İmam Azam'ın Arapçaya karşı olduğunu iddia edenler vardır?
- Bu konuda bilgilendirir misiniz?
Değerli kardeşimiz,
Bu iddiaya ortaya atanlar, İmam Azam'ın Fatiha suresini bilmeyen kimselerin -öğreninceye kadar- Arapça metnin dışında Farsça olarak da okuyabileceğine dair sözlerini delil getiriyorlar. İmamın “Arapçacılığa karşı” olduğunu söylemek için din konusunda echel olmak bile yetmez. Kur’an’ın açık ayetlerinde “Kur’an’ın Arapça lisanıyla indirildiği” gerçeğini bildiği halde, böyle bir saçmalığı dillendirmek gerçekten dinî bir risk taşımaktadır.
Aslında bu konu o kadar açıktır ki, fazla bir şey söylemeye bile gerek yoktur. Zira bu saçmalıklara göre, “Kur’an’a bağlı olanlar Arapçacılık yapıyor, Muhammed-i Arabi olan Hz. Peygambere (asm) iman eden Arapçacılık yapıyor, Sünnete bağlılığını ifade eden Arapçacılık yapıyor.” demektir.
Bediüzzaman Hazretlerinin bu konudaki görüşlerini -özet olarak- takdim etmekte fayda vardır:
“İmam-ı Azam, diğer imamların aksine demiş ki: İhtiyaç olsa, İslâm merkezinden uzak yerlerde, Arapçayı hiç bilmeyenlere, ihtiyaçları nispetinde Fatiha yerine, onun Farsça tercümesinin okunması caizdir. Öyleyse, biz de muhtacız, Türkçe okuyabiliriz. Hâlbuki İmam-ı Azam'ın bu fetvasına karşı, başta Hanefi mezhebinin büyük imamları ve diğer on iki müçtehit imamlar, o fetvanın aksine fetva vermişlerdir. Âlem-i İslâm'ın cadde-i kübrası, cumhuru teşkil eden imamların caddesidir. Bu büyük ümmet ancak büyük caddede gidebilir. İnsanları dar yollara sevk edenler onları yoldan çıkarırlar.” (bk. Mektûbat, s.406).
Bediüzzaman’a göre, İmam-ı Azam'ın fetvası beş yönden husûsi bir özellik arz etmektedir:
Birincisi: İslâm merkezinden uzak yerlerde bulunanlar içindir.
İkincisi: Gerçek ihtiyaca göredir.
Üçüncüsü: Bir rivayette cennet ehlinin lisanı sayılan Farsça diline mahsustur.
Dördüncüsü: Fatiha sûresine mahsus olarak cevaz verilmiş, ta ki Fatihayı bilmeyenler namazı terk etmesinler.
Beşincisi: Bu fetva, imanın kuvvetinden çıkan bir İslâm hamiyetiyle, Fatihayı bilmeyen insanların, hiç olmazsa mukaddes mânâları anlamaya yönelik istekleri sebebi ile verilmiştir.
Halbuki imanın zayıflığından kaynaklanan ve menfî milliyet / ırkçılık fikrinden çıkan Arap diline karşı nefretin ve imanın zayıflığının bir göstergesi olan bu tahribat arzusu doğrultusunda, sûrelerin ve diğer kutsî kelimelerin Arapça aslını terk etmek dini terk etmek demektir.(bk. a.g.e).
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- At eti yenir mi?
- "...Mekke ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik..." (Şura, 42/7) ayetini, Peygamberimiz'in bütün insanlığa gelmesi ve İslamiyetin evrenselliği ile açıklar mısınız?
- "Allah'a ve âhiret gününe iman eden bir topluluğun-babaları, oğulları, kardeşleri yahut diğer akrabaları da olsa- Allah'a ve Peygamberine düşmanlık eden kimselere sevgiyle bağlandıklarını göremezsin." (Mücadele, 58/22) ayetini açıklar mısınız?
- Zeynüddin Irakî, muhaddis midir; hangi eserleri vardır?
- "Allah Teâla Hazretleri, Nısf-u Şaban gecesinde dünya semasına iner ve Kelb Kabîlesinin koyunlarının tüyünün adedinden daha çok sayıda günahı affeder." Bu hadisin sıhhati hakkında bilgi verir misiniz?
- Gecenin bir bölümünde ve yıldızların batışında da onu tesbih et. (Tur, 52/49) Yıldızların batması nasıl oluyor, ayetin Arapçasındaki batış kelimesinin anlamı nedir?
- Fudayl b. Iyaz’ın hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Kur'an-ı Kerim'de insandan, âdem ve beşer kavramları kullanılarak bahsediliyor; insan, âdem ve beşer kavramlarının kökeni nedir?
- Sabır dilemek musibet getirir. Sabır dilemek yerine af ve afiyet dilemek gerekir deniyor. Nasıl değerlendirmeliyiz?
- Peygamberimizin İblis ile diyaloğu nasıl olmuştur?