hocaları tanınmış Sünni alimler ve müçthidlerdir. Kendisi, Abbasi halifesi Mansur'a Ehl-i beyte yaptıkları haksızlıktan dolayı karşı çıkan biridir ve onun kadılık teklifini kabul etmemiştir, ehl-i Beyti sever.(2)
Müçtehid olan birinin; sahabeden olan, hele hele büyük sahabilerden olan ve hilafet makamında bulunan Hz. Ali gibi Al-i beyt'ten olan birisin aleyhine delilsiz konuşması ve ona tahkir manasına gelecek şekilde ifadelerde bulunması mümkün değildir. Özellikle Kur'an ve hadislerin faziletini açıkladığı sahabe ve Al-i beyt konusunu bilmemesi de imkansızdır.
Müçtehidilerin görüşlerinde farklılıklar olmasına rağmen, onların içtihadları Kur'an ve hadislerin açıklamalarına dayanır. Süfyan-ı Servi büyük bir müçtehidddir ve şüphesiz Ehl-i sünnet müçtehidlerindendir. Böyle bir durum söz konusu olsaydı; şimdiye kadar onun Hz. Ali hakkındaki içtihadları veya Hz. Ali Efendimiz aleyhinde konuştukları asla gizli kalmazdı. Bir müçtehidin, haklarında sevgi ve saygıyı emreden ayetler ve hadisler ortadayken, Ehl-i beyti ve ashabı sevmemesi de söz konusu olamaz.
- Bir başka husus: Böyle konularda sadece tarih kitapları sıhhatli karar vermek için delil olmaz. Bir konuda doğru karara varmak için en az iki şahid-i sadık gerekir. Gelin görün ki; tarih kitapları hadisler gibi cerh ve tadilden geçmemiş kitaplardır. Bunlarda yer alan raviler ve ravilerin sözleri tenkit süzgecinden geçmemiştir. Tarih kitaplarında bedihi hakikatlere ters düşen bilgilere de rastlanır.
Ayrıca bu kitapların değişik baskılarında farklı ve birbirini tutmayan, sonradan karışmış ve karıştırılmış bilgiler yer alabilmektedir. Bazen bu tarih kitapları tahrif de edilmişlerdir. Bu nedenle bir tarih kitabında geçen bir sözün doğru mu yanlış mı olduğu, farklı kitaplarla karşılaştırmalar yapılarak, hadislerle mukayese edilerek anlaşılabilir. Delil katiyyü'l-metin (sağlam) olduğu gibi, katiyyüd-delâlet de olmalıdır.
Cevap 3:
Süfyan es-Sevri’nin: “Rafizileri terk ediyorum ve Ali’nin faziletinden söz edenlere buğz ediyorum.”(3) sözü de çok su götürür.
Bir kere burada öncelikle Rafizilerden söz edilmektedir. Eğer böyle bir sözü varsa, bu da öncelikle Rafizilerle ilgilidir.
Rafizilere, başta Şia olarak bildiğimiz Caferiye mezhebi imamları da karşıdırlar.
Diğer yandan; Ehl-i Beyti sevmek başka, Rafizileri benimsememek başkadır. Her Ehl-i beyti seven de Rafizi veya Şii değildir.
Rafiziler Ehl-i beyt sevgisinden girerek, bunu kendileri lehine kullanmak istemektedirler. Süfyân-ı Servî buna karşı çıkmak için bu sözü söylemiş olmalıdır. Burada Hz. Ali'nin faziletine karşı çıkmak değil, Onun faziletini Rafizilik lehine kullananlara karşı çıkmak vardır.
Kaynaklar:
1) Ebu Nuaym el-İsfehani, Hilyetü’l-evliya, Beyrut, 1996, 7/27.
2) Süfyan es-Sevrî’nin hayatı ve kimliği hakkında bk. Recep Özdirek-Ali hakan Çavuşoğlu, "Süfyan es-Sevrî" DİA, XXXVIII, İstanbul 2010, s. 28.
3) ez-Zehebi, Siyer, 7/253.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Şu an günümüzde bulunan Aleviler doğru yoldan sapmışlar mıdır? Aleviler bidat ehli midir? Aleviler ile görüşmek uygun mudur?
- Ateşle azâb etmek haram ise, Hz. Ali neden ateşle azab etti?
- Ehl-i beyt, sahabeden üstün müdür?
- Maturidi’nin İmamet konusuna bakışı nedir?
- Al-i Aba ne demektir?
- Hz. Muaviye'yi sevmesek sorumlu olur muyuz?
- Kadınların cenazeyle kabre gitmeleri caiz midir?
- Ehl-i sünnet ve Ehl-i beyt kavramlarını açıklar mısınız?
- EHL-İ BEYT
- EHL-İ BEYT