İftiranın cezasını çekmek, iftiraya uğrayan için hayır mı?

- Nur 11: İftirayı atanlar içinizden bir gruptur. Bunun sizin için kötü olduğunu sanmayın, aksine bu hakkınızda hayırlıdır. Onların her biri işlediği günahı yüklenecektir. İçlerinden günahın büyüğünü üstlenen için ise büyük bir azap vardır.
- Nur suresi 11’de diyor ki aksine sizin için hayırlıdır. Şimdi benim anlamadığım onların ahirette azaplarını çekecek olması, niye diğer insanlar için hayır oluyor?
- İftira attıkları kişinin günahını üstlenseler anlarım da kendi günahlarının cezasını çekmek neden iftiraya uğrayan kişiler için hayır olsun?

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayetin meali şöyledir:

“O iftirayı atanlar içinizden bir gruptur. Bunun sizin için kötü olduğunu sanmayın, aksine bu hakkınızda hayırlıdır. Onların her biri işlediği günahı yüklenecektir. İçlerinden günahın büyüğünü üstlenen için ise büyük bir azap vardır.” (Nur, 64/11)

Ayette zikredilen iftira hadisesinin hayır olduğu gerçeği, iftira atanların ceza çekmeleri ile hiçbir ilişkisi yoktur.

Bilakis, bu iftiradan rahatsız olan kimselerin durumuyla ilgilidir.

Konuyu birkaç madde hâlinde izah etmekte fayda mülahaza etmekteyiz:

a) “Bunun sizin için kötü olduğunu sanmayın, aksine bu hakkınızda hayırlıdır.” mealindeki ifadenin çoğul olması, muhatabın sadece Hz. Aişe ve Hz. Safvan’ın olmadığını göstermektedir.

Demek ki, bu hitaba iftiradan üzülen, Hz. Muhammed (asm), Hz. Ebu Bekir (ra) gibi diğer bazı yakınları ve bütün üzülenler de dâhildir.

b) Bu ifk olayından kazanılmış hayır cihetleri ise şöyledir:

Birincisi: Söz konusu mağdur kişilerin bu iftira karşısında -Allah’ın rızasını kazanmak için- sabır göstermeleridir ki, büyük bir sevaba mazhar olmuşlar. Bu davranış aynı zamanda zulme uğramış veya uğrayacak olan malum müminler için de bir ders olmuştur.

İkincisi: Bu iftiranın açığa çıkmasıyla, masum tarafın töhmetten kurtulmalarına vesile olmakla hayır olmuştur. Aksi takdirde bu töhmet şüphe hâlinde bazılarının içinde -suizanla da olsa- uzun bir müddet devam edecekti.

Şimdi ise iftiracıların yalanları ortaya çıkmakla onlar şerrin çukuruna düştükleri gibi, masumlar da hayrın bahçesine girmişlerdir.

Üçüncüsü: Başta Hz. Aişe (r.anha) olarak bu mağdur olan tarafın fazilet ve şereflerinin Kuran’la ilan edilmesi ve 18 ayetle onların güzel ahlak sahibi olduklarının seslendirilmesi eşsiz bir hayırdır.

Özellikle Hz. Aişe (r.anha)’nin iffet ve yüksek ahlakının Allah tarafından tasdik ve tescili ve bunun kıyamete kadar devam eden bir mesaj olması, eşi benzeri olmayan bir “hayır” mührüdür.

Üstelik bu iftirayı yapanların ahlaksız, yalancı, müfteri olduklarının ilanı da iftiraya uğrayanların faziletlerini çağrıştıran ayrı bir hayır sicilidir.

Dördüncüsü: Kuran’ın bu ilanıyla Hz. Aişe (r.anha)’nin yüksek ahlak sahibi, iffet abidesi bir kadın olup olmadığı hususu, insanların iman veya küfür damgasını yemeye vesile yapılmıştır.

Kuran’da İfk hadisesiyle ilgili yapılan ilanlara uygun düşünenlerin mümin, buna aykırı düşünenlerin kâfir olduklarının bir sembolü olmuştur.

Böyle bir simge makamında olmaktan daha güze ne olabilir ki? (krş. Fahreddin Razi, Mefatih, ilgili yer)

Rabbimiz bizi ehlisünnet ve’l-cemaatin saflarında kaim ve daim eylesin. Âmin!..

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet